Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / английский → турецкий / [ F ] / Four of them

Four of them перевод на турецкий

1,058 параллельный перевод
You killed all four of them.
Onların dördünü de öldürdün.
Four of them at intervals.
Dördü yan yana geliyor.
_ They're four of them!
- Dört kişiler!
There's four of them.
Dört kişiler.
Here are four of them.
Dört tanesi bunlar.
The four of them.
Dördü birden.
Four of them ought to be coming over that ridge soon.
Şu sırttan dört kişi gelecek.
We're out to save our necks, and right now I wouldn't give two bits for the four of them.
Kendi canımızı düşünmek zorundayız. Diğerlerine ne olduğu artık beni hiç ilgilendirmiyor.
- because there are... four of them.
- Çünkü dört taneler.
Well, there was the four of them- -
Dört kişi varmış :
He took on 10 troopers down there, killed four of them and not a one of them got a look at him.
Aşağıda on askere saldırıp, dördünü öldürmüş.. ... ve hiçbiri ona bakamamış bile.
Now there were only four of them left.
Artık sadece dört kişi kalmışlardı.
There's a picture of my own coat of arms, which includes four of them.
Orada kendi hanedan armamın da resmi var. Dört tane bezantla beraber.
There's enough room for all the wine in Italy. And there are four of them.
İtalyadaki tüm şarap için yeterki oda var.
Four of them!
Hem de 4 tane. 4 tane!
- The Danbys, there's four of them.
- Danby'ler toplam dört kişidirler.
No, four of them- - Pair of identical twins.
Bir çift tek yumurta ikizi.
At the bank raid there were four of them but here there's only two
Şerif, banka soygununda dört kişiydiler, ama burada sadece iki kişi var.
There's four of them hard at work.
Burada çalışan dört kişi var.
Give them a chance. Release two, three, four of them, altogether.
Onlara bir şans verin, üç-dört tanesini birlikte bırakın.
Yeah, sometimes it's three or four of them.
Bazen üç dört.
Maybe three or four of them.
Üç dört kişiler.
- Four of them.
- Dört adam var.
Dead, all four of them?
Dördü de ölmüş mü?
I felt like leaving all four of them with him and running away But then I would've never met Carolina.
O an dört kızı da, onu da bırakıp gitmeyi düşündüm ama öyle yapmış olsaydım Carolina ile hiçbir zaman tanışamazdım.
As a matter of fact, rub all four of them.
Aslında dört ayağını da ov.
All four of them are imbeciles... idiots, mental deficients!
Onların dördü de gerizekâlı..... ahmak ve zihinsel özürlü!
There are four or five of them.
Dört ya da beş kişiler.
Gundayu Katori, master swordsman of the clan, and four of his best men were sent along to assist them.
Gundayu Katori, klanın kılıç ustası, ve onun en iyi dört adamı onlara yardım etmesi için çağrıldı -
I followed you down four flights of stairs, but I couldn't find them when the lights came back on.
Dört kat peşinden indim, ama sonra bu merdivenleri bulamadım.
If they litter four pups and one of them's taken away, they don't care because there's three of them left, but if another is taken and there's only two left,
Dört yavru doğurup içlerinden biri götürüldüğünde,... geriye üç tane kaldığı için bunu önemsemez,... ama bir tane daha alıp ikisi kaldığında,
When I give you the signal... set them off one, two, three, four, and get the hell out of there.
İşaretimi görünce birer birer patlat ve hemen oradan uzaklas. ´
Gentlemen, four of your neighbours were slaughtered like hogs in a pen by them.
Beyler... komşularınızdan dördü... ağıldaki domuzlar gibi katledildi... bu adamlar tarafından.
In which event, we can most efficaciously divide everything into nine parts... and split them in the ratio of five to four.
Bu durumda, her şeyi en etkili şekilde dokuza ayırır ve onları da dörde beş oranında böleriz.
I've got a ship up there, four lives down here, one of them dying because of me.
Yukarıda bir gemim var, dört adamım burada, biri benim yüzümden ölüyor.
But one of them seems separated from the other four.
İniş ekibinden biri diğerlerinden ayrılmış.
You propose, in a period of four months to recruit a unit, half-Canadian, half-American and drop them in Norway in the middle of winter.
Dört aylık bir sürede yarı Amerikan yarı Kanadalı bir birlik oluşturup onları kışın ortasında Norveç'e indirmeyi öneriyorsunuz..
- Put them on the ground... at the four corners of an imaginary square.
- Yaptım. - Bir sandalye çek. Çabuk ol!
Jim, I saw them reduce four of my doctors and nurses
- Personelimi alıp...
There's usually four or five of them.
Genellikle dördü, beşi bir arada.
We ran across them four, five miles south of here.
- Buradan dört beş mil güneyde onlara rastladık.
Jin Li Loi and his gang tried to rob the goods and four of them were killed by the Chief
Jin Li Loi ve çetesi saldırmıştı
The four masters of the gun live in this desert I must find them and kill them
Silahların dört ustası bu çölde yaşıyor. Onları bulup öldürmeliyim.
There's usually about four or five of them.
Dört beş kişilik gruplar halinde dolaşıyorlar.
Give me four or five of them stogies, will you?
Bana dört beş ucuz puro versene.
The first echelon includes the 57th Tank Corps composed of four divisions, two of them tank divisions.
İlk kademe 57. Tank Kolordusunu içeriyor. Dört bölümden oluşuyor ve onlar ikiye bölünecek.
- Eight of them, and four women.
- Sekiz kişiyi. Dördü de kadındı.
- I believe there're four of them.
- Dört tane.
Any one of them might win four or five games if God drops everything else.
Belki onlardan bazıları dört ya da beş maç kazanabilir. Tabii eğer Allah onlara yardım ederse.
Did you know that I`ve written 42 of these little books, and in each one of them, there`s about four or five good pages.
Sen, benim 42 tane cep romanı yazdığımı biliyor musun... ve onların her birinde dört veya beş iyi sayfa olduğunu?
Oh, I could have roped four or five of them in if it wasn't for you.
Sen olmasaydın dört, beş tane yakalardım.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]