Best part перевод на турецкий
2,302 параллельный перевод
Not yet know the best part.
En iyi kısmını bilmiyorsun daha.
Hey, they liked you on the audition tape, and so did I, and they were right. And the best part is now we'll be able to afford a whole muffin - - ooh, maybe even those green pistachio ones.
Ama deneme çekiminde seni beğendiler ve ben de beğendim, bu konuda haklılar ve en iyi yanı artık ikimize de bütün bir çörek düşecek hatta belki de şu yeşil şamfıstıklı olanlarından.
Ice cream is the best part about Little League.
Dondurma küçükler liginin en güzel kısmıdır.
Mmm. Eating ice cream is the best part about Little League, except for maybe catching butterflies.
Dondurma küçükler liginin en güzel kısmı tabii kelebek yakalamayı saymazsak.
And, you know, the best part about having a little sister is if you do worry and you do struggle, she's always there for you - - just like your mom's always been there for me.
Ve bir kız kardeşe sahip olmanın en güzel yanlarından biri de bir derdin olduğunda, bir şeyler paylaşmak istediğinde o herzaman yanında olacak. Aynı annenin herzaman benim yanımda olduğu gibi.
The best part about doing this was doing it with you.
Bu işin en güzel yanı, seninle yapıyor olmaktı.
And that's like the best part.
Bunlar en güzel tarafı.
- Of course. That's the best part.
En iyi yani bu zaten.
Hey, best part... you'll get to wear it again... To your quinceañera.
En iyisi, onu tekrar giyebileceksin 15.yaş gününde.
That's the best part.
En güzel tarafı.
I'm so excited. I get a raise, I get a bigger office, and the best part is, I get an assistant.
Maaşıma zam geldi, daha büyük bir odaya yerleştim,... ve en güzel kısmı ise, artık bir yardımcım var.
Now, this is the best part.
Şimdi, en iyi kısmı bu.
And the best part is, he got his shots.
En iyi kısmı da hiçbirimizi kırmaması.
But I haven't even told you guys the best part.
- En iyi kısmı hâlâ söylemedim.
Best part of St. Patrick's Day?
Aziz Patrick Günü'nün en iyi yanı nedir?
You haven't seen the best part yet.
Daha en güzel kısmını görmedin.
One sec, I'm at the best part.
Bir saniye, en güzel yerindeyim.
This is the best part.
En iyi kısmı orası.
Ah, that's the best part.
O kısım en güzeli be!
This is the best part of moving in together.
Bu beraber yaşamanın en iyi tarafı.
Okay. You know what the best part about living together is?
Beraber yaşamamızın en iyi kısmı ne biliyor musun?
And you want me to give the best part to you.
Ve en iyi kısmını sana vermemi istiyorsun.
Dude, the chain saw's, like, the best part.
Dostum, o testere, işin en iyi tarafı.
Poop-scooping aside, though, going undercover's the best part of our job.
Kaka toplamak bir yana, gizli göreve çıkmak işimizin en güzel yanı.
And the best part... Merc's excited about the show again.
Ve en güzel tarafı Merc dizi için yeniden çok heyecanlı.
This was the best part of all this.
Bu hepsinin en güzel kısmıydı.
The best part of Josh moving out is I have a lot more closet space and a lot less cheating on me.
Josh'un taşınmasının en güzel tarafı bana daha çok yer bırakması ve beni daha az aldatması.
The escape was the best part.
Planın en harika kısmı, kaçış bölümüydü.
AND YOU KNOW WHAT THE BEST PART IS?
- Tamam, peki.
- THERE'S A BEST PART?
Birkaç dakika sonra aşağıda görüşürüz. Kotarırsın bu işi, değil mi? Sonuçta bir süredir aşk meşk işlerine uzak olduğunu biliyorum.
What's the best part about dating the homeless?
Evsizlerle çıkmanın en iyi yanı nedir?
The delivery system is the best part.
İletim sistemi en güzel yanı.
That's the best part.
İşte bu duyulmaya değer kısmı.
But the best part of a horror movie... you never know when the end is gonna come.
Yine de korku filmlerinin en güzel yanı ölümün ne zaman geleceğini kestiremiyor olman.
You missed the best part
En iyi parçasını kaçırdın
The best part?
En iyi kısmı mı?
Best part right here, Gene.
En iyi kısmı burası, Gene.
Know what the best part is?
En bomba kısmı da ne biliyor musun?
You know the best part, you got enough left in your suit budget for me to get something.
En iyi kısmı biliyorsun, bana bir şeyler almak için elbise bütçende yeterince paran kalıyor olması. - Olmaz.
But, Your Honor, I was just getting to the best part.
Ama Sayın Hâkim tam da en güzel kısma geçiyordum.
Oh! This is the best part.
En sevdiğim bölüm.
And d'you know what the best part is?
Milyonlarca ada ve her birinde farklı maceralar var.
Everybody really loves this guy... and I'm not the best at this part.
Herkes bu adamı çok seviyor. Bu konuda pek de iyi değilim.
But I say the real hard part of a relationship is when you have to start hanging out with each other's best friends, especially when that best friend is...
Ama asıl zorlu kısmı ise sevgililer ve onların en yakın arkadaşlarıyla bir şeyler yapmaktır. Özellikle kız tarafının en yakın arkadaşı... o ise.
Those words will inevitably become a part of her vocabulary for sure, but in the interim, we can at least do our best to, you know...
Eninde sonunda öğrenecek tabii ki ama o zamana kadar elimizden geleni yapıyoruz.
I'm a little offended, but you know, we're playing with the "best" part, but we're definitely friends.
Biraz gücendim, ama bilirsiniz, "en iyi" kısmı ile oynayabiliriz ama, kesinlikle arkadaşız.
And here's the best part.
En iyi yanı da şu.
So the biggest gesture on my part would be to give my best gift to you.
Benim gösterebileceğim en iyi niyet, en değerli hediyemi sana vermek.
I did the best that I could to be good in school, to go to college and take part in this high school life.
Okulda iyi olmak için elimden geleni yaptım. ... üniversiteye gidebilmek için, lise hayatını iyi yaşamak için.
Between classes and part-time jobs, they'd be home sporadically at best.
Dersler ve yarı zamanlı işler arasında eve düzenli olarak uğramıyorlardır.
As part of a clear PR stunt, Apple has joined up with Best Buy and Dr. Phil to donate the first CentiPad to a needy boy who was raped by his mother.
Halkla ilişkilerin marifeti olarak, Apple, Best Buy ve Dr. Phil ilk KırkayakiPad'i annesi tarafından tecavüze uğrayan fakir bir çocuğa vermek için birleşti.
party 591
part 451
partner 1354
parties 83
partners 202
parts 27
partnership 23
partying 40
partial 17
partridge 36
part 451
partner 1354
parties 83
partners 202
parts 27
partnership 23
partying 40
partial 17
partridge 36
parting is such sweet sorrow 16
party time 60
particularly 54
party tonight 16
parter 16
party pooper 21
party all the time 20
party people 52
part two 38
party of two 19
party time 60
particularly 54
party tonight 16
parter 16
party pooper 21
party all the time 20
party people 52
part two 38
party of two 19
party's over 181
party of one 25
party on 25
part one 26
partially 44
part time 16
part of me 17
partly 89
parts per million 22
part of it 35
party of one 25
party on 25
part one 26
partially 44
part time 16
part of me 17
partly 89
parts per million 22
part of it 35