Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / английский → турецкий / [ A ] / And go

And go перевод на турецкий

152,440 параллельный перевод
Walt, this increased concentration of kevloturane means you're gonna skip loopy and go straight to pulmonary hemorrhage.
Walt, bu artırılmış yoğunluklu kevloturan, kafa güzelliğini geçip dosdoğru pulmoner hemorajiye gideceksiniz anlamına geliyor.
And you're gonna tuck her in and go to college.
Üstünü ört ve üniversiteye git.
Take your incomplete college application and go wherever white folks go to finish stuff.
Eksik üniversite başvurunu al, beyazların iş bitirdiği yere git.
So the three of you plan to use this... Flaming Sword to cut through the Gates of Heaven and go home?
Yani ücünüz Cennet'in Kapıları'nı kesmek icin ve eve gitmek icin bu Alevli Kılıc'ı kullanmayı planlıyorsunuz.
The three of you plan to use... this Flaming Sword to cut through the gates of Heaven and go home.
Sizin kullanmayı planladığınız alev alan kılıç cennete bir kapı açmaya ve evinize dönmenize olanak sağlıyor?
Well, if it were me and I had $ 70,000 stolen, I would go to the police.
70 binim çalınmış olsaydı kesinlikle polise giderdim.
Okay. In the next, two hours, or we go back to court, and destroy you.
Pekala iki saate iletilirse iyi olur yoksa mahkemede sizi ezer geçeriz.
If it's off for more than a few minutes, Lucinda and the guards will go to see what's going on and see that the others escaped.
Bir kaç dakikadan daha fazla çalışmazsa Lucinda ve korumalar gidip neler olduğuna bakacak ve kaçtıklarını görecekler.
I'm just going to grab the imaginary conch for a second here, and say that I am concerned that if you light that match, it means this entire building, us included, will go kablooey.
Hayali deniz kabuğunu bir saniyeliğine elime alıp diyeceğim ki endişem o kibriti yakarsanız bu tüm binanın biz de dâhil olmak üzere patlamasıdır.
Why don't you go wash up for dinner and I'll be right there.
Tabii! Sen git yemek için temizlen ben burada seni bekleyeceğim.
I just need my cash, and then I'll go far away.
Tek istediğim param, sonra çok uzaklara gideceğim.
Go in that silo and connect a drainage hose to the holding vat, then get out, on the double.
O siloya git ve boşaltma hortumunu bekletme tankına bağla... -... sonra da dışarı çık, fırtına gibi.
Sorry, we have to send in the soil for testing and report it. Let's go.
- Kusura bakmayın, toprağı test ve bildirim için göndermemiz lazım.
Go grab the power saw, a screwdriver from your toolbox, some oil and a lug-wrench.
Elektrikli testereyi alet çantandan bir tornavida, biraz yağ ve bijon anahtarını kap gel.
I should find myself a beautiful woman, go out and do a little dancing.
Kendime güzel bir kadın bulmalı ve çıkıp dans etmeliyim.
I did Thanksgiving dinner last year, and it didn't go well.
Geçen seneki Şükran Günü yemeğini ben hazırladım ve pek iyi geçmedi.
And while they're distracted, we will swap out the pigs, the dinner will be saved, and the show will go on.
Onların dikkati dağılmışken domuzları değiş tokuş edeceğiz. Yemek kurtarılacak ve gösteri devam edecek.
Yeah. I just... I worked at the mall, and it seemed easier to just go talk to some friends.
Evet, önceden AVM'de çalışmıştım gidip birkaç arkadaşla konuşayım dedim.
And here we go. Yes, unfortunately, this country still has enemies.
- Evet maalesef ülkemiz hala birçok düşman barındırıyor.
The lawsuit was dropped, and the accuser never even let her name go public.
Dava düştü ve suçlayan kişi de kızın adını halka açıklamadı.
Well, how come I always have to do all the dirty work, and you get to go and have fun in court?
Niye tüm pis işleri ben yapıyorum da, sen de mahkemeye gidip eğleniyorsun?
But go to a Google search and type in "she invents" and it'll ask, "Did you mean he invents?"
Ama Google'a girip "kadınların icatları" yazın ve size'Erkeklerin icatları mı demek istediniz?
So work your magic and make these charges go away.
Yani sihrini göster ve bu suçlamaları uçur.
Why would I go and do a foolish thing like that?
