Zamanı gelince tradutor Russo
603 parallel translation
Onu zamanı gelince düşünürüz. Yaşlı bunaklar! Başaramam mı sanıyorsunuz?
Это... когда наступит время. что не смогу?
"Şans ya da şanssızlık, zamanı gelince seni bulur!"
"Удача или неудача, когда придёт время, вы своё получите!"
- Zamanı gelince alırsın.
- Ты получишь ее в срок.
Zamanı gelince dansı bırakacağım derdim hep.
Я всегда говорила, что уйду вовремя.
Hasat zamanı gelince göçmen bir işçisin, daha sonra bir serserisin.
Пока есть урожай - ты при делах, а потом простой бродяга.
- Zamanı gelince göreceksin
- Когда-нибудь увидишь.
Zamanı gelince sana ne yapacağımızı söyleyeceğim.
Как придёт время, я скажу, что делать.
- Geçen gün seninle dalga geçiyordum da. Dedim ki : "Zamanı gelince o bir mucize yaratır. " Bir kayaya vurup su çıkarır, hatta belki şampanya. "
2 дня назад я, посмеиваясь, сказал, что ты сотворишь чудо : расколешь скалу, и из неё ударит фонтан воды или шампанского.
Zamanı gelince söylerim.
Скажу, когда придёт время.
Zamanı gelince ne yapacağını söylerim.
Скажу, когда придёт время.
- Zamanı gelince göreceksin.
Увидишь в своё время.
Şimdi istemiyorum ama zamanı gelince ücretim günlük 25 dolar ve harcamalar.
Сейчас деньги мне не нужны, но потом я буду брать по 25 $ в день плюс расходы. — Хорошо, сэр.
Şehir mahkemesinin ve sorgu yargıcının işlevi zamanı gelince yerine getirildi doğal olarak da dava yetki alanıma girdi.
'ункции городского суда и следстви € были выполнены должным образом и в срок и это дело, естественно, легло под мою юрисдикцию дл € исполнени €.
Ödeme zamanı gelince toz olur.
А когда приходит время платить, делает ноги.
Zamanı gelince beraber döneceğiz. Neden ödemeyi bekleyip sonra parayı bölüşmüyoruz?
Мы ведь все вместе вернемся назад, так почему не подождать, пока нам за него заплатят, и тогда поделить деньги?
Ve ona anlatılmaması için bir neden yoktu.. zamanı gelince.
Ей можно даже рассказать об этом, но позже.
Zamanı gelince, gider ve uçağa el koyarız.
Пока не придёт время захватить самолёт.
Benim sizi iyi niyetli tavsiyem, zamanı gelince ekin ekin, evcil hayvanlara iyi bakın, kendinize iyi bir kulübe ve silah hazırlayın.
Здесь у меня для вас небольшие инструкции, о времени посева, заботе о скоте, и месте, где спрятаны оружие и порох.
Bunu, zamanı gelince konuşuruz.
Вот тогда мы все и обсудим.
Zamanı gelince hazır olacaksın.
Когда придет время, ты будешь готова.
Zamanı gelince ona 1 milyon dolar miras kalacağı için sen de buraya taşındın.
Остановить тебя было невозможно.
Kokteyl zamanı gelince, yata kırmızı-beyaz bir flama çekerler.
На что? Когда подойдет время коктейля, на яхте вывесят флаг.
Zamanı gelince ona doğruyu söyleyeceğim.
Со временем я скажу ему правду.
Avukat kuzenim de zamanı gelince yapacak yapacağını. Hâkim Randazzo'nun kardeşinin bir arkadaşı.
И мы сможем тебя поддержать в лице моего кузена-адвоката у него хорошие связи.
Zamanı gelince onunla evleneceğim.
Собираюсь делать ей предложение.
Evet. Zamanı gelince.
Да... когда приходит время.
Tanrı zamanı gelince sana gösterecektir.
