Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / английский → турецкий / [ A ] / At least this way

At least this way перевод на турецкий

261 параллельный перевод
Well, at least this way no one will try to open it.
En azından böylece kimse bunu açmaya çalışmayacak.
At least this way I'll know that... you'll be somewhere in the world, alive and happy, working.
Bu sayede en azından, dünyanın bir yerinde hayatta ve mutlu olduğunu ve çalıştığını bileceğim.
At least this way you'll save money!
Böylece en azından tasarruf yaparsın!
But as he says, at least this way one of us has a chance.
Ama dediği gibi, en azından böyle birimizin şansı var.
At least this way we stay in touch and keep working.
En azından hatta kalıp, çalışmaya devam et.
Look, man, at least this way, inside the union, maybe I can make some changes.
Bak, dostum, en azından bu yolla, sendikanın içinde belki bazı değişiklikler yapabilirim.
At least this way, we'll have some control over what happens.
En azından bu şekilde, bazı şeyler kontrolümüz altında olur.
At least this way I know exactly what I've got here.
Bu şekilde en azından elimde olanı biliyorum.
At least this way, she won't mix with those foreigners any more.
En azından şimdilik yabancılarla aynı ortamda bulunması gerekmeyecek.
At least this way, she won't mix with those foreigners any more.
En azından böylece, o yabancılara karışmayacak artık.
At least this way your mom will get her stupid sewing room back.
Bu şekilde annen aptal dikiş odasını geri alır.
- At least this way you get something.
- En azından bahsi kazandık.
At least this way, one of us comes out on top.
Böylece en azından birimiz kurtuluruz.
At least this way you gonna see what you gonna nuke before you gonna nuke it.
Biz onu çıkarana kadar. En azından ne işe yaradığını görmek istemez misin.
At least this way, the cops'll be able to identify the body.
En azından bu sayede polisler cesedini teşhis eder.
At least this way you'll know.
En azından bu şekilde bilmiş olursun.
At least this way is more believable than flying up there...
Oraya buraya uçmaktan daha inandırıcı en azından...
At least this way, Roz can let her down easy.
En azından Roz kolayca atlatmasını sağlar.
We can't dodge trees in a parked car. At least this way we're a moving target.
Ağaç, durduğumuz yerde de düşebilir şimdi hareketli bir hedef oluyoruz.
I didn't say that, but at least this way, I don't have to worry about y'all, uh, falling asleep and not waking up.
Öyle demedim. En azından bu şekilde, uyuyup uyanmama ihtimaliniz yüzünden endişelenmek zorunda kalmayacağım.
- At least this way.
- En azından bu şekilde.
- yeah, at least this way i won't miss my train.
Seni bırakayım mı? - Evet, en azından treni kaçırmam.
At least this way, we'll get some peace and quiet.
En azından huzur ve sessizlik olur.
At least this way, I'd still get to be with you.
Bu şekilde en azından, seninle birlikte olabilirdim.
At least this way you can face it head on.
Şimdi neyle karşılaşacağını biliyorsun.
- At least this way, some of us might get...
- En azından böylece birkaçımız...
At least this way, I can be useful.
Hiç olmazsa faydalı olurum.
But don't you think that I should at least try to find out why I ended up this way?
Ama nasıl bu hale geldiğimi öğrenebilirim en azından değil mi?
This way at least the children will learn something.
En azından bu şekilde çocuklara bir şeyler öğretebiliriz.
At least I come out of it with a bit of money this way.
En azından böylece elime biraz para geçecek.
This way, I can at least take a short walk.
Bu sayede biraz yürümüş oluyorum.
This way at least you'll have a chance of fighting for your freedom.
En azından bu şekilde özgürlüğün için savaşacak şansın olacak.
This way at least, one of you has a chance.
Böyle en azından bir şansınız oluyor.
You had no way of knowing, but this cane is worth at least 100 ryo.
Senin bilmenin yolu yok, ama bu baston en az 100 ryo eder.
This way you at least get to come to London with us and we'll stay together.
Bu şekilde, en azından bizimle Londra'ya gelirsin ve beraber oluruz.
This way we can work at least. - Exactly.
- O zaman biz de rahatça çalışabiliriz.
Look at it this way... at least you're getting an education.
- Bir de şu yönden bak en azından eğitim alıyorsun.
Do listen to my words, my dear, we can at least take care of the repairs in this way.
- Vallahi, dinleyin beni Neyirciğim hiç olmazsa şu tamirat işini halledebiliriz böylece.
Look at it this way, at least we have Saskatchewan.
Buna bir de şu açıdan bak, En azından Saskatchewan'daki anılarımız var.
Yeah, well, we wanted to start a family anyway, and we figured this way at least we know what we're gettin'.
Zaten bir aile kurmak istiyorduk, böyle olursa hiç olmazsa başımıza ne geleceğini biliriz dedik.
Keep it. - At least don't scold him this way in front of her.
- En azından kızın yanında ona böyle çıkışma.
When this is over, try to stay at least 10 feet from Al that way you won't get hit by the first burst.
Bu bittiğinde Al'dan en az üç metre uzakta durmaya çalış böylece ona fırlatılacak şeylerden korunmuş olursun.
This way, at least you know you performed a public service.
Bu yolla en azından sen, kamu hizmetini yerine getirebilirsin. 00 : 24 : 02,946 - - 00 : 24 : 04,532 Greenhaven Eyalet Hapishanesi
You know, look at it this way : at least you're no worse off than you were before.
En azından daha önce olduğundan daha kötü değilsin. O adam için yaptığım şeyleri bilmiyorsun.
At least this way, Elise has got a shot.
En azından Elise'e bir şans vermiş oluruz.
My daddy always pumped gas this way and he's still alive... or at least it looks that way when the wind catches his rocking chair just right.
Babam hep böyle benzin pompalar ve hala hayatta... En azından rüzgar sallanan sandalyesine doğru açıdan vurduğunda öyle gözüküyor
This way at least he won't end up in an orphanage.
En azından yetimhanede kalmayacak.
But at the very least this case does seem to center around religion, and you're not the only one to think that, by the way.
Ama bu son olay din eksenli görünüyor ve bu arada böyle düşünen sadece sen değilsin.
Hey, look at it this way... at least things can't get any worse.
Hey, olaya bir de şu yönünden bak en azından işler daha kötüye gidemez.
This does not work that way, at least not according to what I read.
Öyle olmaz. Nasıl yapılacağını okudum.
This way when there's a lull, at least my leaves get raked.
This way when there's a lull, at least my leaves get raked.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]