English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Russo / [ Z ] / Zararın

Zararın tradutor Russo

3,196 parallel translation
Zararını karşılayacak kadar gücüm yok.
У меня не хватит денег, чтобы возместить твои убытки.
Bize faydadan çok zararınız dokunacak, değmez.
Вы нам навредите. Оно того не стоит.
Ne demek istiyorsun? Kendime zarar verdiğimi mi? Yalancı, hırsız ve bağımlıların beni tahrik ettiğini mi?
Ты хочешь сказать, что я сам себе враг, что меня возбуждают лжецы, воры и наркоманы, что.. что я не знаю, что такое нормальные отношения?
- Arada bir, biraz şakalaşmanın zararı olmaz, küçük dostum.
Что плохого в том, чтобы немного повалять дурака?
Top fırlattığın koluna zarar vermeni istemiyoruz.
ќй, да ладно, директор ¬ агина. я просто...
Ve Kralın bilmediklerinin zararı olmaz.
А то, чего не знает король, не причинит ему боли.
Giuliano'nun çocuğuna ya da kızın kendisine zarar gelmediğinden emin olmalıyız.
Нужно убедиться, что ребёнок Джулиано не пострадал. Или же сама мать.
Moses'ın dediğine göre saldırıdan hiçbir zarar görmemişsin.
Мозе сказал, что проблем после нападения нет. Ведь так?
Bir kadını dövmenin, ona zarar vermediğini düşünüyorsun herhâlde.
Наверное ты считаешь избиение женщин нормальным.
Hiroshi kendine yakın olan herkese zarar verdi.
Хироши уничтожил всех, кто когда-либо был рядом с ним.
Size ya da karınıza zarar vermek isteyecek biri var mı?
Кто-то желал зла вам или вашей жене?
Dana'ya zarar verecek bir şey yapacağını sanmam.
Не думаю, что он причинил бы вред Дане.
Bence onunla konuşmalısın. Bence birine zarar vermeden ona güçleri konusunda yardım etmelisin.
Тебе нужно поговорить с ним, помочь ему справиться со своими способностями, пока он кому-нибудь не навредил.
İnsanların kendilerine zarar vermelerini görmek istemiyorum. Zaten başkaları yeterince zarar veriyor.
Мне не нравится смотреть как кто-то вредит себе, когда есть кто-то, кто сделает все за них.
Callie'yi üzerek bana zarar verebileceğini mi sandın?
Эй, думаешь, можешь достать меня, навредив Кэлли?
Bir zarar verme sakın.
Попробуй не раздавить его.
Dinle tatlım, eğer zahmet edip de bilimsel bir dergi okursan, telefonların sisteme zarar vermesi olayının tam bir saçmalık olduğunu öğrenirdin.
Слушай, милая, Если бы ты читала научные журналы, то знала бы, что все эти радиопомехи - полнейшая чушь.
Kelly birilerine zarar verecekse, çok geç olmadan işin ne zaman ve nerede olacağını öğrenmeliyiz.
Если Келли собирается навредить кому-то, нам нужно выяснить, когда и где будет проходить задание, пока не слишком поздно.
İnsanların zarar gördüklerini bilmiyordum, yemin ederim.
Клянусь, я ничего об этом не знала.
Burada elimde, üç tane yeminli ifade var, ve hepsi benim mali kayıtlarımın ofislerimi taşırken sudan zarar gördüğünü kanıtlıyor.
То есть ты сомневался? Немного. Разве вы не должны были ее оправдать?
15 müşteri olmadan ve şu anki tahmini zarar göz önüne alınınca Cardiff Electric'in, işlevini sürdürmesi için iki aydan biraz daha az süresi var.
Без этих 15 клиентов, учитывая размер текущих непредвиденных расходов, Cardiff Electric будет способен работать немногим менее 2 месяцев.
Ben şiddet yanlısı bir adam değilim ama bu genç kadına ve küçük masum bir çocuğa zarar vermekle kalmadın ülkenin en tehlikeli şehirlerden birinin bir 911 çağrı merkezini devre dışı bıraktın.
