And for that перевод на турецкий
55,515 параллельный перевод
But I can tell you that I'm scared, and I just want you to be better, but I can't be the one that heals you, okay, and for that, I'm sorry.
Ama sana korktuğumu söyleyebilirim. Ben sadece daha iyi olmanı istiyorum. Ama seni iyileştiren ben olamam, tamam,... bunun için de özür diliyorum.
And while I was suffering all that, what was William Morris doing for me?
Ben bunları çekerken William Morris benim için ne yapıyordu peki?
And I can't say that we are any worse off for it.
Eskisinden daha iyi durumda olduğumuzu da söyleyemeyeceğim.
And she was gonna hold on to that feeling for dear life, because she knew it might never come again.
Bu hisse hayatı boyunca da tutunacaktı çünkü bir daha bugünlerin gelmeyebileceğinin farkındaydı.
I'm really pleased for you, Bob, that you've turned everything around, and I'm so happy that someone is getting credit for our success.
Yeniden düzlüğe çıktığın için senin adına çok sevindim Bob. Bizim başarımızdan birinin faydalanabilmesine de çok mutluyum.
I have to convert this dust bowl look to a desert look and work out this awful crick in my neck, and then back on the road for that goddamn Lizzie Borden routine.
Şu perişan halimi adam edip boynumdaki korkunç ağrıyı gidermem ve sonra da lanet olası Lizzie Borden rutini için tekrar yollara düşmem lazım.
And have you gotten a load of the interviews that she's been giving lately for that stinker, Lady with the Axe, or whatever the hell it's called?
Son zamanlarda, o iğrenç baltalı kadın mıdır nedir onun hakkında verdiği yığınla röportajı okudun mu hiç?
Because I'm looking for the changes that we discussed and I'm not finding them.
Çünkü yaptığımız değişikliklere bakayım dedim ama bulamadım.
I mean, Shakespeare, for Christ's sake, he had a woman eat her sons in a pie, but there is a fine line between art and trash, and that line is plausibility.
Sonuçta Shakespeare oğlunu, turtanın içinde yiyen bir kadını yazmış. Ama sanatla saçmalık arasında ince bir çizgi vardır ve o çizgi de akla yatkınlıktır.
Scottie Hargrave is now in charge of a global intelligence gathering operation. And she's gonna use that network for the benefit of... something terrible.
S. Hargrave, şu an küresel bir bilgi toplama operasyonu görevinde ve bu bilgi ağını çok kötü bir şeyin... yararına kullanacak.
I believe that we were all put on this earth for a purpose. And I believe that your purpose, Tom, is to go undercover in your own family, find out what your mother has planned, and stop her.
Hepimizin bu dünyaya bir amaç uğruna geldiğimize inanıyorum, ve senin amacın da, Tom, kendi ailen içinde gizli göreve girmen, annenin ne planladıklarını öğrenmen, ve onu durdurman.
For that reason, what I'm asking you to do is even more dangerous and illegal than most of the grey matters we take on.
Bu sebepten ötürü, yapmanızı istediğim şey, aldığımız çoğu davadan daha tehlikeli ve yasadışı.
It's a dirty little secret that the office of secure transportation uses civilian aircraft to move nuclear material for the Doe, biological samples for the CDC, and, certain weapons for the defense department.
Güvenli Taşımacılık Kurumunun gizli işlerinden biri işte, DOE için nükleer silahları, CDC için biyolojik örnekleri,
So, no one survived and nothing was recovered except for the sensitive material that nobody knew was on board?
Yani, kimsenin bilmediği o gizli kargolar dışında hiç kimse ya da hiçbir şey kurtarılamadı mı?
And if that security contract is my reward for keeping this country safer, then so be it.
Ve bu güvenlik sözleşmesi, bu ülkeyi daha güvende tutmaktan aldığım ödülse, o zaman öyle olsun.
Look, I understand why it's hard for you to believe me, but we both know Howard did something incredibly cruel when he sent you to me and didn't allow you to tell me that you're my son, that after all these years, you're still alive.
