Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / английский → турецкий / [ D ] / Differ

Differ перевод на турецкий

719 параллельный перевод
Beg to differ. Knife used to murder Barelli... later used to kill Madame Lilli.
Size katılmıyorum.Bıçak Barelli'yi öldürmek için kullanıldı... sonra da madam Lilli'yi.
- No, I beg to differ. Right now you're twice as funny as him.
- Hayır, şunu belirtmeliyim ki şu anda sen ondan iki kat komiksin.
How did he differ from Ford, Hearst or John Doe?
Ford, Hearst ya da herhangi birinden ne farkı vardı?
Your ideas differ from mine.
Fikirleriniz benimle aynı değil.
I beg to differ.
Katılmıyorum.
That's just one of the points where we differ, my dear Nurse Erna.
Aramızdaki farklardan biri de bu, sevgili Hemşire Erna.
I'll just tell the Bishop that this young man and I differ.
Sadece ikimizin farklı olduğunu söyleyeceğim Piskopos'a.
Sadly, our tastes differ.
Zevklerimizin farklı olması ne kötü.
All the manners of training differ, so do the guises of all sects.
Eğitim durumlarımıza ve mezheplerimize göre farklı kılıklardayız.
Well, sir, once again, I differ.
- Ben olduğunu sanıyorum.
I begs to differ, sir, if I may make so bold.
Küstahça davranmak istemem efendim ama yanlış düşünüyorsunuz.
I'm going to bring in a handwriting expert because your printing and the printing on the holdup note will have to be compared and proved to differ.
Bir el yazısı uzmanı çağıracağım çünkü sizin yazınızla soygun notundaki yazı karşılaştırılmalı ve farkları kanıtlanmalı.
I beg to differ, Mr. Blount.
Buna katılmıyorum Bay Blount.
Do French and American women differ in their romantic attitudes?
Sizce Fransız kadınlarıyla Amerikan kadınları arasında çok fark var mı?
As I got to know you this evening, I thought that you, a bit more refined, of course, do not, essentially, differ from your people.
Bu akşam sizi tanıdığımda, diğer insanlarınızdan... bir farkınız olmadığını düşünmüştüm. Elbette daha şıksınız.
We'll agree to differ
Hepimiz farklı kabul ediyoruz.
They differ only in the frequency.
Sadece frekansları birbirinden farklıdır.
This Robin Hood's methods differ from his predecessor. He uses gambling and bootlegged beer to help orphans.
Yeni Robin Hood'un yöntemleri selefinin yöntemlerinden... biraz farklı, yetimlere yardım etmek için kumarı ve kaçak birayı kullanıyor.
The classic texts say vendettas differ from ordinary combat.
Mübarek metinlerde, kan davası normal savaştan farklıdır, yazar.
We differ less in ability than in tenacity.
Farkımız yetenekten ziyade, azmimizde.
In many respects your reactions and your modes of thought differ from present normality
Pek çok bakımdan tepkilerin ve düşünce tarzın şimdiki normaliteden ayrılıyor.
- It's only your methods that differ.
- Sadece senin yöntemlerin farklı.
I beg to differ, You see, you must turn right before you turn left.
Farklılık için yalvarıyorum, Anlıyorsun sağa dönmeden önce sola dönmek zorundasın.
Tastes differ, Yankee.
Hoşuma gitmedin, Yankee.
As I said, that former farmer and I differ in everything.
Dediğim gibi, şu yaşlı çiftçi ve ben, her şeyde farklıyız.
Wages have to differ for productivity.
Maaşlar üretkenliğe göre değişiklik gösterir.
- You're perfectly healthy. - I must differ with you, doctor.
Tamamen sağlıklısın.
I must differ with you, captain.
Size katılmıyorum.
They'd get mixed, true, but ashes don't differ...
Onlar karışacak, doğru ; fakat küller için durum farklı...
I do realize, of course, that female requirements... differ somewhat from the male.
Farkındayım, elbette ki kadınların ihtiyaçları erkeklerinkinden biraz farklı.
I must say, the lieutenant's investigatory procedures do differ somewhat from my own.
Komiserin soruşturma usullerinin benimkilerden biraz farklı olduğunu söylemeliyim.
I must say, the lieutenant's investigatory procedures do differ somewhat from my own.
İtiraf etmeliyim ki, komiserin soruşturma yöntemleri benimkinden biraz farklıdır.
Tell me, Breck, before you die, how do we differ from the dogs and cats you and your kind used to love?
Söyle Breck, ölmeden önce- - senin ve senin türünün sevdiği kedi ve köpeklerden nasıl farklı olabiliriz?
Hey, listen, that's where you and I differ.
İşte bu konuda ayrılıyoruz.
Contradictions differ in accordance with the different nature of different things.
Farkli nesnelerin farkli yapilarina göre çelişkiler de değişiklik gösterir.
But the witnesses differ.
Fakat tanıklar farklı konuşuyor
Tastes differ, thank god!
Tanrı'ya şükür, tadı başka!
Well. opinions differ, as they always will in events of this kind.
Şey, rivayetler farklı, bu tür olaylarda hep görüldüğü üzere.
While you do not differ a bit from those who consider me an investment all those who want to be satisfied by me whose demands I have to meet who try to placate the lapse of time by craving success who always get under my feet.
Oysa benim için, şu beni yatırım aracı olarak görenlerden arzularını yerine getirip kendilerini memnun etmemi bekleyenlerden zamanın akıp gidişine karşı, başarı arzusuyla teselli bulmaya çalışanlardan sürekli bana ayak bağı olanlardan, zerre kadar farkın yok.
How does Samuels'view of fate differ from that of Costaine's?
Samuels'in kadere bakışı ne açıdan Costaine'den farklıdır?
For one thing, the tissues of this little pup differ in a genetic way from those of its mother.
İlk olarak, yavrunun dokuları anneninkilerden genetik olarak farklıdır.
They differ only in wavelength, but over a huge range.
Tek farkları dalga boylarıdır ama büyük bir aralıkta değişkenlik gösterirler.
I'm sorry to differ with you, sir.
Aksini söylediğim için affedin, efendim.
You can differ them with simple tests
Her biri için basit bir tanıma deneyi var.
I want our reporting on Marianne to differ from the rest of the press.
Marianne hakkındaki yazımız, basındaki diğer yazılardan farklı olsun istiyorum.
Our methods do not differ as much as you pretend.
Yöntemlerimiz düşündüğün kadar farklı değil.
Well, reasonable men may differ but this aircraft will do more to deter a future war than any other existing technology.
Farklı fikirler olabilir ama bu uçak olası bir savaşta, mevcut teknolojilerin hepsinden daha etkili olacaktır.
Our methods need to differ from the methods of other`s police.
metodlarımız başka ülke teşkilatlarından farklı olmalıdır.
Beg to differ with you, bro.
Aksine bahse varım, kardeşim.
- Maybe you can trust one woman - authorities differ - but three?
ama üçüne?
It's interesting to see how they differ in the various elements.
Çalışıyorum ama!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]