Я не жестокий человек. Но только посмейте навредить этой молодой женщине и ни в чём не повинному ребёнку, вы выключили колл-центр 911 в одном из самых опасных городов в стране.
Seni uyarıyorum. Sandra ya da Aaron'dan birisine yapacağın herhangi bir zarar verme girişimi büyük bir hata olur.
Предупреждаю вас сейчас, любая попытка нанести вред либо Сандре, либо Аарону снова будет ошибкой.
Her nasılsa, siz iş arkadaşısınız ve iddia sizin mesleki ilişkinize zarar verebilir.
Однако вы коллеги и последствия этого спора могут потенциально осложнить ваши профессиональные отношения.
Karşılığında, Irvıng'ın kızına zarar vermeyecek.
В обмен на жизнь дочери Ирвинга.
Kendini bilerek tutuklattın kız kardeşine zarar vermemek için.
Ты добровольно сдавалась полиции, чтобы не навредить своей сестре.
Orada olmadığın için ona zarar gelmedi.
Ей было бы ещё хуже не будь ты рядом.
Moriarty sana zarar verilmemesini söylemişti..., ama birkaç saat önce, kadın beni öldürtmeye... - çalıştı.
Мориарти сказала, я не должен тебе навредить, а спустя несколько часов пыталась меня прикончить.
Kocanızın kendine veya bir başkasına zarar vermesini istemiyorum.
Я не хочу, чтобы ваш муж навредил себе или кому-нибудь еще.
Tüm online saldırıların zarar verildiğini düşündüklerini korumak adına azılı bir istek ifade ediyor.
Все ваши онлайн-атаки свидетельствуют о горячем желании защитить тех, кто по вашему мнению, страдает.
Bunu almana sebep kesinlikle ben değilim ama zararı olacağını da düşünmüyorum.
Тебя точно выбрали не из-за меня, но думаю, и помехой я не стал.
Fakat bu odadaki herhangi birine zarar vermiş olsaydın kral olarak ilk işim seni idam ettirmek olurdu.
Но первым же моим указом в качестве Короля была бы твоя казнь если бы ты нанесла вред кому то здесь
Benim başıma beni izleyen pislikler tarafından herhangi bir zarar gelecek olursa dört yeğenin, onların annesi ve büyük anneleri domuz gibi kızartılacaklar.
Я оставил распоряжение о том, что если со мной что-то случится по вине наблюдающих за мной мерзавцев, то твоих племянниц, их мать и бабку зажарят на вертеле, как свиней.
Hayatın boyunca kimseye zarar vermek istemedin.
Ты никогда в жизни не желал никому зла. Но я это сделал.
Bakın, işiniz hakkında çıkan söylentilerden sonra Ella'nın Modern Fashion'a zarar verecek türde bilgiler bulması sizin açınızdan endişe verici bir olmalı.
Учитывая слухи о вашей работе, вас, должно быть расстроила новость о том, что Элла несла компромат на "Современную моду" конкурентам. К чему ты клонишь?
Yangını söndürdüler ; eve pek zarar gelmedi.
Они погасили пламя, а дом был более-менее в порядке.
Kızınıza zarar vermek isteyebilecek birini tanıyor musunuz?
Вы знаете кого-нибудь, кто бы хотел причинить вред вашей дочери?
Bu çocukların ne kadar zarar gördüğünün farkında mısınız?
Вы хоть догадываетесь, насколько травмированы эти дети?
Doğaüstü bir yaratık olduğunu biliyorlar ama bir kez kontrol ettikten sonra kötü ruhu taşıyanın sen olmadığını anladıklarında sana zarar vermeyecekler.
Они знают, что вы сверхъестественные, но когда они проверят вас, когда они поймут, что в вас нет этого темного духа, тогда они не причиняя вам вреда, я обещаю.
Onu parçalama çalıştın, yüzüne zarar verdin, böylece kim olduğunu bulamayacaktık, ama işini tamamlayamadın.
Ты пытался расчленить ее, изуродовал ей лицо чтобы мы не узнали кто она, но ты не смог этого сделать.
Zaten zarar vermekten fazlasını yaptın Ernesto.
