Depression перевод на турецкий
2,362 параллельный перевод
Yes, Tom Scavo had been battling depression, but he was now facing a much bigger battle with his wife.
Evet Tom Scavo, depresyonla savaşıyordu ama şimdi çok daha büyük bir savaşı vardı hem de karısıyla.
You're gonna make me give into depression.
Sen ne yapacaksın peki? Muhtemelen hiçbir şey.
- Unknown mania and depression, compounded by bouts of acuity and prescience.
Sebebi belirsiz cinnet ve depresyon. Kriz halinde önsezi ve ileriyi görme.
The banker's being treated for depression at some fancy clinic, somebody sticks a bomb under his car.
Bankacımız şu süslü kliniklerden birinde depresyon tedavisi görüyor. Birisi arabasının altına bomba koymuş.
depression, addiction, eating disorders, phobias.
depresyon, bağımlılık, yeme bozuklukları, fobiler.
He's suffering from acute depression.
Şiddetli depresyondan mustarip.
I guess that's why they call it depression.
Sanırım bu yüzden buna depresyon diyorlar.
I have bad posture from depression.
Depresyon sebepli kötü bir duruşum var, sadece...
He's got a history of clinical depression.
Klinik depresyon geçmişi var.
That you've got a history of depression and mental health problems.
Bir depresyon geçmişiniz olduğunu ve ruhsal yönden sağlık probleminiz olduğunu.
Depression is finished, you're on your way back to the world of the living, smiling regular people.
Artık depresyondan kurtulup normal adetleri olan insanların yanında dönme zamanı geldi.
And it's not from depression.
Ve bu depresyondan değil
The good thing about getting over depression is well, you can start to see your enemies more clearly.
Depresyonu atlatmanın iyi bir yanı da düşmanlarınızı daha iyi tanımaya başlamanızdır.
Explains the seizures, hand and back pain, also the depression.
Nöbetleri el ve sırt ağrısını ayrıca depresyonu da açıklar.
His mentor, Helen Rutherford, has contracted a serious illness which consists of joint paint, fatigue, sensitivity to light, and depression.
Akıl hocası Helen Rutherford eklem ağrısı, yorgunluk, ışığa duyarlılık ve depresyondan kaynaklı ciddi bir rahatsızlık geçiriyordu.
The patient suffered from severe depression after the first and second births...
Hasta birinci ve ikinci doğum sonrası meydana gelen şiddetli depresyondan muzdarip.
Gods have discovered a small, circular depression in the center of the doorway.
Kapının orta yerinde bir yerlerde, dairesel bir çöküntünün olduğunu tespit ettiler.
Some people have speculated that this depression was perhaps where the golden disc was placed.
Bazı insanlar da bu çöküklüğün belki de altın diskin yerleştirilmesi sebebiyle olduğunu iddia ettiler.
But, that's not depression.
Ama bu depresyon olamaz.
What, depression?
Ne bunalım mı?
It's easy for homemakers to get depression.
Ev kadınlarının bunalıma girmesi çok kolay.
What are you, blame it on the depression?
Şimdi de bütün suçu bunalıma mı atıyorsun?
Your depression could be cured by working out every morning.
Her sabah çalışırsan bunalımın kaybolur.
Today, it would be called depression.
Bugünlerde, depresyon deniliyor artık.
She used a study light for the depression and probably eye shadow to transfer the thumbprint. Whoa, whoa.
Çöküntü için muhtemelen çalışma ışığını kullandı başparmak izi için de büyük ihtimal göz farı kullandı.
Biggest threat to a stroke patient is depression.
İnme inmiş hasta için en büyük tehdit depresyondur, depresyon!
I got a disease... depression.
Hastalandım... Hâlâ depresyondayım.
Is it for depression?
Depresyon için mi?
Zolax, a prescription medicine just to treat depression, outside prescriptions May and treat alcoholism, bulimia, premenstrual syndrome, smoking, social anxiety...
Zoloft, yalnızca depresyona karşı verilen bir ilaç. Bunun dışında kullanılabileceği yerler : Alkol ve sigara bağımlılığı, aşırı iştah adet öncesi sendromu, asosyallik.
Depression is a medical illness.
Depresyon, tıbbi bir hastalıktır.
You know, I might hide it pretty well, but, I mean, I get that depression stuff, too, sometimes.
Bilirsin, hiç belli etmem, ama, bazen o depresyon şeyleri bende de oluyor.
In our house there was no sign of's depression.
Evimizde mutsuzluğun hiç bir işareti olmazdı.
This longstanding depression on.
Bu depresyon uzun sürelidir.
Right, what about a marathon for manic depression?
Doğru, manik-depresif için maratona ne dersin?
And I think Chris'death triggered something akin to psychotic postpartum depression.
Sanırım Chris'in ölümü, psikotik doğum sonrası depresyonla alakalı bir şeyi tetikledi.
I'm convinced that separations, divorces domestic violence, the excess of cable TV stations, the lack of communication, listlessness, apathy, depression, suicide, neuroses, panic attacks, obesity, tenseness, insecurity, hypochondria, stress and a sedentary lifestyle are attributable to architects and builders.
Ayrılıkların, boşanmaların, aile içi şiddetin, kablolu kanal sayısındaki patlamanın, iletişim eksikliğinin, umursamazlığın, uyuşukluğun, depresyonun, intiharların, asabiyetin, panik atakların, obezitenin, gerginliğin, güvensizliğin, melankolinin, stres ve hareketsiz yaşam tarzının mimar ve mühendislerin suçu olduğundan adım gibi eminim.
Paranoia, depression, violence.
Paranoya, depresyon, şiddet...
Walter's depression is an ink that stains everything it touches.
Walter'ın depresyonu, dokunduğu her şeye bulaşan bir mürekkep gibi.
He's suffering from depression, not amnesia!
Hafıza kaybı yaşamıyor, depresyonda!
Walter, I want to talk about depression.
Walter, depresyon hakkında konuşmak istiyorum.
- Depression.
- Depresyon.
Within 50 years, you had brought us World War I, the Depression, Fascism, the Holocaust, and capped it off by bringing the entire planet to the brink of destruction in the Cuban missile crisis.
50 yıl içinde bize 1. Dünya Savaşı'nı, krizi, faşizmi, Nazi soykırımını getirdiniz. Dönemi Küba Füze Krizi'yle gezegeni tamamen yok etme eşiğine getirerek sonlandırdınız.
Here it's just important not to fall into depression.
Burada sadece önemli olan şey depresyona girmemektir.
What would all these young people be doing if they had real problems like a depression or Vietnam?
Bu genç insanların eğer depresyon ya da Vietnam gibi gerçek problemleri olsaydı Ne yapıyor olurlardı Çalışıyorlar mı?
- So this isn't a sign of depression?
- Sence de depresyon işaretleri değil mi bu?
Maybe you are confusing depression with boredom.
Belki depresyonu can sıkıntısıyla karıştırıyorsun.
Is this what you call depression?
Bu depresyon dediğiniz şey mi?
In the Bible, the only book you put in my room, I might add, in the Bible, it talks about depression.
İncilde, odanızda bulunan tek kitapta, böyle diyelim, incilde depresyondan bahsediyor.
It is you, due to your temperament and professional bias, who sees depression everywhere.
Bu sizsiniz, mizacınızdan ve mesleki eğiliminizden dolayı... her yerde depresyon görüyorsunuz.
But in this book are all the symptoms of depression :
Ama bu kitapta depresyonun bütün semptomları var :
In the last time we've been examined, you've had postpartum depression.
Son çalıştırdığımızda sen doğum sonrası sendromu yaşıyordun.