Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / английский → турецкий / [ D ] / Drop' em

Drop' em перевод на турецкий

234 параллельный перевод
"Don't you dare drop'em!"
"Onları düşüreyim deme!"
Well, now, if you shoot this one here, the leader, the rest of'em will see him drop and fly off, see?
Eğer bunu, yani lideri vurursanız kalanlar onun düştüğünü görüp kaçar.
Tell'em to drop their belts.
Kemerlerini atmalarını söyle.
Tell'em to drop their guns and come down with their hands up.
Silahlarını bırakmalarını ve elleri yukarda buraya gelmelerini söyle.
- But what? Well, sir, we can't find our outfit and we tried to drop'em off two other places. And they ain't but only eight of us to handle them.
- Komutanım, birliğimizi bulamıyoruz ve onları iki yere teslim etmeyi denedik yerleri yoktu, sekiz kişiyle onları kontrol ediyoruz.
Drop'em.
İndirin silahları.
- Drop'em!
- Atın onları!
Drop'em.
İndirin onları.
Drop'em!
Atın silahları!
Had to drop'em in a frying pan to thaw'em out, find out what we were talkin'about.
Biz de çözmek için tavaya atardık. Ne konuştuğumuzu anlamak için.
All right, drop'em, you guys.
Durun elinizdekileri atın.
Drop'em in.
İçine atın.
- I didn't see'em before, boss. - I should drop dead...
- Onları daha önce gördüysem, patron şurada öleyim.
If it's all right with you, we'll drop'em at the sheriff's office and they can pick'em up on their way out of town.
Sana da uyarsa bunları şerifin bürosuna bırakacağız, böylece onları kasabadan çıkarken alabilirler.
I'll drop'em again!
- Gene atacağım.
By the time they catch'em and drop us, it'll be five o'clock before we're in the cots.
Onları yakalayıp, bizi bırakana kadar, saat beş olacak. O zamana kadar uykusuz!
All right, drop'em.
Tamam, bırakın.
Drop your gun and get over with the rest of'em.
Silahını bırak ve öbürlerinin yanına geç.
Now drop'em.
Bırakın dedim.
Just drop'em, boy!
Çıkart şunu tatlım!
You'd take'em and as soon as they'd get behind the lines they'd drop grenades and you'd lose a few more people.
Esir aldığınız kişi, cephenin arkasına geçer geçmez el bombası atıyordu. Böyle daha çok adam kaybedersiniz.
Drop'em!
Bırak onları!
I'll tel Jilly to drop on'em.
Jilly'e onu haklamasını söyleyeceğim.
But as soon as I "m out of town, I" ll drop the keys to someone and have " em get you out.
Ama kasabadan çıkar çıkmaz anahtarı birine verip sizi çıkarmasını sağlarım.
Face, B.A., don't drop the hammers on'em... till they "re close enough you can spit on" em, okay?
Face, B.A., onları kebap yapabileceğiniz kadar yaklaşmadan tetiğe basmayın tamam mı?
Drop'em!
Silahlarınızı atın!
Drop'em, or I'll cut ya in half!
Atın onları yoksa sizi ikiye bölerim!
Drop'em.
Atın silahları.
I said drop'em.
Size atın dedim!
I said drop'em!
Silahları atın dedim!
Miami Vice, drop'em!
Miami Vice, atın silahları!
Drop'em.
Atın onları.
You drop'em.
Hadi! Bırak onları!
I don't want'em to do anything but drop over!
Düşüp ölmek dışında başka hiçbir şey yapmalarını istemiyorum!
Drop'em and you'll find out.
Aşağı bırakırsan, ne olduğunu öğrenirsin.
" Watch'em drop Little Shop of Horrors
" Düşüşünü gör Küçük Korku Dükkanı
Drop'em!
Bırakın onları!
Drop'em!
Silahlarınızı atın.
I said, "Drop'em," assholes!
Atın dedim it herifler!
So drop'em.
- Bırak o zaman.
- Right. - Wine'em and dine'em till they drop, and then stick them with the tab before they stick you.
- Avucumuza alana kadar onlara şarap içir, yemek yedir, ve sonra da onlar bizimkini kesmeden sen onların hesabını kes.
Get ready to drop'em.
Soyunmaya hazır olun.
Drop'em and hop up.
Paltolunu çıkar ve şunun üzerine çık.
Drop'em.
Atın.
Drop'em!
At hadi!
- I said drop'em!
- Onları bırakın dedim!
We'll drop'em retarded.
Onları geç bırakacağız.
Drop'em, Avik!
Bırak şunları, Avik!
Colonel, where'd you drop'em off?
Suya nerede atladılar, Albayım?
I'll pick'em up after school, be with them, then drop them off at your house after work.
Onları okuldan alırım. Bir kaç saat birlikte oluruz. Sen işten dönünce de onları eve bırakırım.
Drop'em like fucking flies, boom, just fill up the world with'em.
Onları tıpkı sinekler gibi yavrulayın. Dünya'yı sadece onlarla doldurun.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]