Because of перевод на турецкий
75,384 параллельный перевод
But their physical bodies will eventually give out because of it.
Ama fiziksel bedenleri bundan dolayı sonunda pes edecek.
It's probably because of his broken jaw.
Muhtemelen çenesini kırdığın içindir.
All this because of one subversive?
Bütün bunlar tek bir isyancı için mi?
Whatever happens, whatever he does, it'll be because of us.
Ne olursa olsun, ne yaparsa yapsın, bunun sorumlusu biz olacağız.
Did Uncle Mark die because of us?
Mark amca bizim yüzümüzden mi öldü?
My employees are gonna lose their jobs because of me.
Bunun sonucunda çalışanlarım işlerini kaybedebilir.
And I know they're dying because of you.
Senin yüzünden öleceklerini biliyorum.
The only problem with that is I went to 15 firms before I came to you, and none of them would take my case because of that photo.
Asıl sorun sizden önce on beş farklı şirkete daha gitmiş olmam. Ama o fotoğraf yüzünden hiçbiri davamı kabul etmedi.
I think it's because of her profile pic, and I just wanted to get an objective male opinion.
Bence profil fotoğrafı yüzünden. Ben de bir erkeğin fikrini almak istiyorum.
Because I just saw a truckload of myself, and Mack is in on it.
Çünkü az önce kendimden bir kamyon dolusu gördüm ve Mack de işin içinde.
I sold their lies every day, watched kids get taken out of my classroom because they were different, because they asked questions.
Her gün onların yalanlarını anlattım. Farklı oldukları ve sorular sordukları için sınıfımdan çocukları götürmelerine seyirci kaldım.
- Because of that room?
Ayrıca başka şansımız yok.
We don't know the precise cause of death because your son received so many injuries.
Ölümün kesin sebebini bilmiyoruz. Çünkü oğlunuz çok fazla yaralanmış.
So much stuff has happened to me over the past couple of weeks but it's been okay because I've had you to talk to.
Son birkaç haftada başıma birçok şey geldi ama sorun olmadı çünkü seninle konuşabiliyordum.
Little bit Marcus, but mostly because this thing my wife is doing is kind of dangerous and we usually do it together.
Biraz Marcus'tan dolayı ama daha çok karımın yaptığı bu şey biraz tehlikelidir ve genelde birlikte yaparız.
- No, Nathan, I did that because I care about doing this kind of work, and if you're okay with it, I'd even like the idea of us partnering on a case every now and then.
Hayır Nathan bunu yapmamın sebebi bu tür davaları almayı önemsiyor olmam. Eğer sana da uyarsa bazı davalarda ortak olarak çalışmak hoşuma giderdi.
- Because you don't clean up the balance sheet of your third largest division six months after you restructure if you're not looking to put it on the market.
Satmayı düşünmüyor olsan daha altı ay önce yeniden yapılandırdığın en büyük üçüncü biriminin bilanço cetvelini sıfırlamazdın.
- It's not packed because one of us has been at work for the last three hours.
Toplanmadı çünkü birimiz son üç saattir işteydi.
- Well, then it doesn't really matter how it went, because whatever those clowns come up with, Neil Stillman's walking away with a boatload of cash.
O zaman nasıl geçtiği çok önemli değil, çünkü o palyaçolar ne ile gelirlerse gelsinler Neil Stillman buradan bir çuval para ile ayrılacak.
- You didn't come to me to date me, you came to me because you're in the middle of another crisis and you need me to walk you through it.
- Buraya benimle buluşmaya gelmedin. Buraya geldin çünkü başka krizin daha ortasındasın ve atlatmana yardım etmeme ihtiyacın var.
- It's because it's natural for a client to transfer feelings of desire onto his therapist that aren't real.
Çünkü hastanın aslında gerçek olmayan arzularını terapistine aktarması gayet doğaldır.
- Whatever it is, it's gonna have to wait until tomorrow, because if you don't get over there before that money changes hands, you are opening us up to a shitload of trouble.
