Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / английский → турецкий / [ D ] / Deep inside

Deep inside перевод на турецкий

1,154 параллельный перевод
You'd better take a good, long look in that mirror, and you'd better look deep inside yourself, and you see what the truth is.
Kendinize aynada uzun uzun baksanız iyi edersiniz ve içinizde derinlere bakarsanız gerçekleri görürsünüz.
Some people think we're headed wrong,'cause we listen to records and sing rock songs, but deep inside the battle's hot as hell, and let me tell you what I know quite well, comrade Tito count on us!
Bazı insanlar yanlış yolda olduğumuzu düşünüyor çünkü biz kaset dinleyip rock şarkıları söylüyoruz ama derininde savaş cehennem kadar sıcak çok iyi bildiğim şeyi söylememe izin verin yoldaş Tito bize güveniyor!
The mole's deep inside and like you said,
Köstebek çok derinlerde ve senin de dediğin gibi
Do you hear a voice deep inside your mind?
Zihninin derinliklerinde bir ses duyuyor musun?
A moment like that, it can touch you deep inside.
Öyle bir an, içinize işleyebilir.
It was said they rested by day... in closed, dark places... deep inside tree hollows... and in holes beneath the ground... too small even for a child to hide himself.
Onların gün boyu kapalı karanlık yerlerde ağaçların çukurlarında ve bir çocuğun bile saklanmasının imkansız olduğu yerlerde dinlendikleri anlatılırdı.
Does she know how false you are deep inside?
İçinin derinliklerinde nasıl kötülükler olduğunu bilir miydi?
But deep inside I was talking to you.
Ama içimden hep konuşuyordum seninle.
And all my questions... you answered them deep inside me.
Ve bütün sorularımı iç dünyamda cevapladın.
They're tryin'to tell us that deep inside we all wants to be white!
İçten içe hepimizin beyaz olmak istediğini söylemeye çalışıyorlar.
It's sort of what happens when your heart is sort of... lt comes from deep inside.
Kalbin bir tür hissi demek. Derinlerden gelir.
Deep inside the ballpark is a briefcase filled to the top with cash.
Oyun sahasının içinde, derinlerde içi nakit dolu bir çanta var.
It shattered his bones and burned its way deep inside him.
Kemiklerini dağıtmış ve vücudun iç kısmının tamamını nerdeyse yakmış.
But you're also Mexican, deep inside.
Ama özünde, aynı zamanda Meksikalısın.
If you're a singer, you must sing to people from deep inside here.
Eğer şarkıcıysan, insanlara ta buradan şarkı söylemen gerek.
However, Mormon extremists disregarded Federal warnings, and established Fort Joe Smith deep inside the Arachnid Quarantine Zone.
Bununla birlikte, Mormon aşırıları Federal uyarıları ihmal etti... ve Araknid Karantina Bölgesinin Derinliklerinde Port Joe Smith'e yerleştiler.
We now break net and take you live, to Fleet Battle Station Ticonderoga, deep inside the Arachnid Quarantine Zone, where the men and women of the Federal Armed Services, prepare to attack.
Şimdi yayını kesip,... Araknit Karantina bölgesinin derinliklerindeki... Federal servis kadın ve erkeklerinin... saldırıya hazırlandığı Savaş gemisi Ticonderoga'ya canlı bağlanıyoruz.
But what I'm interested in are the untold stories... the secrets locked deep inside the hull ofTitanic.
Ama ben bilinmeyen öykülerle, Titanic'in... gövdesinde gömülü duran sırlarla ilgileniyorum.
That's the warm, cosy feeling deep inside.
İçimdeki o sıcak duygunun adı bu mu?
- Seriously. From deep inside the tears
Gözyaşlarının derinliklerinde Ağlamaya zorlandım
I'm forced to cry From deep inside the pain I chose to hide
Acının derinliklerinde Saklanmayı tercih ettim
It stands at the center of Talaxian afterlife, deep inside the Great Forest.
Talaxian yaşamdan sonrasında Büyük Orman'ın derinliklerinde bulunan bir ağaç.
The hammer is deep inside the mountain.
Çekiç dağın içinde.
And when that kind of terror lives deep inside people they're yours forever.
Ve böyle bir korku insanların içinde derinde yaşar... sonsuza kadar senindir.
This is the man-child who thrust these very hands deep inside my reluctant womb and wrestled until he had wrenched life itself from my unwilling loins.
