Found something перевод на турецкий
4,480 параллельный перевод
Well, we would've found something to fight about.
Eminim ki kavga edecek bir sey bulurduk.
Grumpy, tell me you found something.
Huysuz, bir şeyler bulduğunu söyle.
Hey, I-I found something.
Bir şey buldum.
I might've found something.
-... bir şeyler buldum. - Sam hakkında mı yoksa Tony Barnes mi?
We may have found something.
Bir şey bulmuş olabiliriz.
I need you to tell me that you found something.
Lütfen bana bir şey bulduğunu söyle.
- I think I might've found something.
- Sanırım bir şey buldum.
I think I might have found something...
Sanırım bir şey buldum. Üzerinde çalışıyorum.
Guess we finally found something you're not good at.
Herhalde iyi olmadığın bir konu bulduk sonunda.
Well, not until I found something hidden in the BIOS interface.
BIOS arayüzü içerisinde saklı bir şeyi bulana kadar.
Found something.
Bir şey buldum.
She found something.
Bir şey bulmuş.
- How much it means to you, how you found something you're good at and you got a future with. That's probably how Adam and Kristina feel about Max finding photography...
- Senin için ne kadar anlamlıysa ne kadar iyi olduğunu keşfettiysen ve bunda geleceğin olduğunu düşünüyorsan muhtemelen Adam ve Kristina da Max'in fotoğrafçılığı konusunda böyle hissediyordur.
You look like a caveman who found something that fell out of a time machine.
Zaman makinasından çıkmış mağara adamına benziyorsun.
I found something that belongs to you.
Sana ait bir şey buldum.
You're all here, because I found something on the security footage that we should all see.
Hepiniz buradasınız çünkü görüntülerde hepimizin görmesi gereken bir şey buldum.
I found something better.
Daha iyi bir şey buldum. - İlaç.
Has to do with the crusades and a bunch of knights who were grimms who found something that they thought no one else should have, so they buried it in the black forest and made a bunch of keys that had a map that supposedly leads to where it is.
Haçlı Seferleri zamanında Grimm olan bir grup şövalye başkasının bulmaması gerektiğini düşündükleri bir şey bulup Kara Orman'a gömmüşler ve o şeyin yerini gösteren bir harita oluşturan anahtarlar yapmışlar.
Maybe I found something you care about.
Belki de önemsediğin bir şey bulmuşumdur.
Hey, I found something.
Hey, bir şey buldum.
I found something strange, sir.
Tuhaf bir şey bulduk.
I just found something a whole lot hotter than that.
Ben bunlardan daha önemli bir şey buldum.
Hey, it's Tory. I think I may have found something.
Ben Tory, sanırım bir şey buldum.
I found something in the ambulance.
Ambulansta bir şey buldum.
Alright found something.
Bir şeyler buldum.
Jim! Found something.
Jim, bir şey buldum!
When they took my blood, they found something unexpected.
Kanımı aldıklarında, beklenmedik bir şey buldular.
Mr. Reese, I found something.
- Bay Reese, bir şey buldum.
Have you found something?
Elbette. Bir şey mi buldunuz?
But Abby wasn't in it for the money. So after searching through five mind-numbing days of dispensary footage, I think I might have found something.
Dispanser görüntülerini beş gün kafa patlatırcasına inceledikten sonra sanırım bir şey bulmuş olabilirim.
I understand you found something?
- Bir şey mi buldunuz? - Buldum.
Sir, I found something odd in Tabitha Ryerson's records.
Tabitha Ryerson'ın kayıtlarında tuhaf bir şeye rastladım efendim.
Look, and I found something.
Bakın ve bir şey buldum.
Hey, Cam, I think I found something that you might want to see.
Sanırım görmek isteyeceğin bir şey buldum, Cam.
Jarvis, I may have found something to wear after all.
Jarvis, sanırım üzerime giymek için bir şey bulmuş olabilirim.
I think I found something.
Sanırım bir şey buldum.
I found something, too.
- Ben de bir şey buldum.
I just found something in my garden.
Bahçemde bir şey buldum.
I found something on Carl Sherman.
Carl Sherman hakkında bir şey buldum.
Yeah, if I ever found out that you or dad were keeping something from me, I'd be super upset.
Evet eğer babamın ya da senin benden birşey sakladığını öğrensem, çok fena bozulurdum.
The ground-penetrating radar found something.
Yer altı radarı bir şey buldu.
Also, there are trace elements of fuel found in the tire tracks in the wetlands- - something called...
Ayrıca bataklıkta bulunan lastik izlerinde yakıt parçacıklarına rastlandı.
Got to say, if I found a buried treasure, I'd spend it on something far more exciting than saving my failing company.
Gömülü bir hazine bulsaydım Batan şirketimi kurtarmaktan daha heyecanlı şeylere harcardım.
Get the fucking baby, open the box, strip it naked, scruff it up so you can say that you found it in a ditch or a dumpster or something.
Git siktiğimin bebeğini al, kutusunu aç, üzerindekileri çıkar suyolu veya çöp kovasında bulduğunu söyleyebilmek için üstünü başını kirlet.
SO WHY, AFTER ALL THIS TIME, WOULD HE DO SOMETHING AS CRASS AND OBVIOUS AS ABDUCTING A WOMAN RIGHT AFTER BISHOP WAS FOUND?
Yani niye Bishop bulunduktan sonra bir kadını kaçırmak gibi bariz ve aptalca bir hareket yapsın ki?
I think I found a pretty good-sized piece of something.
Sanırım oldukça büyük bir parça buldum.
I think I found something.
Sanırım burada bir şey var.
There's something owen found
Kalbi ısıtır. Owen'ın bulduğu bir şey var
Why didn't Matthews figure out something that Olson found instantly?
Matthews neden Olson'un hemen bulduğu bir şeyi düşünemedi?
Well, I found out something too.
Bu yüzden saldırganlaşacağız. Ben de bir şey öğrendim.
So I found out something interesting today that has to do with you.
Bugün seninle ilgili ilginç bir şey öğrendim.
something went wrong 81
something 1990
something came up 177
something happened 421
something's happening 161
something like that 1529
something's not right 271
something on your mind 83
something special 67
something bad happens 16
something 1990
something came up 177
something happened 421
something's happening 161
something like that 1529
something's not right 271
something on your mind 83
something special 67
something bad happens 16
something's wrong 881
something is wrong 141
something's wrong here 34
something wrong 855
something's coming 64
something bad 90
something's bothering you 28
something to eat 69
something else 372
something new 87
something is wrong 141
something's wrong here 34
something wrong 855
something's coming 64
something bad 90
something's bothering you 28
something to eat 69
something else 372
something new 87