Sorun o değil tradutor Russo
539 parallel translation
Oh, Sorun o değil.
Конечно.
Sorun o değil.
Не в этом дело.
Hoşuna gitmese de. Sorun o değil.
Но и Дюэйна тоже, нравится это тебе или нет.
Sorun o değil.
- Не в этом дело, мсье. - А в чём же?
Sorun o değil, sorun sensin.
Я беспокоюсь не о церкви, а о тебе.
Sorun o değil ki, sorun şu oyuncak gibi motor.
Надо только выгнуть вмятину. Проблема не во вмятине.
- Sorun o değil.
- Мы не об этом.
Sorun o değil.
Это не вопрос симпатии.
Sorun o değil.
- Не в этом дело.
Hayır sorun o değil.
Дело не в этом.
Kötü dövülmüş ama sorun o değil.
Избили его сильно, но не в этом проблема.
- Sorun o değil.
- Нет... просто...
Sorun o değil Walter.
Дело не в нем, Уолтер.
Evet ama sorun o değil.
Да. Но дело не в этом.
Hayır, sorun o değil.
Нет, дело не в этом.
- Sorun o değil.
- Я не из-за этого!
Sorun o değil.
Вопрос даже не в этом.
- Sorun o değil.
- Дело не в этом.
Hayır, sorun o değil.
Нет... дело не в этом.
- Hayır sorun o değil.
Нет, не в этом дело.
evet, fakat, bilirsin, sorun o değil.
Да, только, дело не в этом.
Sorun değil O'Conner.
Все в порядке.
Çingene müziği demişken, o Ochi Tchornya kutularını satmakta büyük sorun yaşıyoruz, değil mi?
Кстати, о цыганской музыке. Мы никак не можем допродать... -... шкатулки "Очи чёрные".
O sorun değil. Çok dikkatli davranıyor.
Не волнуйтесь, она очень осторожна.
Bir sorun çıkacaksa, o bana çıkaracak, ben ona değil.
Уж если у кого и будут проблемы, то это у него самого.
O sorun değil, genç adam.
Да это так, моодой человек.
- Sorun o değil.
Я дам деньги твоей семье.
- Sorun o değil.
Я не об этом.
O bir yalnız kurt. Sorun değil.
С ним сложностей не возникнет.
Para sorun değil, o ikinci planda gelir.
Это не главное, деньги это второстепенное.
O dert değil. Sorun şurada...
Собственно, дело вот в чём.
Sorun çıkmaz değil mi?
что все O.K.?
Lütfen, seks hakkında konuşmak istemiyorum. Şşş. Sorun değil.
Я не люблю гoвopить o сексе.
Yok, vermezlerse, o da sorun değil. Ben vatandaşlık görevimi yaptım.
Если нет - тоже хорошо это был мой долг.
Sorun değil. O zaman sonra gelirsin.
Тогда в другой раз.
Sorun o kadar basit değil.
Всё не так просто.
Bu çok sorun değil zamanlama yanlış, hepsi o kadar.
Этот вопрос, только вопрос времени.
Frank, sorun bu değil.
O, Фрэнк, это совсем не так.
- Sorun değil.
- O, нет, все нормально.
Sorun değil. Aynı iş nasılsa, sadece biraz daha fazla yapacağım, o kadar.
Нам приходится каждый день есть гамбургеры.
Sorun o değil.
Не поэтому.
Çünkü o seni kaybedecekti, hadi, sorun değil.
Потому что он вышел из себя, продолжайте, нет проблем.
Sorun değil.
O, нет проблем.
- Tabii ki de. O tür şeylerle ilgili bir sorun olduğundan değil de.
И я вовсе не считаю, что вы занимаетесь... чем-то плохим.
Sorun değil. Madem o kadar istiyor, denesin bakalım.
Пусти его, не заставляй просить дважды.
O sorun değil!
Это не проблема!
Sorun değil, aslında ben de o komitedeyim yani en azından tanıdık bir yüz olacak.
Я в кадровом комитете, так что будет одно дружеское лицо.
Aslında sorun o değil.
Но это ничего.
Sorun değil.
O, ничего страшного.
- Ah, neyse boşverin o zaman. - Yengeciğim, hiç sorun değil.
- Ну и ладно, ничего страшного.
O sorun değil.
- Да ладно тебе!
sorun olmaz 185
sorun olur mu 68
sorun olmaz mı 17
sorun olmazsa 18
sorun olmaz değil mi 17
sorun olmayacak 24
o değil 411
o değildi 47
o değil mi 26
değil mi 44479
sorun olur mu 68
sorun olmaz mı 17
sorun olmazsa 18
sorun olmaz değil mi 17
sorun olmayacak 24
o değil 411
o değildi 47
o değil mi 26
değil mi 44479
degil mi 350
değil 1746
değilim 815
değildi 207
değilsin 303
değilmiş 21
değildir 62
değilmi 114
değiliz 102
değilse 32
değil 1746
değilim 815
değildi 207
değilsin 303
değilmiş 21
değildir 62
değilmi 114
değiliz 102
değilse 32