Neden öyle aptalca bir şey yapayım ki?
And I'd rather be in Montana shooting salmon, so I've decided I'm not going to go to the NFL owners meeting this year.
Montana'da somon vurmayı tercih ederim. O yüzden bu yıl NFL takım sahipleri toplantısına gitmemeye karar verdim.
You get his money, the Snyders get you, and no one has to go to a bachelor party at an arboretum.
Sen parasını al, Snyderlar seni alsın. Bekârlığa veda partisinden de yırtarız.
Rex, Kanan, Ezra and Chopper, go check out the coordinates of Saw's last transmission.
Rex, Kanan, Ezra ve Chopper gidip Saw'un son mesajı gönderdiği koordinatları inceleyin.
We should go back and report to Hera.
Geri dönmeli ve Hera'ya rapor etmeliyiz.
So we'll take our time and we'll go carefully.
O zaman yavaş davranır ve aralarından dikkatlice geçeriz.
You go that way and cut him off.
Sen bu taraftan gidip onun önünü kes.
The plan is simple : you kill me, I go down to Hell interrogate the professor, get the formula, and then you bring me back.
Plan çok basit, sen beni öldürüyorsun cehenneme profesörü sorguya gidiyorum formülü alıyorum ve beni geri getiroyrsunuz.
You just- - you go AWOL for two weeks, and then you have the nerve to come here and shush me?
2 haftadır kaçak konumundasın ve buraya aniden gelip beni susturuyor musun?
And I have a brilliant idea. You expect me to let you go undercover with your stripper wife?
Striptizci eşinle seni gizli göreve yollamamı mı istiyorsun?
Had to go and kill Ash to get the rest of the spoils?
Kalan parayı almak için Ash'ı öldürdün değil mi?
Lucifer, can you go back to being bored, and not derail the conversation?
Lucifer, yeniden sıkılmıs haline geri dönüp, konusmanın yönünü saptırmasan, olmaz mı?
No, parents go above and beyond to get their children here at Starford.
Hayır, aileler cocuklarını Starford'a sokmak icin cabalıyor.
And they go absolutely crazy when they fail to land a spot.
Ve bir yer bulamadıkları zaman da deliriyorlar.
Why don't you go and deal with the donation thingy, and I can, uh, take the little sh... ugar plum fairy to school.
Sen neden gidip bagıs isiyle ilgilenmiyorsun? Ben de kücük sekeri okula bırakırım.
I went back to that school today. And I think they'd let you in if you wanted to go.
Bu gün okula gittim ve ve ne zaman gitmek istersen alabileceklerini söylediler.
First, I find out he's ditching me to go to Heaven, and now he's hurting you.
Önce, beni yüzüstü bırakarak cennete gitmeye çalıştığını öğreniyorum. Ve şimdi de sana zarar veriyor.
And, Charlotte, thank you so much for your help. But now that one of your clients is our main suspect, it's best you go.
Ve, Charlotte, yardımın için çok teşekkürler ama şimdi müvekkillerinden biri ana şüphelimiz olduğuna göre gitmen senin için en iyisi.
The detective and I will go, so thank you so much for your help.
Dedektif ve ben gideceğiz. Yardımın için teşekkür ederim.
You let the detective go, and they are yours.
Dedona gitmesine izin verdin, onlar da senin gibiler.
But when they go, and they will, you'll go.
Ama onlar gittiği zaman, ki gidecekler, sen de gideceksin.
All right, go to frequency 154.400 and turn it up.
Pekala, 154.400 frekansını açıp, çalıştırın.
Let me go, and you can have a piece of all of them.
Gitmeme izin verirsen hepsinden biraz alabilirsin.
I go a little dark and twisty, but then I come back.
Ben karamsar ve dengesizdim ama sonra eski halime döndüm.
Anyway, so, I wasn't sure if Maggie was okay, but I think she's fine, and if she's fine, then it's okay for me to go to dinner.
Maggie'nin iyi olup olmadığını bilmiyordum ama artık iyi görünüyor. İyi olduğuna göre yemeğe gitmemde sakınca yok demektir.
How is this supposed to help me go in there and do the impossible?
İçeri girip imkansız olanı başarmamı nasıl sağlayacak?
Well, go down there and do something.
Aşağı inip yardım et.
Let's go have a drink and have a conversation.
Gidip birer içki içelim ve sohbet edelim.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]