For any reason перевод на турецкий
803 параллельный перевод
If for any reason I don't return to England, I want you to see my parents.
İngiltere'ye dönemezsem bizimkilere gitmeni istiyorum.
If it were for any reason less than our Boy, I'd make you turn back.
Çocuk olmasaydı geri dönerdik, hemen dönerdik.
If for any reason I can't be found, she's to be detained, no matter on what pretext.
Ne pahasına olursa olsun nereye gittiğini öğrenmeden dışarı çıkmamalı.
- Don't kid Susan for any reason.
- Susanla, hiçbir şekilde dalga geçme.
By the way, if you should have to fire Miss Wales for any reason whatever, at any time remember I'd like to review the case myself first.
Bu arada, Bayan Wales'i herhangi bir sebeple kovman gerekirse durumu önce ben gözden geçirmek isterim.
For any reason you care to imagine.
Aklınıza gelebilecek herhangi bir nedenle.
I'm ordering you not to risk your ship in any way for any reason.
her hangi bir şekilde gemini riske atmamanı emrediyorum.
- For any reason.
- Hiçbir şey için.
Caramella, I don't want to be disturbed for any reason.
Karamela..! Hiç bir şekilde rahatsız edilmek istemiyorum.
If for any reason we should need you here before you're knighted, I'll get word to you.
- Boltar! Yinede şövalye olmadan önce buraya dönmek zorunda kalabilirsin. - Bunuda düşündüm.
Just in case your sons come back for any reason.
Oğullarınız herhangi bir nedenden ötürü dönerse diye.
If you leave it for any reason before 6 : 00 tomorrow morning... Stephen wins.
Eğer herhangi bir nedenden dolayı sabah 6 olmadan odayı terk edersen Stephen kazanır.
Like I told you, I never do it for any reason if I don't want to.
Sana söylediğim gibi istemesem hiçbir nedenle yapmazdım.
If for any reason I can't, I'll let you know
Bir sebepten iletemezsem, sana haber veririm.
The nurse is under strict instructions not to leave her for any reason.
Hemşire ne olursa olsun onu bırakmama talimatı aldı.
- Or upset you for any reason?
- Yada her hangi bir nedenden dolayı üzeceğini?
You know, we discovered, for some strange reason that Nick seems to irritate me less than any of the other servants.
Hani, nedeni bilinmez ama Nick'in beni diğer hizmetlilerimden daha az kızdırdığını farkettik.
And I don't see any reason for any man to get nervous... because someone checks over the figures of his report.
Ben de insan niçin biri raporundaki rakamları... kontrol ediyor diye gerilir anlamıyorum.
- I doubt there'll be reason for any.
- Olacağını sanmam.
- For this. - Miss Dodd, I don't see any reason why Miss Traherne shouldn't wear her own things if she wants to.
- Bayan, Dodd, Miss Traherne'in kendi istediği şeylerden giymemesi için bir sebep göremiyorum.
And he fought for them for the only reason any man ever fights for them.
O da onlar için savaştı. Herkes gibi onun da bir tek nedeni vardı.
I don't think that you have any reason for that assumption.
Herhangi bir nedenden olduğunu sanmıyorum.
- I don't see any reason for sarcasm.
- Alay etmek için sebep görmüyorum.
Now, come, sir, we've all failed and there's no reason for expecting any of us to bear the whole brunt.
Öyle demeyin, hepimiz çuvalladik... ve tüm yükü birimizin tasimasi için hiç sebep yok.
I I can't see any reason for it.
Bunun için hiçbir neden göremiyorum.
For business or any other reason.
Ne iş için ne de başka bir sebeple.
When Thursday came, I went to meet Alec... more as a matter of politeness than for any other reason.
Perşembe olduğunda, Alec'le buluşmaya gittim. ... diğer nedenlerden ziyade, daha çok nezaket nedeniyle.
Mother, Helen wouldn't have any reason for refusing to give it to you.
Anne, Helen'in onu sana vermemesi için bir nedeni olamaz.
By the way, I don't see that this need be any reason for canceling... tonight's little gathering.
Bu arada bu akşamki küçük eğlenceyi iptal etmek için hiçbir sebep olduğunu düşünmüyorum.
In view of Mr. Nugent's reputation I see no reason for exposing him to any unnecessary publicity.
Bay Nugent'ın itibarı nedeniyle onu ifşa etmek için, gereksiz reklam etmeye bir neden göremiyorum.
I was sent here today for one reason... to tell you that if there's any more trouble... if this prison isn't brought under the strictest control...
Buraya tek sebepten dolayı gönderildim ; eğer daha fazla sorun çıkacaksa eğer bu hapishane en katı şekilde kontrol altına alınmazsa...