Господь разъяснит в свое время.
Zamanı gelince!
Всё в своё время!
Zamanı gelince, ünlü bir kodaman,... bunu satmam için beni ikna etmeye çalışacak.
ведь, может быть, настанет день и у меня за какой-то миллион вырвут мое сокровище. Ах ты, старый авантюрист!
Babe, zamanı gelince ne yapmamız gerekiyorsa elimizi çabuk tutmalıyız.
Малыш, когда придет момент, мы должны действовать очень быстро.
Zamanı gelince her şeyi öğreneceksin.
- Пока... Придёт время, ты всё узнаешь...
"Karım bilhassa Katolik olmalı. Zamanı gelince âşık da olunur."
- А любовь потом придет.
Anneme, gitmeden önce görüşmenizin imkansız olduğunu anlatırım ve zamanı gelince de sevgiline bir mesaj yollarım.
Я поговорю с мамой, ты ведь не увидишься с ней перед отъездом... и я отправлю письмо твоей девушке... когда придет время.
Ama düşünürdüm zamanı gelince, ipi tutanın sen olacağını düşünürdüm.
Но я надеялся... что когда настанет твое время... ты будешь дергать за веревочки.
- Şuna bak. - Zamanı gelince bakarım. Ve yanlışlıkla onu uçağa bindirmişler.
Нет, в бане нет самолетов.
Göğüslerini mi büyüteceksin evde? ve zamanı gelince ipi bırakmana izin vereceğim.
Не трясись oт страха, и, кoгда придет время, я пoзвoлю тебе дернуть за веревoчку.
Zamanı gelince, Mona Tanrı'nın yüzü olur, ağzı.
Миуна, когда придет твое время, - это уста Господа нашего.
- Zamanı gelince her şey anlatılacak.
- Вам все объяснят.
Zamanı gelince ispatlayacağım.
ха то бяы.
Böyle şeyler zamanı gelince olur.
Такие вещи надо делать в должное время.
Eşinizi öldürüp, servetine konuyorsunuz ve zamanı gelince, gerçek aşkınızla evleniyorsunuz.
Вы убиваете свою жену, наследуете её деньги и в надлежащий момент женитесь на своей настоящей любви.
Zamanı gelince, her şey sırayla ve birer birer.
Всякой вещи свое время, всякой своя очередь. Одна за другой.
Sana gelince, biliyorsun, seni en son ne zaman gördüğümü hatırlamıyorum.
Что касается тебя, я не знаю, когда видел тебя в последний раз.
- Ne zaman döner? - Buraya gelince. Bu bilgi işinize yarar mı bilmem.
— Как вернётся, так и вернётся.
Zamanı gelince söyleyeceğim.
Я скажу, когда.
O zaman gelince öldürecek tek bir Fransız bile kalmayacak.
- Будет уже поздно! Когда я вырасту, в живых не останется ни одного француза!
Hiç şansın yok. Ancak o zaman gelince.
Нет, это невозможно... пока не придет время для этого.
Adi düzenbazlar iyi zaman geçirmek istiyor ama ödemeye gelince yan çiziyorlar!
Вот грязная сволочь, поесть они хотят, а платит почему-то не хотят!
Bana gelince, ister istiridye yiyeyim, ister balık, her zaman kırmızı şarap içerim, evet.
Что бы я ни ел, устрицы или рыбу, я всегда беру красное вино.
Zamanı gelince.
Потом.
- Zamanı gelince öğrenirsin.
- У Женьки от меня тайн нет.
zamanı 41
zaman 286
zamanında 22
zamanla 88
zaman geçiyor 44
zamanım yok 137
zamanlama 22
zaman yok 141
zaman doldu 144
zamanın var mı 17
zaman 286
zamanında 22
zamanla 88
zaman geçiyor 44
zamanım yok 137
zamanlama 22
zaman yok 141
zaman doldu 144
zamanın var mı 17