Drives перевод на турецкий
4,020 параллельный перевод
They're all on a couple of drives back at my apartment.
Hepsi dairemdeki bir kaç flaş bellekte kayıtlı.
The flash drives are in my bedroom.
Flaş bellek yatak odamda.
The video surveillance hard drives are in the final stages of data recovery.
Teknik izleme sabit disklerindeki veri kurtarma işleminin son aşamasına gelindi.
Sally was getting too close, just hours away from restoring the footage on the damaged security hard drives.
Sally gittikçe yaklaşıyordu. Hasarlı sabit disklerdeki görüntüleri tamir etmek bir kaç saatini alacaktı.
What kind of idiot drives down a public pathway?
Ne tür bir aptal yürüyüş yolunda motor kullanır?
This guy Jesse, he's underneath, and the train just drives right over him.
Jesse denen adam da trenin altında, tren onun üstünden geçti.
I want all the backup drives in the car now.
Bütün yedek sürücülerin arabada olmasını istiyorum, hemen.
- That's it, that's the smile right there. It drives her wild.
Aynen öyle, şu gülüş var ya, onu deli ediyor.
And plus you have a butler, a waiter, a cook, a chauffeur who drives the kids to school, three babysitters, so... how and when exactly do you make any sacrifices?
Artı, bir uşağın var, garsonun aşçın, çocukları okula götüren şoförün, üç çocuk bakıcın, yani nasıl ve ne zaman fedakârlık yaptığını anlatsana?
I'm actually the one who drives her home when the after-school program ends.
Aslında okul sonrası faaliyetler bittiğinde onu arabayla eve ben bırakıyordum.
Oh, he drives the boat.
O teknenin kaptanı.
She drives so nicely, doesn't she?
Çok güzel araba sürüyordu, öyle değil mi?
Normally I wouldn't even broach this, but what do you think one of Will's strongest drives is?
Normalde bu konuyu açmazdım ama sence Will'in en güçlü dürtüsü ne?
- This just drives me crazy.
- Beni deli ediyor.
Two minutes in, and I can tell you everyone here drives like Adam.
İki dakika içinde, buradaki herkesin Adam gibi araba kullandığını söyleyebilirim.
What's happening? I know you want mommy's sunglasses, but she needs them when she drives, okay?
Annenin güneş gözlüğünü istediğini biliyorum ama sürerken ona ihtiyacı olacak, tamam mı?
He... drives with his ex, Verica, her dad works at the port administration.
Eski kız arkadaşı Verica'yı düzeltiyor. Babası liman müdürlüğünde çalışan hatunu.
Can you make sure that no-one drives past here or make sure they're in that Lane.
Hey dostum gelip buraya başka bir arabanın gelmesini veya,... bu şeride geçmesini engelleyebilir misin?
Go please... She drives me crazy.
Git lütfen... beni sinir ediyor.
I have to find out what drives him.
Motivasyon kaynağını bulmam lazım.
I guess I'm just the one that drives. while you sleep, and gets the gas and brings you donuts, and puts in the CDs.
Sen uyurken arabayı süren benzin alan, donatları alan, hep benim.
There's something, I don't know, it's just, your personality, it... it drives me wild.
Bir şeyler var, bilemiyorum,... sanki senin kişiliğin beni çılgına çeviriyor.
My man, Birch, usually drives me.
Adamım Birch beni götürürdü.
My dad drives a Shelby Mustang.
Babam, Shelby Mustang kullanıyor.
The killer drives a 1970s Ford pick up.
Katil, 1970 model Ford kamyonet sürüyor.
Starts out on Georgia, then drives to the cruise terminal downtown, then to the airport, and then back onto Georgia.
Georgia'dan başlayıp, şehir merkezindeki limana gidiyor. Sonra oradan havaalanına gidip Georgia'ya geri dönüyor.
He drives them to the airport, and they fly out. Is there any way you can tell me who they are?
Onları havaalanına götürüyor ve uçağa bindiriyor.
It's the anger that drives me to the booze.
Bu öfke araba sürerken içki içtiğimde de oluyor.
Burnt up dude drives into a ditch in front of your new hotel?
Yanan bir adam, otelinin önünde kaza yapıyor.
A friend of mine drives 40 miles for their cheeseburger.
Bir ahbabım 70 km yol gelir çizburger yemeye.
Alex stone, ripped abs, single, drives vintage cadillac, Has a wine locker, 5,000 bottles.
Alex Stone, bekar, cadillac tipi araba sürüyor, 5,000 şişelik şarap dolabı var.
They know the end is nigh, but there's nothing they can do about it, so it drives them nuts and they live their lives with one eye on the clock.
Eninde sonunda biteceğini ve yapacak bir şey olmadığını biliyorlar. Bu da onları delirtiyor ve yaşamlarını tek gözleri saatte geçirerek devam ettiriyorlar.
He's in my spin class, he's an I-banker, and he drives a crossover vehicle, so yeah, he's white.
Bisiklet sınıfımda, ayrıca bir sanal banker,... Ve bir steyşın SUV kullanıyor. Yani evet, bir beyaz.
Ohh! All right, that logic drives me crazy!
İşte bu kafa beni deli ediyor!
Well, maybe he was using one of those cloud storage drives or a-a backup thumb drive, which means, if we find that, we can figure out what he was working on.
Belki depolama sürücülerinden biri kullanıyordu yada yedekleme sürücüsünü, Buda demektir ki, eğer bunu bulursak, ne üzerinde çalıştığını bulmuş oluruz.
We found some additional files on Betty's hard drives.
Betty'nin sabit disklerinde bazı ek dosyalar bulduk.
And I wiped all the pictures off the drives for your privacy.
Ve gizliliğin için bütün fotoğrafları diskten sildim.
He drives a black Cadillac.
Siyah bir Cadillac'ı var.
The killer then moves Dunn into the car, and drives it off the ridge while he's running alongside.
Katil, Dunn'ı arabanın içine oturtmuş ve kendisi oradan uzaklaşırken arabanın yoldan çıkmasını sağlamış.
Memory cards, hard drives.
Hafıza kartları, sabit sürücüler.
- What's on these drives?
Sürücülerde ne var?
Is there a way to erase these drives?
Bu sürücüleri silmenin bir yolu var mı?
Then its failsafe is to wipe the drives.
O zaman tehlike önleyici sistem devreye girer ve diskleri siler.
I erased the drives.
Sürücüleri sildim.
Normally Pierce drives fast, but he drives with precision.
Pierce normalde hızlı sürer ama şimdi virajları keskin alıyor.
Oh. Now, that's the same car that Eddie Santos drives.
Eddie Santos'un kullandığı arabanın aynısı.
The security cameras'hard drives have all been wiped.
Güvenlik kamerasının diski silinmiş.
You know, she comes in here like a stalker with no sense of what's socially appropriate, and she just drives out my sweet, sweet, sweet girlfriend.
Sosyal olarak uygun olur mu acaba diye düşünmeden sapık gibi buraya geliyor güzelim kız arkadaşımı kaçıyor buradan.
Sobolev drives from there.
Sobolev oradan sürüyor.
We're going to need to arc up the ultra warp drives to lose'em.
Onları arkamızda bırakmak için ultra warp hızına geçmemiz gerekiyor.
She drives a scooter?
- Motosikleti mi var?
drive 1003
driver 460
drivers 45
driven 78
drive safe 149
drive safely 90
drive carefully 91
drive fast 19
drive on 93
driver's license 82
driver 460
drivers 45
driven 78
drive safe 149
drive safely 90
drive carefully 91
drive fast 19
drive on 93
driver's license 82