Her ne ise, yarına kadar beklemeli çünkü oraya para el değiştirmeden önce gitmezsen bize büyük bir dert kapısı açıyorsun demektir.
- Oh, yes, I can, because even though Harvey clearly didn't tell you, as of last night, I'm a senior partner.
- Evet yapabilirim, çünkü Harvey sana anlatmasa da, dün gece itibariyle, kıdemli ortak oldum.
Then I suggest the two of you get your shit together before tomorrow, because right now, I've got some things to take care of.
O zaman ikiniz de yarına kadar kendinize çeki düzen verin, çünkü şu anda, yapmam gereken bir iş var.
- Needed one, because as of tomorrow, i am officially the firm's newest senior partner.
- Yarından itibaren resmi olarak, firmanın en yeni kıdemli ortağı olduğum için yeni bir ofise ihtiyacım vardı.
It's because you're remarkable that we expect more of you.
Olağanüstü biri olduğun için senden daha fazlasını bekliyoruz.
There's no bile, we just got a call your father's been arrested, and I can't be here if the police come because I'm the president of a biotech company and there are chunks of people in your freezer.
Elimizde öd yok, az önce babanın tutuklandığını öğrendik ve polis gelirse burada olamam çünkü biyoteknoloji şirketi müdürüyüm ve buzluğunuzda insan parçaları var.
Because you asked me to pull the plug on this whole thing if it got too risky, and what I'm talking about is gonna make it a hell of a lot riskier.
Çünkü işler sarpa sararsa bitirmemi söylemiştin. Şu an aklımda olan şeyin sarpa sarmaması zor.
I don't need it. Because one of two things is going to happen.
Çünkü ortadaki ihtimaller belli.
Because I don't wanna spend the rest of my life with a man who gave up on his dreams.
Çünkü ömrümün geri kalanını hayallerinden vazgeçmiş biriyle geçirmek istemiyorum.
Because you're the head of the investment team, and the head of the team doesn't waste his time unless he thinks there might be something in it for him.
Çünkü yatırım ekibinin başında sen varsın ve eğer senin için bir şeyler olduğuna inanmasaydın vaktini harcamazdın.
Because even though I didn't like your terms, you spoke to me as an equal and you treated me with respect and that's the kind of person I want to be in business with.
- Niye buradasın? Şartların hoşuma gitmese de, benimle eşitin gibi konuştun ve bana saygıyla davrandın ve ben böyle biriyle iş yapmak istiyorum.
But I only did it because I was afraid of you rejecting me.
Bunu yapmamın tek nedeni beni bırakacağından korkmamdı.
But in the meantime, I need to know the ins and outs of this committee, because while she's on it, she's gonna use every dirty trick in the book to end this thing before it gets started.
Ama bu sırada kurulla ilgili her şeyi öğrenmem gerek. Çünkü artık o da dahil olduğuna göre bu işi daha başlamadan bitirmek için elinden geleni ardına koymayacağına eminim.
Because we moved heaven and earth to get you out of hot water, and I got no problem putting you right back in.
Çünkü senin işi halletmek için yapmadığımız şey kalmadı. Yaptıklarımızı iptal etmekte bir an olsun tereddüt etmem.
So you can take your offer and shove it in a drawer along with that sorry excuse for a digital secretary, because neither one of them is ever gonna see the light of day.
Teklifinizi alıp dijital sekreterinizle birlikte rafa kaldırabilirsiniz. Çünkü ikisi de bir daha gün yüzü göremeyecek.
Because of what I did for those miners and the clinic.
Madenciler ve bu büro adına yaptıklarım için.
- Because you tried to paint a false picture of his release, and I'm here to set the record straight. The record is straight.
- Düzeltecek bir şey yok.
With all due respect, ma'am, I'm done wasting my breath on you because the purpose of this hearing was to determine if Mike Ross had reformed.
Kusura bakmayın ama sizin için nefesimi boşa harcamaktan sıkıldım çünkü bu duruşmanın amacı Mike Ross'un değişip değişmediğini belirlemek.