Ты не просто приничил ей вред, Эрнесто.
Ailemin sırları demek istiyorsun ailenin senin için öneminden bahsediyorum onlar için herşeyi yaparsın tüm risklere rağmen kendine veya tahtına zararı olabilecek şeyler, şuan bunu görebiliyorum ve sen bunun sorumsuzca olduğunu düşünüyorsun bence soylu bi davranış onun için bunu istemeyeceğini düşünüyorum,
Вы имеете ввиду секреты моей семьи. Я имею ввиду ценность вашей семьи Вы сделаете что угодно ради них не смотря на риск для себя, или вашей короны, и это я вижу сейчас
Sadece bana zarar vermedin Gürleyen Tavuklar'ın tüm masum taraftarlarına da zarar verdin. - Ne?
Ты подложил свинью не только мне, но и всем фанатам, которые болели за "Разящую курицу".
Bir arada olmanızın ona yardımcı olacağını mı yoksa zarar vereceğini mi onu daha zayıf mı yoksa daha güçlü biri mi yapacağını bilmiyordum.
Я имею в виду, вы и она вместе, поможет это или ранит, сделает ее слабее или сильнее.
Espheni güç çekirdeğine zarar verebileceğimiz savaş savunmalarını indirebileceğimiz herhangi bir yol varsa o zaman yapacağım şey budur.
если есть какой-нибудь способ разрушить центр энергоснабжения Эшфени, нарушить их военную оборону, то это то, что я собираюсь сделать.
Ms. Solange'e zarar vermek isteyebilecek kimse aklınıza geliyor mu?
Как вы думаете, кто-нибудь еще хотел причинить вред мисс Соланж?
Ne, yürüyüşçüler çığlıklarını duydum, ve kendi ayakları üzerinde düşünmek zorunda ne zarar bu tür yapabilirdi?
Что, туристы слышали ее крики, и вы должны были придумать, что бы могло нанести похожие повреждения?
Yemin ederim, eğer saçlarının teline zarar verirse, O'nu...
Клянусь, если хоть волосок упадет их головы, Я...
İşimi yapacağım Bay Jagger Karasakal'ı size getireceğim ama ne bana ne de size bir zararı olmayan insanların başına bir şey gelmesine izin vermeyeceğim.
Я выполню свою работу, мистер Джаггер, привезу вам Черную Бороду, но я не за счет людей, которые не сделали ни мне, ни вам ничего плохого.
Yıllar sonra kurbanların hayatları depresyon, uyuşturucu bağımlılığı, boşanmalar kendine zarar verme ve intihar ile mahvoldu.
Десятилетия спустя, жизнь жертв омрачена депрессии и наркомании, разводов, членовредительство, самоубийство...
Paul Spector Belfast İl Mahkemesi sınırları içinde 10 Aralık 2011'de Fiona Gallagher'ı öldürmekten 15 Mart 2012 günü Belfast İl Mahkemesi sınırları içinde genel ahlaka aykırı biçimde Alice Parker Monroe'yu öldürmekten 16 Nisan 2012 günü Belfasy İl Mahkemesi sınırları içinde genel ahlaka aykırı biçimde Srah Kay'i öldürmekten 20 Nisan 2012 günü Belfast İl Mahkemesi sınırları içinde genel ahlaka aykırı biçimde Joseph Brawley'i öldürmekten 20 Nisan 2012 günü Belfast İl Mahkemesi sınırları içinde Ann Brawley'i öldürmeye teşebbüsten 20 Mayıs 2012 günü Belfast İl Mahkemesi sınırları içinde Rose Stagg'i yasalara aykırı ve zarar verici şekilde hapsetmekten ve Rose Stagg'i zorla alıkoymakla suçlanıyorsun.
- Пол Спектор, Вам выдвигается обвинение в том, что 10 Декабря 2011 года, на территории, относящейся к юрисдикции Белфаста, вы совершили убийство Фионы Галлахер в нарушение общего права. в том, что 15 Марта 2012 года, на территории, относящейся к юрисдикции Белфаста, вы совершили убийство Элис Паркер Монро в нарушение общего права.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]