Bak, bana inanmanın neden zor olduğunu anlıyorum, fakat ikimiz de Howard'ın seni bana gönderipte, bunca yıldan sonra, hala sağ olmana rağmen, oğlum olduğunu söylemene izin vermeyerek inanılmaz derecede acımasız bir şey yaptığını biliyoruz.
The doctor on call examined him and concluded that Mr. Hargrave... posed a threat of physical harm to himself and others, justifying an order to retain him for involuntary psychiatric care.
Görevli doktor onu muayene etmiş... Bay Hargrave'in kendisine ve başkalarına fiziksel olarak zarar verme tehdidi oluşturduğu teşhisi koyarak, psikiyatrik bakıma yatırılmasına karar vermiş.
$ 5 million, and we're okay with that... rewarding people for destroying innocent lives?
5 milyon dolar... masum insanların hayatlarını mahvedenleri ödüllendirmekte sıkıntı yok yani?
He asked for my help to stage a tragic accident, so that our mom and dad wouldn't come after him.
Benden, acıklı bir kaza planında ona yardım etmemi istedi. Böylece anne ve babam onun peşine düşmeyecekti.
It's a blight that's become a cesspool, and a hangout for criminals and transients, and the deal's done.
Orası suçluların ve, ve serserilerin takıldığı... bir pislik çukuruna döndü. Ve anlaşma da tamamlandı.
And for me... That's enough.
Ve benim için... bu yeterli.
Their relationship isn't good, for either of them, and their respective behavior reflects that.
İlişkileri ikisi içinde iyi değil. Ve davranışları da bunu yansıtıyor.
What's wrong is my daughter is hiding a gun in her bedroom, and that's just for starters.
Sorun kızımın odasında bir silah saklıyor oluşu Ve bu sadece başlangıç.
Why don't you grab a wrench and tighten up that hose for me?
Neden bir anahtar alıp o hortumu benim için sıkmıyorsun?
This is hard to hear, and for me to say, but, I think she must've... Connected with you in a way that I just don't see us doing.
Bunu duymak zor ve benim için de söylemek ama sanırım o seninle bir şekilde bağlantılıydı.
And if not for the fact that no one would have you, I'd be shipping you off to a boarding school in Europe tonight.
Bunu sana kimsenin yaptıramayacağı bir gerçek olmasaydı bu akşam Avrupa'daki bir yatılı okula sevk ettirirdim seni.
Or me and Penelope, for that matter.
Ya da ben ve Penelope arasında.
I'm tired of student council and all the clubs that I run, and everything that I have to do and be responsible for every day.
Yürüttüğüm öğrenci konseyinden, tüm o kulüplerden ve her gün sorumlu olmak zorunda olduğum her şeyden bıktım.
It's an alarm that I was making for my room, but I was hoping if I handed it to you... you'd start playing with it and I could probably use it to prove a point.
Odam için yaptığım bir alarm ama sana verirsem oynamaya başlarsın ve bir noktayı kanıtlayabilirim diye umuyordum.
Once we have that, we can get in and set this thing up for real.
Kimliği elde edince içeri girip bu işi gerçekleştirebiliriz.
Wow. That must be a lot for you and your wife.
Siz ve eşiniz için zor oluyordur.
And I absolutely refuse to believe that a student who has been suspended, not once, but three times for illegal hacking activity is just skipping class for no reason.
Ve yasa dışı hackleme eylemi yüzünden bir değil, üç kez okuldan uzaklaştırılan bir öğrencinin yok yere okulu astığına inanmayacağım.
'Cause I wandered on that goddamn mountain by myself for nearly two days and could of got killed?
Neredeyse iki gün o dağda tek başıma dolaştığım ve öldürülebileceğim için mi?
I felt that he had been bad for my mother and that he was part of the reason she took her own life.
Annem için kötü olduğunu hissettim ve annemin canına kıymasında bir rol oynadığını düşündüm.