Because of this.
- Bunun yüzünden.
Strap in, Gretchen, because we're about to get elbowdeep into stuffing the shit out of this cat.
Hazır ol, bu kediyi öyle bir besleyeceğiz ki üç hafta kumundan ayrılamayacak, Gretchen.
Maybe because it was stupid of you to offer your friend name partner in the first place.
- Belki öyle çünkü en başta arkadaşına isim ortaklığı önermen aptalcaydı. - Pardon?
Because in order to make someone name partner, you need my vote or Jessica's vote, and if you think she is going to ditch her oldest client to bring in someone she doesn't even know, you're out of your goddamn mind.
Çünkü birini isim ortağı yapmak için benim ya da Jessica'nın oyuna ihtiyacın var ve tanımadığı biri için en eski müvekkilini bırakacağını düşünüyorsan kafayı yemişsin.
Yeah, well, if you can't figure out a way to win without Rachel's help, then maybe I shouldn't have brought you back in the first place because I've had about enough of having every employee I have question every decision I make.
Eğer Rachel'ın yardımı olmadan kazanacak bir yol bulamıyorsan belki de en başta seni tekrar işe almamalıydım çünkü her çalışanımın kararlarını sorgulamasından artık bıktım.
It means you want to live here and keep your name on my wall because you're not ready to let go of my firm.
- Burada yaşamak ve hem de ismin duvarımda olsun istiyorsun çünkü şirketimi bırakmaya hazır değilsin.
Because you heard me, and you respected my wishes, which means instead of me listening to you as your therapist, you know, I'll be listening to you
Çünkü beni dinledin ve isteklerime saygı duydun bu da seni terapistin olarak değil ne desem, başka bir sıfatla dinleyeceğim demek.
Now her husband can't support his children because acumen insurance is trying to scam him out of their claim.
Kocası ise çocuklarına bakamıyor çünkü Acumen Sigorta hakkından vazgeçmesi için uğraşıyor.
I was jealous of Alex coming over here, but not because I'm afraid of another lawyer.
Alex'in buraya gelecek olmasını kıskandım fakat başka bir avukattan... -... korktuğum için değil. - Anlamıyorum.
I don't understand. See, Harvey, I know you like to make fun of me, and I know I might not mean as much to you as you mean to me, but you're my friend, and, because I don't have many, that friendship is important to me.
Harvey, benimle dalga geçmeyi sevdiğini ve senin benim için olduğun kadar benim senin için anlam ifade etmediğini biliyorum fakat sen benim arkadaşımsın ve çok fazla arkadaşım olmadığı için bu arkadaşlık benim için önemli.
Do you know because... You're one of them?
Biliyorsun çünkü... onlardan biri misin?
My bones, flesh of my flesh, she shall be called Woman, because she was...
Kemiklerim, bedenimden ete kadinin olacak, cunku o...
because of you 630
because of him 83
because of me 317
because of the 20
because of what 18
because of that 94
because of this 111
because of them 17
because of us 39
because of her 59
because of him 83
because of me 317
because of the 20
because of what 18
because of that 94
because of this 111
because of them 17
because of us 39
because of her 59
of course 48716
off we go 156
office 169
offer 51
of course not 6388
officer 2766
offensive 29
offense 31
official 47
often 203
off we go 156
office 169
offer 51
of course not 6388
officer 2766
offensive 29
offense 31
official 47
often 203
offspring 19
offended 16
officers 467
offred 44
officially 347
offices 24
offs 170
off the top of my head 48
of course you can 486
of course you do 750
offended 16
officers 467
offred 44
officially 347
offices 24
offs 170
off the top of my head 48
of course you can 486
of course you do 750
offside 18
of course i do 1281
off the grid 28
officer down 213
off you go 630
of course i can 204
off with his head 28
of course you don't 199
off i go 35
of course i will 266
of course i do 1281
off the grid 28
officer down 213
off you go 630
of course i can 204
off with his head 28
of course you don't 199
off i go 35
of course i will 266