Yapacak bir şey yok tradutor Russo
455 parallel translation
Yapacak bir şey yok.
Ну ладно.
Adam gittiyse yapacak bir şey yok.
Мы ничего не сможем сделать, если он уже уехал.
Yapacak bir şey yok, o da değişemez, ben de.
Люди не меняются. – И Джосс не может, такова жизнь.
Eğer çatlaksam, bu konuda yapacak bir şey yok.
Это уже не важно. Тронулся - так тронулся, ничего не поделаешь.
Yapacak bir şey yok.
У тебя нет другого выхода.
Yapacak bir şey yok. Yeni paragraf.
Например, в антракте, где Вы были?
Böyle düşünüyorsan, seni her gece bağlamaktan başka yapacak bir şey yok.
Если так, то мне остается лишь связывать тебя каждую ночь.
İşler kesat. Yapacak bir şey yok, at yarışı oynuyorum.
Дела никуда не годятся ничего не делаю, сижу здесь и ставлю на лошадей.
Bu ifadeyi onlarca şahidin önünde onlarca kez imzalayabilir, dama çıkıp bağırabilir, radyodan anons yapabilirsin ama bu konuda yapacak bir şey yok.
Ты можешь подписать двенадцать раз своё заявление, перед двенадцатью свидетелями, ты можешь кричать об этом с крыши своего дома и объявлять по радио, и ты ничего не сможешь сделать с этим заявлением.
Bulsak bile, yapacak bir şey yok.
Нет? Тогда мы не можем его спасти.
Burada yapacak bir şey yok. On adam ortalığı temizlesin.
Десять человек прибирают здесь.
Son kozumuzu oynamaktan başka... yapacak bir şey yok.
Другого выбора нет. Наша последняя попытка.
Yapacak bir şey yok.
Нам не остаётся ничего другого.
- Durum bu, yapacak bir şey yok.
- А, так оно все и работает.
Pekâlâ, yapacak bir şey yok.
Ну, нет - так нет. - Вoт гoре, а!
Yapacak bir şey yok işte!
Я ничего не могла с этим поделать! И у тебя нет никакого способа что-либо с этим сделать!
Yapacak bir şey yok, olan bu.
Конечно. Но есть выход.
Yapacak bir şey yok.
Нечего делать.
Yapacak bir şey yok..
Ничего не поделаешь... Летим!
Yapacak bir şey yok mu?
А чем можно помочь?
Yapacak bir şey yok, dostum.
Она мертва.
Yapacak bir şey yok.
Мертва.
Yapacak bir şey yok.
Пока не пропал.
Yapacak bir şey yok.
Я ничего не могу поделать.
Artık yapacak bir şey yok.
Он был задушен.
Yapacak bir şey yok.
Вы больше ничего не сделаете.
Paketlerin açılmasını izlemek dışında yapacak bir şey yok.
Ничто не выходит за рамки своего времени.
Burada yapacak bir şey yok mu?
Есть что-то, чем здесь можно заняться?
Yapacak bir şey yok. İnsanlar sadece Eva ile yaşayamaz. { }
с чем мы имеем дело.
Yapacak bir şey yok. Evet, var.
Мы ничего не можем сделать.
Olan olmuş. Yapacak bir şey yok.
Случается херня - нужно что-то делать.
Bu adamı adelete teslim etmek için yapacak bir şey yok mu?
И ничего нельзя сделать, чтобы привлечь этого человека к ответственности?
Öyle görünüyor ki buraya takıldım kaldım, yapacak bir şey de yok.
Похоже придётся задержаться в этой дыре.
Aşkı sana burada ilk kez Çirkin Tito tattıracak! Bir şey yapacak cesaretimiz yok.
А ты займись музыкой.
Yapacak da pek bir şey yok.
Нужно чем-то заниматься.
Madem baban öyle istiyor, yapacak bir şey yok.
- Оставьте меня!
Anlaşıldı, yapacak bir şey yok. Köşeye sıkıştım.
Да, я здорово влип.
Başka yapacak bir şey yok.
Ничего другого не остается.
Senin aleyhinde kullanacağım bir şey yok. Sana şantaj da yapacak değilim.
Я не собираюсь говорить о тебе ничего худого или шантажировать.
Yapacak başka bir şey yok.
Другого выхода нет.
Yapacak pek bir şey yok... fakat birisi kötü tepki verdiğinde ne yapacağını bilmelisin.
Видишь - ничего сложного. Но надо следить, чтобы не было осложнений.
Yapacak bir şey yok mu?
И ничего невоэможно сделать?
Anlasma yapacak bir sey yok, etrafin sarildi.
Какие еще переговоры? ! Ты в ловушке!
Aspen idare eder ama geceleri yapacak pek bir şey yok gibi.
Да там хорошо, но скучновато.
yapacak bir şey yok.
Но использовать настолько откровенную политическую пропаганду...
Burada yapacak başka bir şey yok.
Всё равно тут больше нечего делать, так ведь?
Yapacak pek bir şey yok aslında.
Впрочем, работы немного.
Dinleyip ümit etmekten başka yapacak bir şey yok.
Всё, что мы можем сделать это надеяться и слушать.
Çünkü yapacak başka bir şey yok.
Потому что нет ничего другого.
- Yapacak pek bir şey yok.
- Тут уже ничего не поделаешь.
Bu iğrenç kasabaya geldiğim için çok üzgünüm. Burada yapacak hiç bir şey yok.
Жаль, что я переехала в этот вшивый городишко.