Look, you kept it for a reason, and I know you say that door is closed, but there are no absolutes.
O defteri kapattığını söylediğini biliyorum ama kesin diye bir şey yok.
But I do think that you should talk to your husband because you're lonely and isolated for a reason.
Ama kocanla konuşmalısın. Yalnız ve izole olmanın bir sebebi var.
I suppose after my mother's death, not being able to save her, I wanted... things to be different for Madeleine, and... and that is why I decided to take the blame.
Herhalde annemin ölümünden sonra, onu koruyamadığım için Madeleine için durumun farklı olmasını istedim ve...
So... so I'm... I'm gathering that it was probably... very hard for you to get here and that you're feelin'a little miffed that Norman's not home.
Sanıyorum senin buraya gelmen oldukça zordu ve Norman'ın evde olmaması sinirlerini bozdu.
What you took from me wasn't yours to take, and the fact that you thought it was sex for just one second is disgusting.
Benden aldığın şeyi sana onaylamamıştım. Ve bir saniye bile seks olduğunu düşündüğün gerçeği midemi bulandırıyor.
Because you don't carry this like I do, and I hate you for that.
Çünkü benim gibi dert etmedin... Ve bunun için senden nefret ediyorum.
And I-I envy you for that.
Aynı zamanda gıpta da ediyorum.
You know, I can't believe that Nate Griffin is going to be a hero and I might go to jail for murder.
Nate kahraman olacak, ben de cinayetten hapse gideceğim, inanılmaz.
You're so kind and smart, and just the thought that I might have ruined all that for you is...
O kadar nazik ve akıllısın ki ve düşünce her şeyini mahvedebilirdim...
But lately, the darkness just feels really intense, like, um... these little messed-up voices that pollute my brain are just getting louder, and I just feel completely selfish for having any of these anxious or depressed thoughts,
Ama son zamanlarda, bu karanlığı çok yoğun hissediyorum. Sanki bu akıl karıştırıcı sesler beynimi kirleten bu sesler gittikçe artmakta. Ve ben bencil davrandığımı hissediyorum.
For 12 years, Holden Matthews has laid at county hospital in one of the longest reported comas in history, and today that streak has finally come to an end.
12 yıl boyunca, Holden Matthews devlet hastanesinde yattı, 37 00 : 01 : 43,603 - - 00 : 01 : 45,938 tarihin en uzun süren komalarından birinde. Ve bugün o yol nihayete erdi.
This is a live search for a suspect and THAT takes priority.
Bu bir şüpheli için canlı arama ve öncelik gerektiriyor.
And do you accept that the punishment for violating you oaths will fall not just upon you, but upon everyone you love?
Ettiğin yemini ihlal etmenin cezasını sadece senin değil ayrıca sevdiğin herkesin çekeceğini kabul ediyor musun?
And let's assume that... if you two have to part ways for the sake of your careers.
Karşında kariyer için iki farklı yol olduğunu varsayalım.
I think you posted that letter to yourself in an effort to gain sympathy for your cause and drum up trade.
Bence sempati toplamak.. .. ve dolaşıp müşteri bulmak için o mektubu siz kendi kendinize yolladınız.
That day changed Phillip's life forever and set the stage for what happened today.
O gün, Philip'in hayatını sonsuza dek değiştirdi ve bugün yaşananların önünü açtı.
You're not protecting anyone at this point except for me, and that's really a matter of circumstance you put me in.
Şu noktada benden başka koruduğun biri yok, beni bu işe bulaştıran da zaten sensin.
and for that reason 27
and forever 16
and for us 23
and forgive us our trespasses 37
and for now 27
and for all i know 16
and for once 56
and for some reason 87
and for good reason 43
and for whatever reason 27
and forever 16
and for us 23
and forgive us our trespasses 37
and for now 27
and for all i know 16
and for once 56
and for some reason 87
and for good reason 43
and for whatever reason 27