Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / английский → турецкий / [ A ] / A foot

A foot перевод на турецкий

5,099 параллельный перевод
I knew this crazy bastard was gonna put a foot wrong.
Bu manyak herifin bir gün yakayı ele vereceğini biliyordum.
I even gave your batty great-aunt Ida a foot massage so vigorous it put her to sleep right there in the lobby.
Çatlak büyük halan Ida'ya öyle güçlü bir ayak masajı yaptım ki lobide olduğu yerde uyuyakaldı.
Is that a foot? Almost!
- Bu bir ayak mıydı?
That's like a foot.
12 inç kadar yani.
"Beneath the King's... " heavy right foot... " a leaf reveals...
"Kralın ağır sağ ayağının altında bir çevirme ile yaprak ortaya çıkıyor beraberinde de gerçek ortaya çıkıyor."
Wait a minute, the rings... are under the king's foot.
Bir dakika bekle, yüzükler kralın ayaklarının altında.
I want you to stay and get slaughtered By an alpha with a psychotic foot fetish.
Kalıp psikopat bir ayak fetişi olan bir Alfa tarafından katledilmeni istiyorum.
Delta Lima, we're still above minimums here, unbroken with a 300-foot ceiling.
Delta Lima, hala minimum seviyenin üstündeyiz. 100 metrelik üst limit değişmedi.
How you just saved that woman's life and then fell down a 90-foot cliff?
Nasıl oluyor da kadının hayatını kurtarıp 30 metreden düşüyorsun?
Janine... second room for Jana with en suite, 750 spending money, a 30-minute foot scrub each at the Little Mermaid spa and a Fastpass for the Rock'n'Roller Coaster Starring Aerosmith.
Suite odanın yanında Jana'ya da ayrıca bir oda 750 dolar cep harçlığı, Küçük Deniz Kızı Spa'da kişi başı 30 dakikalık ayak masajı ve Aerosmith'in olduğu rock eşliğindeki hızlı trene bilet.
back your left foot up a hair.
- Sol ayağınızı biraz açın.
You set foot on this land again... The force of the Cheyenne nation will come down upon you for disturbing a holy place.
Bir daha bu toprağa ayak basarsan kutsal bir yeri bozduğun için Cheyenne ulusunun bütün gücü üzerine çökecektir.
And I've read studies where eyewitnesses claim to see a short woman that was really a six-foot-two man.
Ayrıca görgü tanıklarının 1,88'lik adamı kısa bir kadın olarak tarif ettiğinden bahseden bir şeyler okumuştum.
You know, if you give me a picture of this Jake Doe, I wouldn't have to call you down here every time some 6-foot somebody shows up in a body bag.
Eğer elimde bu adamın bir resmi olsaydı verdiğin ölçülerde her ceset gelişinde seni buraya çağırmak zorunda kalmazdım.
You think behind those crates are a 13x19-foot Jan Matejko battle scape, a bohemian crystal chandelier, and a "strongbox of Portuguese dobrao"?
Yani düşündüğüne göre şu kasaların arkasında 4x6 metrelik Jan Matejko tablosu bohem bir kristal avize ve bir çelik kasa dolusu Portekiz altın parası var.
- Jones, get a radius set up in op... car, bike, foot, whatever.
- Jones, bir çember belirle ve ekipleri yerleştir, araba, bisiklet, yürüyerek, nasıl olursa.
The extension of her free foot on the three spin tends to be a bit shallow.
3'lü dönüşte ayağını uzatışı biraz sığ kalıyor.
No, but even a master thief needs time to unload a 40-foot prehistoric skeleton.
Hayır, ama usta bir hırsıza bile 10 metrelik tarih öncesi bir iskeleti teslim etmesi için zaman gerekir.
Audrey had a scar on her foot, remember?
Audrey'in ayağında bir yara izi vardı, hatırlıyor musun?
I understand, but, $ 55 a square foot is a steal.
Anılıyorum ama karenin bir ayağının çeliği, 55 dolar.
- The perimeter is surrounded by a 20-foot-high neodymium laser grid.
- Etraf 6 metre yükseklikte bir neodimiyum lazer parmaklıkla çevrili.
Answer it, or they all learn what a 30,000-foot drop feels like.
Cevap ver, yoksa hepsi 9100 metreden düşmek nasıl bir şeymiş öğrenirler.
Don't want you to know what a 30,000-foot drop feels like.
9100 metreden düşmek nasıl bir şeymiş öğrenmeni istemiyorum.
I'm going to drag her ass through the mud left, right, and center, and when I'm done with her, there's not a firm that'll touch her with a 10-foot pole.
Onu çamurun içine sokup tam merkezinde bırakacağım, işim bittiğinde de ona 10 metrelik çubukla dokunabilecek bir firma bile kalmayacak.
( roars ) So do we have a plan to fight a thousand foot snowman?
