Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / английский → турецкий / [ F ] / For all i care

For all i care перевод на турецкий

720 параллельный перевод
You can die for all I care!
Cehenneme kadar yolun var!
Sell her to the Gypsies, for all I care!
Bana kalırsa, onu çingenelere sat.
He can lie in the gutter for all I care.
Ne yaparsa yapsın. Hiç umurumda değil.
The plantation can go to blazes for all I care.
Üretim çiftliği, umursadığım her şeyle birlikte cehenneme gidebilir.
You can wear a green one for all I care.
Yeşil bile giysen umurumda değil.
Well, you can die for all I care.
Ölebilirsin, sanki umurumdaydı.
You can call him Montmorency for all I care.
Ona Montmorency bile desen hiç tınlamam.
You can get as drunk as you like for all I care!
İstediğin kadar sarhoş olabilirsin, umurumda olmaz!
Wait till it's plumb dark, for all I care.
İyice kararana kadar bekle bence sakıncası yok.
You can go and keep going for all I care. Go find yourself somebody else to pester.
Git tatlım, nereye istersen gidebilirsin kafasını ütüleyecek başka birini bul.
You can go 20 miles more for all I care.
İstersen 30 kilometre daha git.
You can have her for all I care, she's yours!
Onu alabilirsin. O senindir.
And as far as dressing's concerned... you can come in a cowboy suit for all I care.
Ve nasıl giyineceğine gelirsek istersen kovboy kıyafeti giy, umurumda değil.
Keep your news for all I care
Haberlerini kendine sakla. Umurumda bile değiller.
You can rot in here for all I care.
Burada kal da öcüler yesin seni.
They can smash the place to pieces for all I care!
Seyirciler bu mekanı ve benim için önemli olan her şeyi yerle bir edebilirler!
You can propose marriage for all I care.
Evlilik bile teklif edebilirsin.
- It can rain for all I care.
- Bunu Tanrı'yla konuşurum.
- You can stuff him for all I care.
- İsterseniz içini doldurabilirsiniz.
Take them to City Hall, for all I care!
Belediyeye ilet, umurumda değil.
- He can talk Hindu for all I care.
- Hintçe konuşsa bile fark etmez benim için.
Go hungry for all I care!
İster yiyin, ister yemeyin hiç umrumda değil!
100 for all I care.
Bana sorarsan 100.
All right, keep the little beasts for all I care.
Pekala, bütün küçük hayvanlar sizde kalsın.
- for all I care.
- Bana ne.
All right, just stand there and get shot full of holes, for all I care.
Pekala, orada dur o zaman. Delik deşik ol da gör gününü.
For all I care, it could be shot full of holes, and his precious train with it.
Dikkatimi çeken, kıymetli trenin üzerindeki delikler. Kurşun delikleri olabilir.
You can rot for all I care.
Artık umrumda değilsin.
You can say what you like, for all I care.
Ne istiyorsan söyleyebilirsin, umurumda değil.
Straight to hell, for all I care.
Cehenneme kadar yolu var.
You know, Sally, they can lay off the whole of Dodson for all I care, including the sheriff.
Bana kalsa Dodson'da herkesi işten çıkarabilirler, şerif dahil olmak üzere.
I could never repay her for all her love and care.
Ne yapsam hakkını ödeyemem.
I wonder if all those early bitter memories had something to do with my recent discovery that I simply no longer care even for my fellow intelligentsia in this club.
Çocukluğumdaki o acı hatıraların... kısa süre önce fark ettiğim üzere, bu kulüpte arkadaşlık ettiğim aydınlar da dahil artık hiçbir şeyi umursamıyor oluşumla bir ilgisi var mı merak ediyorum.
How very witty But I don't care for all that at all, not at all
Ne kadar da komik ama hiç hoşuma gitmiyor bunlar, hem de hiç.
I suppose he's sitting somewhere with somebody on his lap... who doesn't care for him at all.
Eminim şu an kucağında ona hiç değer vermeyen biriyle... bir yerlerde oturuyordur.
- Would you like a gardenia? - I don't care for them. These are all sold anyway.
Onu çok sevdiğine hiç şüphe yok.
Well, I feel pity, not for you, but to those closest to you, all those you care about, and that you've sacrificed.
Sana değil, yakınlarına acıyorum ; bütün o değer verdiklerine, o feda ettiklerine.
I'm not married, I have no designs on you, and one drink is all I'd care for.
- Evli değilim, sizden hiçbir çıkarım yok. Tek istediğim bir içki.
Put him in my care, and I'll do all I can for him.
Onu benim gözetimime verin, ben de elimden gelen her şeyi yaparım.
MAYBE I DIDN'T EVEN CARE. THEY WERE DEAD AND I WAS EATING AND MAYBE THAT'S ALL I DID IT FOR,
Ve belki de onların öldüğü ve benim de tok olduğuma hiç dikkat etmedim.
For all you care, I'd still be out on that terrace frozen blue... and you'd still be inside simpering at that half-stuffed...
Sana kalsa ben hala o terasta soğuktan morarmış duruyor olurdum... sen de içeride o yarı aristokrata aptal aptal sırıtıp...
I don't care if I killed him or not, for all that matters.
Onu öldürdüm mü öldürmedim mi anlamadım. Önemli olan da bu.
I did it all for you, and you don't care.
Hepsini senin için yaptım ama senin umurunda bile değil.
That's all right, I'll take care of it for you.
- Toz almalıyım.
Listening to your conversation I just couldn't help thinking that we're all a little guilty of deceiving someone we care for and, more importantly who cares for us.
Sohbetinizi dinlerken hepimizin değer verdiği ve daha önemlisi bize değer veren birini kandırdığımız için suçluluk duyduğumuzu hissettim.
I don't care for that at all, my dear Dude.
Bu, beni hiç ilgilendirmiyor.
All right, so even if it were true, and I don't believe for one single minute that it is, there're an awful lot of other soldiers here that can take care of it.
Tamam, doğru bile olsa, ki bir an bile öyle olduğuna inanmıyorum, Burada bu işin icabına bakacak bir sürü asker var.
I've had all the broken ribs I care for.
Dikkat etmem gereken kırık kaburga kemiklerim var.
I wouldn't care for that at all.
Bunun için hiç bir önemi yok.
I take care of about 40 farmers, and they are all happy since they started working for me.
40 çiftçiyi de emrimin altına aldım. Benle çalışmaya başladıklarından beri gayet mutlular.
All I care for is the client's satisfaction.
Herşey müşteri memnuniyeti için.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]