English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Russo / [ W ] / Williamson

Williamson tradutor Russo

82 parallel translation
- Evet. - Ben Lloyd Williamson.
Меня зовут Ллойд Уильямсон.
Williamson'a sorun.
Спросите Уильямсона.
Beklettiğim için kusura bakma, Williamson.
Извините, что заставил вас ждать, Уильямсон.
John Schuck, Fred Williamson, Indus Arthur, Tim Brown, Corey Fischer, Bud Cort,
Джон Шлук, Фред Уильямсон, Индус Артур, Тим Браун, Кори Фишер, Бад Корт,
General Williamson'a.
Генералу Уильямсону.
General Williamson mu?
Генералу Уильямсону?
General Percival Williamson mu?
Генералу Персивалю Уильямсону?
- Williamson ve Stone.
- " иль € мсон и — тоун. -'орошо.
- Williamson!
- " иль € мсон!
Görevim şeydi... Brown Williamson sigara şirketinde
Я руководил отделом развития в табачной компании "Браун и Уильямсон".
Brown Williamson ile imzaladığın işten çıkarılma anlaşmasının gizlilik bölümünü anladığını biliyorum.
Ты понял о конфиденциальности в нашем соглашении о твоем выходном пособии?
- Brown Williamson'da- - S * * tir mi? Sen s * * tir!
Вы с компанией просто хотели поиметь меня!
Brown Williamson'dan ben ne anlarım?
- Откуда мне знать? !
- Ne gibi? - Mesela, Brown Williamson'dan önce nerede çalışıyordun?
- Где вы работали до "Браун и Уильямсон"?
Şu anda Brown Williamson'ın eski araştırma şefi olan birisiyle çalışıyorum. Eski yöneticilerden.
Я работаю с бывшим руководителем отдела исследований из "Браун и Уильямсон".
Mesela biz bu kahrolası konuşmayı yaparken eski şefleri Brown Williamson'da olan!
Как их бывший начальник, уже работающий в "Браун и Уильямсон"!
Burada olmamın nedenlerinden biri... ifadelerinin açıkca- - en azından Brown Williamson'ın ifadesinin- - şirkette ortak dil olan bir şeyi yanlış bildirmiş olmasıdır.
Отчасти я здесь и потому, что считаю, что представители, по крайней мере,... представитель "Браун и Уильямсон" солгал о том,... что в его компании ни для кого не является секретом.
Brown Williamson... yapay olarak nikotin ekleyerek değil, amonyak gibi kimyasal maddeler katmak yoluyla nikotinin etkisini güçlendirerek nikotin dozunu maniple ediyor ve ayarlıyor.
И вы заявляете, что "Браун и Уильямсон" изменяет и регулирует дозу никотина,... не добавляя никотин специально, но усиливая никотиновый эффект,... используя химические вещества, например, аммиак?
Diğer bir deyişle, Sandefur'ü... Brown Williamson'ı... bilinçli olarak sağlık etmenlerini göz ardı etmekle suçluyorsunuz?
Обвиняли Сэндэфура и "Браун и Уильямсон" в игнорировании вопросов здоровья, да?
- Ve 24 Martta Thomas Sandefur, Brown Williamson'ın yönetim kurulu başkanı sizi işten attı.
24-го марта Томас Сэндэфур, старший менеджер "Браун и Уильямсон", уволил вас.
Brown Williamson Tütün Şirketindeki... işiniz hakkında hiçbir bilgiyi açıklamayacağınıza dair... imzaladığınız anlaşma... ile kabullendiğiniz yükümlülükler gereğince. Ve Kentucky eyaleti mahkemelerince... hakkınızda verilen... geçici engelleyici karar... gereğince.
Согласно условиям вашего контрактного обязательства,... вы не должны разглашать шать какую-либо информацию,... касательно вашей работы в табачной компании "Браун и Уильямсон" и согласно букве и силе временного запрещающего ордера,... который был выписан на ваше имя судом штата Кентукки.
Dr. Wigand'ın eski patronu Brown Williamson'ın başkanı Thomas Sandefur'un
Пример тому - заявление Томаса Сэндэфура из компании...
Ama eğer tutarsa ve bölümü yayınlarsak ve CBS, Brown Williamson tarafından dava edilirse ağır bir risk altına girebiliriz.
Но если она выиграет, а мы покажем сюжет, "Браун и Уильямсон" подаст в суд на Си-Би-Эс, а это очень опасно.
- Şey, sonunda sizin bölüm yüzünden, Brown Williamson Tütün Şirketi... CBS'in sahibi olabilir.
- В конце концов, из-за этого сюжета Си-Би-Эс перейдет в руки табачной компании "Браун и Уильямсон".
Eğer Tisch CBS'i... hisse başına 81 dolara Westinghouse'a satabilecekken aniden Brown Williamson tarafından milyarlarca dolarlık bir tazminat davasıyla tehdit edilirse, bu satışı mahvedebilir, değil mi?