And if my humble opinion is of any value to you... the little lady may have sent that wire for just that reason. - To embrangle me as badly as she could.
Naçizane fikrimce, sizin için kıymeti varsa tabi o küçük hanım o telgrafı tek bir sebeple göndermiştir -... beni mümkün olduğunca kötü bir şekilde'hafallatmak'için.
You wouldn't have handled her that way in the box for any other reason.
Yani, neden LaTour'un katil olduğunu düşündüğünü. Çünkü diğer türlü onu tanık sandalyesinde tutamazdın.
Are you rushing back for any special reason, Bill?
Eve dönmek için özel bir nedenin var mı Bill?
I couldn't see any reason for throwing away good money.
Parayı sokağa atmak için güzel bir neden göremedim.
And personally, I think a chicken is as good a reason for murder as a blonde, a mattress full of dollar bills, or any of the customary, unimaginative reasons.
Bence bir tavuk cinayet için gayet iyi bir neden olabilir. En az bir sarışın, bir tomar para veya alışıldık akla gelmeyen diğer sebepler kadar iyi bir sebep.
Don't be astonished, ask yourself, is there any reason for you to be at the top?
Şaşırmana gerek yok, bir sor kendine, zirvede olman için bir sebep var mı?
Mildred Atkinson wasn't killed for any understandable reason.
Mildred Atkinson'un öldürülmesinin açıklanabilir bir gerekçesi yok.
Trooper Kebussyan, the reason for your presence on this detail won't be found on any record book. It's impossible to transcribe the feelings that a man carries in his soul.
Süvari eri Kebussyan... sonuç olarak, bu müfrezede olanlar... herhangi bir kayıt defterinde yazılmayacak, bu duyguları... yazıya dökmek, bir adamın cariyerinin ruhunu oluşturmak imkansız.
For any particular reason?
Belirli bir sebebi var mı?
There isn't any reason for a man getting himself killed, if he doesn't have to.
Zorunlu olmadıkça bir insan kendisini öldürtmemeli.
Can you suggest any possible reason for the prisoner wishing to harm your wife?
Zanlının eşinize zarar vermek için bir nedeni var mıydı?
- Any reason for this?
- Özel bir nedenin var mı?
- Any reason for me to leave?
- Gitmem için bir sebep var mı?
Now for the first time in your life when there's any reason to come up here, all you can think of doing is...
Şu an ömründe ilk defa buralara çıkmana bir sebep olmuş, oysaki aklından geçen şu...
Since it seemed like there was no reason for killing them at all, I thought maybe the reason why there seemed to be no reason was because there isn't any reason.
Onları öldürmek için hiçbir neden yokmuş gibi göründüğü için, sandım ki, belki de hiçbir neden yokmuş gibi götünmesinin nedeni hiçbir neden bulunmamasıydı.
Any reason for asking?
Sorunuzun özel bir nedeni mi var?
You got any particular reason for going out tonight?
Bu gece dışarı çıkmak için özel bir nedenin var mı?
Any reason for drinking is a good reason.
Herhangi bir sebeple içmek iyidir.
And he isn't giving any reason for his actions.
Ve babam yaptıkları için mantıklı bir gerekçe öne süremiyor.
For whatever reason you begin when you start living this way, it's not very easy to live any other way... and not much chance.
Siz, birçok sebebten dolayı bu hayata başladıysanız, başka bir hayata dönmeniz o kadar basit değildir... ve çok da şansınız yoktur.
for anyone 32
for anything 45
for any of us 20
for anybody 17
reason 73
reasons 43
reasonable 43
reasonable doubt 18
reasonably 25
for as long as i can remember 39
for anything 45
for any of us 20
for anybody 17
reason 73
reasons 43
reasonable 43
reasonable doubt 18
reasonably 25
for as long as i can remember 39
for all i care 74
for a while 430
for all intents and purposes 51
for a few days 45
for all we know 381
for all i know 267
for all you know 82
for all i knew 20
for all of it 31
for all eternity 28
for a while 430
for all intents and purposes 51
for a few days 45
for all we know 381
for all i know 267
for all you know 82
for all i knew 20
for all of it 31
for all eternity 28
for all our sakes 38
for all of us 271
for a while now 24
for a walk 37
for a while there 37
for all of you 34
for a change 108
for an hour 41
for a second there 70
for about 65
for all of us 271
for a while now 24
for a walk 37
for a while there 37
for all of you 34
for a change 108
for an hour 41
for a second there 70
for about 65
for a moment 206
for a year 68
for a drink 22
for a week 61
for another 41
for a very long time 38
for a minute 130
for a price 83
for a year 68
for a drink 22
for a week 61
for another 41
for a very long time 38
for a minute 130
for a price 83