Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / английский → турецкий / [ A ] / About you

About you перевод на турецкий

372,123 параллельный перевод
The way you let me feel about you.
Senden hoşlanmama izin verme şeklin.
I know about you hiring Isabella stone.
Isabella Stone'u kiraladığını biliyorum.
If your girl's got big boobs and says, "What do you like about me?"
Kadının memeleri büyükse "Neyimi seviyorsun?" deyince
Here's something you might not know about doggy style :
Hakkında şunu bilmiyor olabilirsiniz :
You know exactly who I'm talking about, Reddington.
Kimden bahsettiğimi gayet iyi biliyorsun, Reddington.
But wait, what were you wrong about?
Bekle, ne hakkında yanıldın?
When the feds came asking questions about the nature of his relationship with me, his only thoughts were about whether you and your children would be safe and well-provided for.
Federaller benimle olan ilişkisi hakkında soru sormaya geldiğinde, tek düşüncesi senin ve çocuğunuzun güvenli olup olmaması ve iyi bakılıp bakılmayacağıydı.
What do you know about batch credit card spoofing?
Toplu kredi kartı taklidiyle alakalı ne biliyorsun?
You think this is all about breaking out Perkins?
Sence bunlar Perkins'i kaçırmakla mı ilgili?
You, uh, you know about the CIA?
CIA'i biliyor musun?
- The fuck you talkin'about?
- Neden bahsediyorsun?
You ever think about picking it back up?
Tekrar başlamayı hiç düşündün mü?
Didn't want you stressin'about the money, so I kept it quiet.
Para hakkında endişelenmeni istemedim bu yüzden sana söylemedim.
You right about the money.
Para hakkında haklısın.
What you talkin'about?
Neden bahsediyorsun?
Look here, we gonna have to have a real conversation about why you had to lose that piece?
Şimdi neden o parçayı kaybettiğine dair bir konuşma yapacağız.
He's the guy I was talking to you about.
Sana bahsettiğim kişi bu.
Let's talk about what's really got you trippin'.
Seni neyin zıvanadan çıkardığını konuşalım.
You never have to worry about me like that.
Benim hakkımda öyle endişelenmene gerek yok.
Are you sure about this?
Bundan emin misin?
What do you know about him?
Şey...
All of the assassins you know about share one common disadvantage when it comes to avoiding apprehension. They leave behind a corpse.
Bildiğiniz katillerin tümü, yakalanma korkusuyla karşılaştıklarında bir dezavantaj paylaşırlar... arkada bir ceset bırakırlar.
Ausa : Let me tell you about Ilario Panetti.
Sana Ilario Panetti'den bahsetmeme izin ver.
What did Helen tell you about the case against Panetti?
Helen sana Panetti ile alakalı dava hakkında ne söyledi?
Honey, I don't know what the hell you're going on about.
Tatlım, neyden bahsettiğini anlamıyorum.
Well, you were pretty polite about it, all things considered.
Bu konuda oldukça kibardın her şey düşünüldü.
I don't know what you're talking about.
Neyden bahsettiğinizi bilmiyorum.
If you're even thinking about another parable, I may strangle you myself.
Eğer başka bir hikayeyi düşünüyorsan, seni kendim boğabilirim.
I don't know what you're talking about.
Neyden bahsettiğini bilmiyorum.
I don't know any of what you're talking about.
Bahsettiğin şeylerden hiç birşey anlamıyorum.
Jesus, Red, I don't know what the hell you're talking about!
Tanrım, Red, neden bahsettiğini bilmiyorum.
[Coco] How do you feel about kids?
Çocuk konusunda ne düşünüyorsun?
[Coco chuckles softly ] [ laughing ] [ woman ] The thing about Keynesian economics is, you either end a recession, or you lose a few pounds. [ laughing]
Keynesyen ekonominin olayı şudur, ya gerilemeye son verirsin ya da birkaç kilo verirsin.
You'll admit the same number of them, and the acceptance rate goes down, and that's something to brag about.
Bu da övünülecek bir şey.
But aren't you worried about the attention of the national press?
Ulusal basının ilgisinden endişelenmiyor musunuz?
Oh, huh, he told you about the pee stuff?
Sana çişten mi bahsetti?
What are you talking about?
Nasıl yani?
Coco, what do you even like about me?
Coco, benim neyimi seviyorsun ki?
What are you talking about?
Sen neden bahsediyorsun?
Thirty years from now when I am the second black female president... all you'll be able to do is think about me.
Bundan 30 yıl sonra, ikinci siyahi kadın başkan olduğumda yapabileceğin tek şey beni düşünmek olacak ve ben adını bile hatırlamıyor olacağım.
What are you talking about?
Neden bahsediyorsun?
Hey, remember what you were saying earlier before about if you were me...
Benim yerimde olmanla ilgili söylediğin şu şey aklıma geldi de...
[sighs] That's why I'm crazy about you.
Bu yüzden sana deli oluyorum.
What do you know about Edgar Legate?
Edgar Legate hakkında ne biliyorsun?
If I were you, I'd be more worried about what might happen to everyone else.
Sizin yerinizde olsam, dışardaki herkese neler olabileceği konusunda endişelenirdim.
I fear you might be right about that.
Korkarım ki bu konuda haklı olabilirsin.
- What are you talking about?
- Sen neyden bahsediyorsun?
I was thinking about what you said, about why I needed that.
Neden ihtiyacım olduğu hakkında söylediğin şeyi düşündüm.
When we were in the park the other night, you said something about our relationship that... It kind of caught me off guard a little bit.
Geçen gece parktayken ilişkimiz hakkında bir şeyler söyledin beni biraz hazırlıksız yakaladı.
Well, at least you can joke about it now.
En azından artık bunun hakkında şaka yapabiliyorsun.
I had to listen to you yap all night about infused octopus balls, and somehow man with balls slipped your mind?
Bütün gece doldurulmuş ahtapot topları hakkındaki gevezeliklerini dinlemek zorunda kaldım ve bir şekilde toplu adam aklından çıktı mı?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]