Anything at all перевод на турецкий
2,660 параллельный перевод
Okay, let's not do anything at all - until the Doctor gets...
O zaman hiçbir şey yapmayalım Doktor buraya gelene kadar.
And she didn't say anything at all?
Ve sen bunların hiç birisini ona anlatmadın mı?
So, we are dealing with a kind of structured delusion which becomes more and more deadly as the money sequence decouples from producing anything at all.
Dolayısıyla, Para Dizisi herhangi bir üretimden ayrıştıkça git gide daha da ölümcül olan planlı bir yanılgı ile mücadele etmek zorunda kalıyoruz...
Did Amanda say anything at all about the crime?
Amanda cinayetle alakalı hiçbirşey söylemedi mi?
Um... But if ever need anything... anything at all, I mean, just come and talk to me.
Eğer bir şeye ihtiyacın olursa, herhangi bir şeye bana gel tamam mı?
If you ever need anything at all, don't hesitate to call.
Bir şeye ihtiyacın olursa, çekinmeden ara.
Anything at all.
Herhangi bir şey var mı?
Now, do we have any reason to believe... anything at all... that Sophia's telling us the truth?
Elimizde Sophia'nın doğruyu söylediğine inanmamızı sağlayacak herhangi bir şey var mı?
And you just let me know if you need anything at all...
Herhangi bir şeye ihtiyacınız olursa lütfen bana söyleyin.
Is there anything at all that you've left out?
Atladiginiz herhagi birsey olabilir mi?
- anything at all.
- Ne olursa.
What are you saying? Anything at all strange going on with Stan at home? Any...
Evde Stan'le ilgili herhangi tuhaf bir durum var mı?
You have to admit though without me you wouldn't know anything at all.
Bensiz hiçbir şey öğrenemeyeceğini, kabul etmek zorundasın.
Because I'm beginning to think that you don't have anything at all and this was just an excuse for you to get out of prison for a day.
Çünkü hiçbir şey bilmediğini ve bunun sadece bir günlüğüne de olsa hapisten çıkmak için bir bahane olduğunu düşünmeye başlıyorum.
You can't get anything at all.
Sen hiçbir şey yakalayamıyorsun.
Don't say anything at all just now.
Sen de lafını açma. Tamam.
ls there anything at all?
Tek hatırladığın bunlar mı?
It's like you haven't recovered anything at all.
Sanki hiç toparlanmamış gibisinizdir.
She could tell me anything, anything at all.
Bana her şeyini anlatabilirdi.
Mrs. Betz, you need anything at all... day, night, 24 / 7... I will be here, and I will make sure you get it.
Bayan Betz, herhangi bir ihtiyacınız olursa, gece gündüz 7 / 24 fark etmez, yanınızda olacağım ve elimden geleni yapacağım.
Since I didn't ask, I wasn't expecting you to say anything at all.
Sormadığım için bir şey demeni beklemiyordum.
Anything at all.
Ne olursa.
Anything at all.
- Ne olursa.
And if you think of anything or need anything at all... I hope you'll give me a call.
Ve aklınıza herhangi bir şey gelirse ya da bir şeye ihtiyacınız olursa umarım bir alo dersiniz.
In fact, you won't be able to work with anything at all.
Hatta pop müziksiz de hiçbir şey yapamazsın.
- Help a guy. - I need to know if you saw anything. Anything at all.
Bir şey görüp görmediğinizi bilmemiz gerek efendim, bir şey varsa.
- You can't lift anything at all? - No.
- Hiçbir şey kaldıramıyor musun?
That's typical Jenna - let's just not do anything at all, hmm?
Bu tipik Jenna - Hadi sadece hiçbir şey yapmayalım.
J.J., is there anything you want, anything at all, besides everything I've brought in to amuse you?
J.J istediğin bir şey varsa, herhangi bir şey seni eğlendirmek için getirttiğim şeylerin dışında tabii, söyle bana.
