Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / английский → турецкий / [ C ] / C

C перевод на турецкий

1,005,758 параллельный перевод
James Woods High cheerleaders, give me a hand!
James Woods Lisesininn ponpon kızları! Bana bir destek çıkın.
Hi, we're checking out.
Meraba. Biz çıkış yapıyoruz.
That's weird, that's the fifth couple to check out after only an hour.
Tuhaf.Bir saat içinde çıkan bu beşinci çiftti. Merhaba.
Oh, I'm gonna squish him!
O! Onun pestilini çıkaracam.
All right, we're just gonna step outside and figure out a counter.
Pekala. Dışarı çıkalım ve şu meseleyi çözelim.
Wow, so... so you think I did a good job being principal?
Vay canına. Yani müdür olarak iyi bir iş çıkardığımı düşünüyorsun.
Oh, Chris, that's sweet, but I don't think you'd want to go out with me.
O, Chris çok hoş ama benimle dışarı çıkmak isteyeceğini pek zannetmiyorum.
We got any teeth coming in?
Bakalım dişleriniz çıkmış mı?
Uh, are you sure you want to date a girl who's... had so much experience?
Bu kadar görmüş geçirmiş bir kızla çıkmak istediğinden emin misin?
There's no way Chris is gonna be able to take care of two babies.
Chris'in iki bebeğe sahip çıkabileceğine imkan bile yok.
I mean, I made pretty good money when I hosted that confusing game show.
Şu kafa karıştırıcı TV yarışmasını sunduğumda ne kadar çok para kazandığımı hatırlarsın.
Peter, back me up here.
Peter, bana arka çık.
All you got to do is say "dyed black eyebrows" into the wind, and he appears.
Sadece, hepimizin rüzgara doğru "Kara Kaşlı" demesi yeter ve o da ortaya çıkacaktır.
And if you want to continue to date her and be a part of those kids'lives, I'd be just fine with that.
Eğer hala Isabella ile çıkmaya devam edip o çocuklarının yaşamının bir parçası olmak istiyorsan, benim açımdan sorun yok.
All right, well, just in case, I'll be upstairs getting into my boxers and black socks.
Tamam. Her ihtimale karşı yukarı çıkıp donumu ve siyah çorabımı giyeyim.
You were a sperm donor?
Sperm bağışlayıcısı mıydın?
No. They're too much work.
Hayır, başımıza iş çıkarma.
You always say that, and I'm the one who ends up feeding him and walking him and doing all the clean up.
Her seferinde öyle diyorsun ama sonunda yemeği yediren, yürüyüşe çıkartan ve her tarafı temizleyen ben oluyorum.
He was not my boyfriend, Peter. And I wasn't about to stand by and watch him kick your ass.
Sevgilim falan değildi, Peter ve öylece durup senin haşatını çıkarmanı izleyemezdim.
Well, Peter, turns out your initial instinct was right.
Evet Peter, içgüdülerin haklı çıktı.
I've been in your position before, only to have these rebels pull a victory from certain defeat.
İçinde bulunduğunuz durumda daha önce bulundum asiler bu kesin yenilgiden bir zafer çıkaracaklar.
Scanners have picked up Imperial transports on the western quadrant.
Tarayıcılar batı yakasından İmparatorluk araçlarının yaklaştığını gösteriyor.
Here's the problem, that Interdictor cruiser.
İşte sorunumuz bu Yasaklayıcı kruvazör.
Chopper, bring up the Interdictor.
Chopper, Yasaklayıcı'yı göster.
Hit'em with the detonators.
- Onları patlatıcılarla vur.
Air groups, clear the sky of that annoyance.
Hava grupları, gökyüzünü şu can sıkıcılardan temizleyin.
If I go out, it's gonna be on the Ghost!
Eğer ben dışarı çıkacaksam, bu Hayalet'le olacak!
She'll get them out.
Onları dışarı çıkaracaktır.
Governor, the enemy fighters have deployed a strike team onto the hull of our Interdictor! Well, repel them!
Vali, düşman savaşçıları bir saldırı takımı oluşturup Engelleyici'nin gövdesine çıkmışlar!
[woman] So do you think there is a... moral in this story?
Peki, sence bu hikâyeden çıkarılacak bir ders var mı?
[woman] Are you one of the millions of people wondering, like, what is this crazy app called Periscope?
Sana yardım lazım Periscope denen çılgın uygulamayı merak eden milyonlardan biri misiniz?
We're just at the very beginning of this social media firestorm that's gonna keep coming at us collectively.
Hepimizi kasıp kavuracak sosyal medya fırtınasının sadece başlangıcı bu.
From a negotiating standpoint, it's in our best interest that he be resistant to a plea, which would make Marina's testimony more valuable.
Pazarlık açısından Bay Gates'in suçunu itiraf etmeye direnmesi bizim çıkarımıza olur, böylece Marina'nın ifadesinin değeri artar.
A judge sentenced Raymond Gates to nine years in prison.
Yargıç, Raymond Gates'i dokuz yıl hapse mahkûm etti.
When I am alone, these thoughts don't stop haunting me.
Yalnızken bu düşünceler aklımdan çıkmıyor.
[Lonina's father] In the first option, you'll have a permanent felony on your record.
İlk seçeneğimiz, sabıka kaydında kalıcı bir suç görünmesi.
All correct, Your Honor.
Hepsi doğru sayın yargıç.
- [prosecutor] Thank you, Your Honor.
- Teşekkürler sayın yargıç.
You know, he's really doing a great job.
Biliyor musun? Çok iyi bir iş çıkarıyor.
I thought you were awesome.
Harika bir iş çıkardığını düşünüyorum.
No, you did a good job being my dad.
Hayır. Babam olarak iyi iş çıkardığını düşünüyorum.
You should ask her out.
Ona çıkma teklifi etmelisin.
I'd still like to go out with you.
Seninle hâlâ dışarı çıkmak isterim.
Last time he went out of town, I sat on his eggs for him.
Bir kere şehir dışına çıktığında yumartaları için kuluçkaya yatmıştım.
Okay, I'm heading out for ladies'night.
Pekâla, kızlarla baş başa dışarı çıkıyorum.
I was holding my own there.
Elimden bir kaza çıkmasın diye duruyordum.
They've revealed their meager defenses.
Zayıf savunmalarını açığa çıkardılar.
[man] Marina didn't call 911.
Mide bulandırıcı lan Marina, 911'i aramamış.
Not for the purposes of the plea, Your Honor.
- Yok sayın yargıç.
Yes, Your Honor.
Evet sayın yargıç.
Thank you, Your Honor.
Sağ olun sayın yargıç.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]