Peki, bin kar adamı büyüklüğündeki yaratıkla savaşacak bir planımız var mı?
Okay, uh, don't take this the wrong way, but no one with a hint of cool would ever set foot on... oh, my God!
Bak, bu söyleceğimi yanlış anlama birazcık havalı olan biri bile buranın yakınından... oha!
I rounded a corner to find him standing in a two-foot tall pile of soft serve ice cream just grinning like a chimp.
Daha sonra onu yarım metrelik dondurma yığınının önünde maymun gibi sırıtırken gördüm.
Oh, a Benjamin Franklin and exposure to athlete's foot.
Bir Benjamin Franklin'e ve bir atletin ayağına maruz kalmaya.
A cushion of air around the foot that literally allows you to defy the laws of gravity.
Ayağın etrafını saran hava yastığı yerçekimine tam anlamıyla karşı koymanızı sağIıyor.
- $ 25 a square foot?
- Metrekaresi 25 $ mı?
Twenty-five a square foot in an area where 40's the market rate?
Marketlerin bile 40 dolar olduğu bir bölgede metrekaresi 25 dolardan yer kiralamak?
People see a woman's tibia impale her own foot, it's hard to steer the conversation - in a different direction.
İnsanlar kadının kaval kemiğinin ayağını deldiğini gördü konuyu farklı bir noktaya çekmek çok daha zor olurdu.
I'm hearing from a lot of sources that Boden's got one foot on a banana peel.
Farklı kaynaklardan, Boden'a her an yol verilme ihtimali olduğunu duydum.
How is it possible that Bruce Wayne has never set foot inside the A.R.G.U.S. club?
Nasıl oluyor da Bruce Wayne daha hâlâ A.R.G.U.S. kulübüne adımını atmamış?
A new pet? Why don't you come down here in person so we can meet foot to face?
Neden buraya şahsen gelmiyorsun, böylece yüzün de tekmemle tanışabilir.
Look, we all get a case of foot-in-mouth disease from time to time.
Bak, hepimiz zaman zaman... ayak ağız hastalığına yakalanırız
i'm just concerned that you may find it hard to pursue a criminal on foot while wearing man sandals.
Sadece bir suçlunun peşinden giderken sandaletle biraz zorlanacağını düşünüyorum.
I don't really want to talk about it, but, um, at one point, he did grab my foot with his toes like it was a hand.
Pek bahsetmek istemiyorum ama bir yerden sonra ayak parmaklarıyla bir el gibi ayağımı kavradı.
I-I'm sorry to disappoint you, but I'm just a humble foot soldier in the Blake association.
Seni hayal kırıklığına uğrattığım için üzgünüm ama ben Blake birliğinde sadece aciz bir neferim.
Ah, it's been a long time since I stepped foot on this shore.
Bu kıyıya adım atmayalı çok uzun zaman olmuştu.
Is that a foot?
Bu ayağın mı?
From this moment forward, you will get along. And to start you off on the right foot, you two are gonna serve a warrant together.
Şu andan itibaren iyi geçineceksiniz ve başlangıç olarak siz ikiniz, birlikte bir emri yerine getireceksiniz.
Leaves Diamond no choice but to hack off his own foot.
Diamond'a kendi bacağını kesmekten başka şans bırakmadı.
To get us started off on the right foot, I'd like you to put together a list of everyone you knew in Portland who you think might have had a hand in my cousin's untimely death.
Düzgün bir başlangıç yapmak adına kuzenimin vakitsiz ölümünde parmağı olabileceğini düşündüğün Portland'dan tanıdığın herkesin listesini oluşturmanı istiyorum.
A girl like you needs some foot traffic if you're gonna meet a guy.
Senin gibi bir kızın bir erkekle tanışması için biraz ayak altı olmalı.
Outsmarted by a 50-foot ball of static.
1,5 metrelik statik toplar tarafından yenilmek.
They could afford. $ 20 a square foot.
Güçleri ancak metrekaresi 20 dolara yetiyordu.
Uh, excuse me? Sorry, I need to see a doctor about my... foot problem.
- Pardon, ayağımdaki sorun hakkında randevu almalıyım.
Yeah, nobody's gonna touch that kid's case with a ten-foot pole.
Evet, kimse o çocuğun davasına iyi gözle bakmaz.
Another extraordinary slab has even preserved the imprint of what Per believes is a fully-formed foot complete with toes.
Bir başka olağanüstü levha da üzerindeki izleri korumuş. Per, bunun tüm parmakları ile tam bir ayak olduğuna inanıyor.
The boy has a swollen foot, so we thought perhaps...
Şişmiş bir ayağı var, o yüzden...

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]