Okay, if you need anything else, anything at all, just call me, okay?
Neye ihtiyacın olursa,... beni çağır, olur mu?
What's that mean? I don't understand anything at all.
O ne demek ben hiç anlamadım.
Anything at all.
Herhangi birşey.
Anything at all?
Herhangi bir şey?
So, such advanced systems would be, in part what comprise our agricultural belt producing all the food required for the entire city's population with no need to import anything from the outside saving time, waste and energy.
Dolayısıyla, böylesine gelişmiş sistemler, zamandan atıktan ve enerjiden tasarruf ederek dışarıdan hiçbir şey ithal etmeye gereksinim duymadan bütün bir şehir nüfusu için gerekli gıdayı üretecek zirai sistemlerimizi kısmi olarak kapsayacaktır.
So if there's anything you remember at all, I can work my magic. - Well, you know what?
En ufak bir şey dahi hatırlıyorsan sihrimi ortaya koyabilirim.
Anything to say at all?
Söyleyecek birşeyiniz var mı?
Anything at all.
Hepsini istiyorum.
If there's anything else, anything else at all that you could think of that'd help us catch these guys...
- AK-47. Aklına bu adamları yakalamamıza yardım edebilecek herhangi bir şey geliyorsa...
In fact I can't really pick anything up with them at all, I usually have to use my feet to grab things... and ah.. well I er.. uh oh, what were we talking about?
Aslında onlarla hiçbirşeyi elime alamıyorum, genelde bu iş için ayaklarımı kullanmak zorundayım... ve ımm.. sanırım ben.. Onlar sadece tüy! oh, neyden bahsediyorduk?
Did he say anything or react at all?
- Konuşmanıza bir tepki vermedi mi?
Anything that might have seemed like nothing at the time, but could help explain all this?
O esnada garip gelmeyen ama tüm bu olanlara açıklık getirebilecek herhangi bir şey var mıydı?
As a matter of fact, we couldn't find anyone in that cul-de-sac who had anything to say about this kid at all.
Aslında o çıkmaz sokakta bize bu çocuk hakkında bir şeyler söyleyecek kimseyi bulamadık.
I mean, pretty much anything I do to this sand pile, if I mess the sand around and move it around, then it doesn't change the shape or the structure at all.
Bu kum yığına yaptığım her şey ; yani onu sağ sola savursam bile yine de yapısı ya da şeklini değiştirmiş olmam.
Uh, if you think of anything... -... you can call me at this number. - All right.
Aklınıza bir şey gelirse beni bu numaradan arayabilirsiniz.
Anything anything at all, Amber?
Her ne olursa, Amber.
But I don't feel anything has changed at all.
Fakat hiçbir şeyin değiştiğini hissetmiyorum.
Anything you can tell me at all would be a great help.
Bana anlatacağınız herhangi bir şeyin büyük yardımı dokunabilir.
At 17, I realize that all a girl needs is a little booze and a camera... and she'll do anything you want.
17'imdeyken farkettim ki tüm kızların dağıtmaya ve bir kameraya ihtiyaçları var. Böylece istediğin her şeyi yapıyorlar.
Anything in here that seemed at all helpful?
Faydası dokunacak gibi görünen herhangi bir şey var mı?
Anything at all.
Herhangi bir şey.
I think that's why I haven't unpacked anything. At all.
Herhâlde o yüzden yerleşemedim daha.
at all 631
at all costs 35
at all times 43
all right 154529
alla 16
allo 105
allons 38
allah 58
allez 130
allen 543
at all costs 35
at all times 43
all right 154529
alla 16
allo 105
allons 38
allah 58
allez 130
allen 543
all you need is love 37
all the world's a stage 17
allanon 32
allahu akbar 114
all alone 307
all done 358
all rise 341
all right then 461
allergic 17
all this time 373
all the world's a stage 17
allanon 32
allahu akbar 114
all alone 307
all done 358
all rise 341
all right then 461
allergic 17
all this time 373