Bu kahraman çocuk... elleriyle rahmime uzandı... ve doğuma direnen bedenime... güç verip... içimdeki yaşamı... çekip çıkardı.
Is our pride, deep inside We are one
Gönülden bağlıyız çünkü biz aileyiz
You won't hear my voice but deep inside you'll know what I'm saying.
Sesimi duymayacaksın ama içinden, derinden ne dediğimi bileceksin.
You know, I looked inside, deep inside, Beth, to find something, but, uh... it isn't in me.
Yani derinlerime baktım, iyice derinlerime, Beth, bir şey bulmak için... ama kendimde bulamadım.
Deep inside me.
İçimde, derinlerde.
So many dreams I've kept deep inside me alone in the dark but now you've come along
Hayallerim boyunca bunu içimde ki derin karanlıkta tek başına sakladım.
Deep inside, he knew our mistress... wouldn't have an affair with an actor.
Hanımımızı sorumlu tutmasının tek sebebi budur. Kalbinin derinliklerinde, hanımımızın bir sanatçıyla ilişki yaşamayacağını biliyordu.
You and I, deep inside, share the same belief, Friar Diego, even though we come from different worlds.
Sen ve ben, derinlerdeyiz, aynı inancı paylaşıyoruz, Keşiş Diego, Buna rağmen, farklı dünyalardan geldik.
She must have known about things which people hid deep inside their minds.
İnsanların hafızalarının derinlerinde sakladığı şeyler hakkında çok fazla bilgisi olmalı.
Constant chill deep inside
Sürekli dondurucu soğuk içinin derinliklerinde
i pitted them against each other, but not until they set aside their differences did i see the true power they all shared deep inside.
Onları birbirlerine düşürdüm ama farklılıklarını bir kenara bırakana kadar, hepsinin içinde taşıdıkları gerçek gücü farkedemedim.
But, deep down inside, we both know there's a part of you that agrees with me.
Ama en derinlerinde bir yerde, ikimizde biliyoruz ki benimle aynı fikirde olan bir bölümün var.
I'm talking to you from deep down inside Buddy Love.
Buddy Love'ın içinde, derinliklerinden konuşuyorum seninle.
Daddy told Dr Martin that he's got deep, dark chocolate inside of him.
Babam Doktor Martin'e içinde derin sıcak bir çikolata olduğunu söyledi.
His eyes were just two bright little specks inside these deep hollows.
Gözleri büyük bir delikte iki parlak benek gibiydi.
Tell me how worthless you really are deep down inside?
Bana, aslında ne kadar değersiz birisi olduğunu söylemek için mi?
Deep down inside, part of me hopes you succeed.
İçimde derinlerde bir yerlerde, bir yanım onun başarıya ulaşmasını umud ediyor.
Listen Leyla I raised Reza and I know him well If he doesn't say anything it's just for your sake But deep down inside he loves children
Dinle Leylacığım, Rıza'yı ben büyüttüm, onu iyi tanırım bir şey demiyorsa, sırf senin hatırın için ama içten içe çocukları çok seviyor.
But he was hopeful deep down inside
Ama içten içe bir umut taşıyordu.
Deep down inside I knew that.
İçimde bir yerlerde bunu biliyordum.
I bet at home she goes out of her way... to be sweet to you... because deep down, she's afraid to confront... the growing horror that's inside her... that she may have married a monster... and you hate her for it.
Bahse girerim, o evde sana şirin gözükmeye çalışıyordur. Çünkü derine baktığımızda o içinde büyüyen bir canavarla evlendiği gerçeğiyle yüzleşmekten korkuyordu... Ve sen bu yüzden ondan nefret ediyordun.
Very badly, deep down inside, from head to toe
Çok kötü şekilde, derinden baştan aşağıya
Deep down inside, he's got a heart of gold.
İçinde derinlerde bir yerlerde, altından bir kalbi var.
Deep down inside that's exactly what you want to say.
İçten içe tam da bunu söylemek istiyorsun.
- Did you hear something? - No. Something deep inside of me is going.
Bu St. Amrbose oğlanları çok hoş, çok Avrupai.
Deep down inside I feel to scream
ÇığIık atmak istiyor içimin derinlikleri
They say he was there, inside someone's mind, when they died and he went too deep.
Biri ölürken zihninin çok derinlerinde olduğunu söylerler.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]