Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / английский → турецкий / [ B ] / Brothers in arms

Brothers in arms перевод на турецкий

104 параллельный перевод
like brothers in arms!
Onlar silah arkadaşı gibidirler.
Brothers in arms.
Ordu kardeşliği.
You will not be alone, my brothers in arms
Siz yalnız değilsiniz silah arkadaşlarım.
Brothers in arms, they fought to keep order and justice in China
Silâh arkadışıydılar, Çin'de düzeni ve adaleti sağlamak için savaştılar.
- Brothers in arms! - Brothers in arms!
Silah kardeşlerim!
Knights... brothers in arms... your courage has been tested beyond all limits.
Şövalyeler... silah arkadaşlarım... cesaretiniz tüm limitleri aştı.
You betrayed your brothers in arms, for surviving.
Siz bir seçim yaptınız,
Knights... brothers in arms... your courage has been tested beyond all limits.
Şövalyelerim, silah arkadaşlarım. Cesaretiniz sınırların ötesinde sınandı.
If the Germans were to comply, - we'd always remember them as our brothers in arms...
Eğer Almanlar riayet etselerdi onları her zaman silah arkadaşlarımız olarak hatırlardık.
Brothers in arms.
Silah arkadaşları
Brothers in arms.
Silah Arkadaşları
Brothers in arms.
Silah arkadaşları.
Please. Brothers in arms.
Silah arkadaşları.
Okay, maybe you could try the "Hey, we're brothers in arms" thing on him.
Okay, belki sen "hey ordu kankasıyız" şeyinimaybe you could try onun üzerinde deneyebilirsin.
It looks like we're brothers in arms again after all.
- Yeniden omuz omuza savaşacağız galiba.
And when we came home we were like brothers, brothers in arms.
Eve geldiğimiz zaman kardeş gibiydik, silah arkadaşıydık.
Oh, brothers in arms, my brother.
Silah arkadaşları, dostum.
Unfortunately, me and my brothers in arms took all the money and left in the street.
Ne yazık ki, ben ve kardeşlerim bütün parayı caddede bıraktık.
Together with Chuck's father and the pie maker's father, Dwight performed tasks of peace enforcement and, in the process, learned many things about his brothers in arms...
Dwight, barışı sağlama görevini Chuck'ın babası ve turtacının babasıyla beraber yerine getirdi ve birlikte çalışırken silah arkadaşları hakkında birçok şey öğrendi.
Brothers in arms, follow me!
Askerler, beni takip edin!
We'll be brothers in arms
Biz hep kardeş olucaz
We'll be brothers in arms
Hep kardeşiz
I told you I was brothers in arms fought shoulder to shoulder....... with the second man in Gladio.
Size, Gladio Organizasyonu'nun ikinci adamının bizzat benimle yan yana omuz omuza çarpıştığını anlatıyorum.
"Death itself may die, my brothers in arms."
"Ölümü de sonlandırabiliriz ey silah arkadaşlarım."
One of our brothers in arms was murdered just outside this building last night, and not a single dirteater heard a Gods damn thing.
Kardeşlerimizden biri dün gece binanızın dışında öldürüldü ama tek bir Pis Tauronlu bile hiçbir şey duymamış.
You know, if, uh, we work well together, maybe you'll give me a recommendation, brothers in arms, and all.
Birlikte iyi iş çıkarırsak belki bana bir tavsiye mektubu yazabilirsin silah arkadaşıydık sonuçta.
- Hey you, my brothers, comrades in arms...
- Hey sen, kardeşlerim, yoldaşlarımızdan..
Send him back to his father and brothers, who are waiting for him with open arms in the penitentiary.
Onu hapishanede hasretle bekleyen babasına ve kardeşlerine geri gönderin.
For a month, your country and mine have been brothers-in-arms against Napoleon.
bir ay önce ülken ve halkım napolyona karşı kardeşçe birlik oldu.
Some of them did find their brothers-in-arms.
Bazıları buldular.
And would you believe it, O my brothers and only friends there was your faithful narrator being held helpless like a babe in arms and suddenly realizing where he was and why "home" on the gate had looked so familiar.
İnanabiliyor musunuz kardeşlerim ve biricik dostlarım sadık anlatıcınız kucakta savunmasız bir bebek gibi tutuluyor ve ansızın nerede olduğunu ve kapıdaki "ev" yazısının neden bu kadar tanıdık geldiğini farkediyordu.
- Brothers-in-arms already?
- Silah arkadaşı oldunuz ha?
Your brothers-in-law indulged in illegal arms.
Kardeşlerin kaçak silahlarla yakalandılar.
Brothers-in-arms watching each other's backs.
Kardesler el ele vermisler, birbirlerinin arkalarini kolluyorlar.
Our German brothers-in-arms continue their victorious advance into Western Europe
Alman silah arkadaşlarımız zaferlerini Batı Avrupa'ya taşıyor.
Our German brothers-in-arms will be thorough
Alman silah arkadaşlarımız geliyor.
But such a mammoth plot requires brothers-in-arms.
Bunun için silah arkadaşlarına ihtiyacımız vardı.
Brothers-in-arms, fear no death
* Kardeşlikle yanyana, korku yok aklımızda. *
Brothers-in-arms, fear no death!
Korku yok Kardeşlik sürecek sonsuza dek. *
Brothers-in-arms!
Silah arkadaşı!
Not even my old brothers in arms.
Eski dava kardeşlerim bile.
So I will leave much of today's business to my trusted and gifted colleagues, brothers-in-arms.
Bu yüzden bugünkü konuşmaları değerli meslektaşlarım ve silah arkadaşlarım yapacak.
Let this recording, along with our success in los angeles, inspire our brothers across the world, in numbers great and small, to take arms against the anglo-american regimes and every nation that sides with them.
Bu kayıt Los Angeles'daki başarımızla birlikte bütün dünyadaki büyük ya da küçük sayıda kardeşimizin Anglo-Amerikan rejimlerine ve onların yanındaki her ülkeye karşı silahlanması için ilham olsun.
By the time your brothers-in-arms... climb into that helicopter, every man, boy, Jack and mule... in the tristate area knows the exact location, time and wind direction... of their point of insertion.
Silah arkadasların helikoptere binene dek bölgedeki her adam, çocuk, esek ve katır giriş noktasının tam yerini, saatini ve rüzgârın yönünü biliyor.
Brothers-in-arms.
Erkeklerin silah arkadaşlığı.
Look, I know you and him have this whole brothers-in-arms-marine thing going.
Bak, ikinizin arasındaki deniz kardeşliği olayından haberim var.
Sanjana, the brothers of the girl with whom he had fallen in love.. .. had broken his legs and arms.
Sanjana, sevdiği kızın kardeşleri onun bacaklarını ve kollarını kırdılar.
This area is controlled by the Communists - this by our Nationalist brothers-in-arms.
Bu bölge komünistlerce kontrol ediliyor, burası da milliyetçi kardeşlerimiz tarafından.
Diego and I were brothers-in-arms, huh?
Diego ve ben kan kardeşiydik.
And brothers-in-arms, the whole thing- - I get that.
Silah arkadaşlığı falan, onu da anlıyorum.
I think the time has come to approach our American brothers-in-arms.
Sanırım, Amerikalı kardeşlerimizin kollarına sokulmanın zamanı geldi.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]