Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / английский → турецкий / [ F ] / Fucking dog

Fucking dog перевод на турецкий

473 параллельный перевод
Give me the fucking dog, asshole!
Ver şunu bana göt herif!
Jesus Christ, you gotta fucking dog down here, too.
İsa Mesih, lanet köpeğin burada ne işi var.
It's just a fucking dog.
Sadece aşağılık bir köpek yahu!
When I come in, I seen one the size of a fucking dog.
Geldiğimde, büyüklüğü lanet bir köpek kadar olanından gördüm.
Get this fucking dog out of here!
Şu pis köpeği buradan al.
He's a fucking dog. Yes, it's true.
Köpeğin tekidir.
- I'll eat this fucking dog tonight.
- Tabii ki. Bu gece bu iti yiyeceğim.
Make this thing look like a fucking dog pound.
O işe kıyasla burası köpek barınağı gibi gelir.
If I move, man, the fucking dog is gonna kill me.
Hareket edersem bu lanet köpek beni öldürür dostum.
It's a fucking dog.
Bu bir köpek. Lanet olası bir köpek.
You fucking dog-shit writer!
Sersem, beş para etmez yazar!
- Fucking dog.
- Lanet köpek!
Fucking dog knows.
Lanet köpek biliyor.
That fucking dog.
O lanet köpek.
You treat me like I'm your fucking dog!
Bana köpek gibi muamele ediyorsun.
You sure she don't have a fucking dog?
S.k.lmiş bir köpeği olmadığına emin misin?
A fucking dog!
S.ktiğimin köpeği!
Call your fucking dog off!
S.kt.ğimin köpeğini çek burdan!
I thought that was the big fucking dog.
Bu olduğunu sanıyordum.
I'll tell you, we had a fucking dog years ago, beautiful dog, it was.
Birkaç yıl önce bizim de bir köpeğimiz vardı. Çok tatlı bir şeydi.
Hold the fucking dog!
Şu kahrolası köpeği tut.
- Look at the size of the fucking dog!
- Şu köpeğin boyuna bir bak!
He's got a fucking dog in his hands!
Elinde köpek vardı y.rrak!
Man, if my fucking ex-wife asked me to take care of her fucking dog while she and her boyfriend went to Honolulu,
Dostum, eğer kahrolası eski karım, Erkek arkadaşı ile Honolulu'dayken, kahrolası köpeğine bakmamı isteseydi
Fucking dog has fucking papers.
Bu lanet belgeleri olan bir köpek!
Man, taking care of her fucking dog, going to her fucking synagogue.
Siktiğimin köpeğine bakman... Siktiğimin Sinagoguna gitmen...
And while you're at it, you know, Just get rid of that fucking dog.
Hazır başlamışken şu lanet köpekten de kurtul.
Even his fucking dog is perfect.
Lanet olası köpeği bile mükemmel.
He's a fucking dog.
O kahrolası bir köpek.
But that fucking dog...
Ama o namussuz köpek...
" A fucking dog!
" Bir köpek ha?
It was the fucking dog.
Hep o itin yüzünden.
It's only a fucking dog.
O sadece lanet olasi bir kopek.
Oh, that fucking dog!
Su lanet olasica kopek.
- I don't want no fucking hot dog.
- Sosis falan istemiyorum.
- Fucking city's turned into one big pile of dog shit!
- Sıçtığımın şehri, tam gübre yığını!
Don't, or the dog will bite your fucking face clean off.
Eğer gitmezsen, köpek o pis suratını parçalar.
If some guy comes and the dog doesn't bite his ass, he's gonna smack him in the fucking mouth.
Biri gelirse ve köpek onun kıçını ısırmazsa, onun düzülmüş ağzına vuracak.
We need a new fucking dog.
Başka bir köpek almalıyız.
They're about as fucking special as dog farts.
Kahrolası köpek osuruğu kadar özeldir.
Are you dog-fucking me, João?
Beni arkadan mı beceriyorsun?
So the captain's walking on the bridge, and he and the dog come across two sailors fucking each other in the ass.
İşte kaptan güvertede yürüyormuş,... ve o ve köpek, birbirini götten siken iki denizcinin önüne çıkmışlar.
I fucking loved that dog.
O kahrolası köpeği seviyordum.
So when Addy's talking about hooking me up with some great girl, there's no way in the fucking world that's going to happen to the dog.
Yani Addy bana müthiş bir kız ayarlamaya çalışıyorsa... bu konuda hiç şansı yok, bir daha hayatta yemem.
Secondly, this is a fucking show dog with fucking papers.
İkincisi, bu lanet belgeleri olan bir lanet bir gösteri köpeği.
Didn't I warn you 50 fucking times about this dog?
Seni bu köpek hakkında uyarmadım mı?
- Fucking dog.
- Tanrım.
Man, get a fucking eye dog.
Körlere yardımcı olan lanet bir köpek satın alsana.
He's got my wife and my kids, my cat and my dog... and he doesn't have to lose any sleep over the Thursday night fucking schedule!
Adam hem karımı, hem çocuklarımı, hem kedimi, hem köpeğimi aldı. Üstelik perşembe gecesi programları için de uykularının kaçması gerekmiyor.
Like you saying you liked "Fever Dog." That is the fucking buzz!
"Fever Dog" u sevdim dedin. İşte coşku budur!
Listen, you fucking fringe, if I throw a dog a bone I don't want to know if it tastes good.
Dinle, seni gerizekali, eger onune bir kemik atarsam... tadinin nasil oldugunu bilmek istemem.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]