Если Тиш скинет Си-Би-Эс "Вестингхаузу" по $ 81 за акцию,... многомиллиардный иск от "Браун и Уильямсон" сорвет заключение сделки.
Tommy Sandefur bana kendisi söyledi. Brown Williamson'ın Amerikan halkına şeytan gibi gösterilmesine izin vermeyecek.
Сэндэфур сказал мне, что не позволит представить свою компанию чудовищем в глазах народа.
Ve yerel haberlerde, WLKO, Louisville, eski Brown Williamson araştırma bölüm şefi Jefferey Wigand hakkında, içinde hırsızlık suçu ve nafaka ödememe iddialarının da bulunduğu 500 sayfalık bir dosya ele geçirdi.
Телестанция Луивилля получила досье на бывшего исследователя компании "Браун и Уильямсон" Джеффри Вайганда, где сказано, что он воровал из магазинов и не платил алименты.
Beni kandırdın... şu anda olduğum yere yönlendirdin- - Brown Williamson binasına bakıyorum!
Вы обманули меня. Вот я здесь, смотрю на окна "Би и даблъю"
Dr. Wigand'ın eski patronu, Brown Williamson'ın yönetim kurulu başkanı Thomas Sandefur'un Kongre önünde verdiği ifade gibi.
Пример тому - заявление Томаса Сэндэфура из компании "Браун и Уильямсон", бывшего босса доктора Вайганда.
Burada Brown Williamson'dan mı bahsediyoruz?
Мы говорим о компании "Браун и Уильямсон"?
- Alt başlık "Brown Williamson'ın... en büyük eleştirmenlerine saldıran 500 sayfalık bir dosyaları var." Richard Scruggs'ın en iğrenç şekilde hazırlanmış çamur atma kampanyalarından biri olduğu söylediğini yazmış. Dosyanın yakından incelenmesi ve en önemli iddiaları hakkında gazetemizin yaptığı araştırmalar,
Подзаголовок : "Браун и Уильямсон"... подготовила 500 страниц лжи ". " Скраггс заявляет, что это - самая гадкая целенаправленная кампания по дискредитации информатора.
Williamson!
Уильямсон!
İçeri girip şu Williamson herifinin kimliğini teşhisi edebilecek miyim bakalım.
Я пойду туда и узнаю, кто такой этот Уильямсон.
Yani, cüzdanının bu Williamson'da olduğunu mu düşünüyoruz?
- Думаешь, бумажник там?
Koca kafa dairede dedi ki Williamson onu bir çeşit ceketin içinde o kahrolası gri Mercedes'in arkasına atmış.
Тот тип из нашей квартиры сказал,.. ... что Уильямсон оставил его в серебристом Мерседесе.
Buranın sahibi benim, Robert Williamson ve şu duvardaki büyük deliği görüyor musun?
Я здесь главный, Роберт Уильямсон. Видите там дыру в стене?
Yapacağımız şey, burada oturup Williamson'ın çıkmasını ve bizi o lanet elmaslara götürmesini beklemek!
Мы будем ждать здесь,.. ... пока Уильямсон не выйдет и не покажет нам дорогу к алмазам.
Onunla Williamson bir çeşit gizli iş çeviriyorlarmış.
Они с Уильямсоном затевали сделку.
Belli ki, Williamson'a güvenmiyormuş o yüzden, ağzına kadar elmasla dolu çanta vermek yerine bu pis aşağılık herif ona bir not iliştirilmiş, cam dolu bir çanta vermiş.
Но Баркли ему не доверял. Вместо дипломата с алмазами он дал ему дипломат со стеклом.
Gina, Williamson'ın elinde, dostum. Saçmalık!
- Уильямсон похитил Джину!
Evet, Williamson'lar. Senin orada o yaptığın kancıklıktı.
Уильямсон, ты наделал глупостей.
Williamson, bak.
Слушай, Уильямсон.
Sence de Williamson ile diğerleri o teknede mi?
Думаешь, Уильямсон из их шайки?
Williamson, sekstantına bak.
Уильямсон, смотрите на свой секстан.
Kintel Williamson, davasında adım adım ilerliyoruz... bilinen hedefimiz.
" олкаем потихоньку в гору дело интела ¬ иль € мсона, дюйм за дюймом... он наша официальна € мишень.
- Neden Brown Williamson- -
- Тогда как же они узнали об этом?
Brown Williamson'a dönelim.
Он был глупцом.
Ben " potansiyel Brown Williamson davasını...
А я слышу :..
- Ben kıçından kavrayacağım. Onu Williamson Koyu'na götürüp oradan atalım.
- Отвезем его и сбросим с пирса.
Teşekkürler, Bayan Williamson.
Спасибо, миссис Уильямсон.
Williamson'ın yüzünü gördüm.
- Идём.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]