Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / английский → турецкий / [ D ] / Don't touch her

Don't touch her перевод на турецкий

774 параллельный перевод
So can you please pass this letter on? And, erm, tell Claire that if I don't hear from her today, then I'll be in touch with social services and the police.
Bu mektubu Claire'e ulaştırıp, ondan yarına kadar haber alamazsam sosyal hizmetler ve polisle irtibata geçeceğimi söyler misin?
Don't touch her, you thief!
Ona dokunma, seni hırsız!
Don't you touch her!
Ona dokunmayın!
- Don't worry, it's only next door... you carry on keeping fit, touch your toes... stand your head, do anything but fall asleep.
Endişelenme, sadece yan taraf harekete devam et, ayaklarına uzan amuda kalk, uyumamak için her şeyi yap.
Don't touch her!
Ona dokunma!
She doesn't touch my papers, and I don't ask her to account for small sums.
O artık masama dokunmuyor ve ben de ona küçük meblağların hesabını sormuyorum.
Don't touch her
Ona dokunmayın.
- Don't touch her
- Dokunmayın ona.
Don't you dare touch her
Ona dokunmaya kalkışma.
Don't touch her
Dokunma.
- Don't touch her right arm.
- Sağ kolunu elleme.
Don't you ever touch her again.
Bir daha ona dokunma.
Don't you touch her, Clint Ringle.
Sakın ona dokunma Clint Ringle.
Don't you touch her!
Dokunma ona.
Don't you touch her anymore!
Ona dokunma artık!
You men in there, don't move an inch, you'll touch off some more mines!
Oradakiler! Kıpırdayayım demeyin, her taraf mayın döşeli.
Don't touch her!
Dokunma ona!
Don't touch her!
Dokunmayın! Onu ben öldürdüm!
Don't touch her.
Dokunmayın.
- Don't touch her.
- Dokunmayın.
Sure, but don't touch her.
Tabii, ama ona dokunma.
Don't touch her.
Dokunma ona.
- I won't forget tonight in a hurry. - Now, come - Now, don't touch her.
Hayır yapma.
I wouldn't touch her. Don't touch her.
Yerinde olsaydım dokunmazdım.
- Don't touch it, you'll wake her up!
- Dokunma ona, uyandıracaksın?
- Don ´ t you touch her again!
- Sakın bir daha dokunma.
- Don't let her touch the wand, captain.
Değneğe dokunmasına izin vermeyin, Kaptan.
Don't let her touch me. She'll die.
Bana dokunmasına izin vermeyin.
Don't let her touch you, captain.
Sana dokunmasın! D'Amato öyle öldü.
- Don't touch her.
- Dokunma ona.
- And so you don't touch her.
- Eeesi, ona dokunma.
Don't touch her!
Bu köye dönmenin neye değdiğini şimdi fark ettim. Dokunma ona!
I don't have to... because I know her touch...
Yapmak zorunda değilim... Çünkü, onun dokunuşunu bilirim... 1343 01 : 52 : 20,713 - - 01 : 52 : 23,704 Umeno...
- Don't touch her!
- Dokunma ona!
Erik, don't touch her!
Erik, ona dokunma!
We don't even know where she is, I tried to get in touch with her, but...
Nerede olduğunu bilmiyoruz, ona ulaşmaya çalıştım ama...
I don't even have to touch her.
Ona dokunmam bile gerekmiyor.
Don't touch her.
Dokunmayın ona!
I said, don't touch her.
Dokunmayın diyorum.
I don't touch her
Dokunmuyorum bile.
Don't touch her, Ling Zhao
Dokunma ona, Ling Zhao
Don't touch her, Alice.
Ona dokunma Alice.
Don't touch them.
Karpuzumuz, hıyarımız, her şeyimiz.
Be careful, don't touch anything.
Anlamıyorsun! Ben her şeyi işittim.
Don't try to touch her.
Ona dokunmaya kalkma.
Listen, I don't wanna get into the whole thing because even if I could prove it, I couldn't touch you.
Bakın, her şeye girmek istemiyorum çünkü kanıtlayabilsem bile, sana dokunamam.
Don't touch her!
Sakın dokunma ona!
Don't touch her.
Dokunma ona!
Don't touch her! She's got the plague.
Ona dokunma vebalı o.
Don't let her touch anything.
O kadın bir yere dokunmasın.
- Don't touch her!
Matthew! - Ona dokunma!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]