Get' em перевод на турецкий
5,524 параллельный перевод
They get in, hit'em with this.
İçeri girecek olurlarsa bununla vur.
Now, they are scared ; I get that. But sometimes I just want to yell at'em, you know?
Korkuyorlar, biliyorum ama bazen onlara gerçekten bağırasım geliyor.
You get'em when you put down the gun.
Silahını indirirsen söylerim.
You let'em get a rise out of you, gives them more power.
Onları sinirlendirirsen, güçlendirmiş olursun.
Go on. Get'em up on a high shelf.
Git, onları yüksek raflara koy o zaman.
I got to get these to Vee so she can get'em out to her people.
Bunları Vee'ye götürmeliyim ki o da kendi adamlarına versin.
We'll get'em.
Onları yakalayacağız.
Go get'em, girls.
Haklayın onları, kızlar.
Come and get'em!
Kapın birer tane!
- All right! Go get'em, bubba!
- Tamam hadi bakalım koçum.
Get'em worked up, get'em scared, you know?
Onları öfkelendirir, korkuturdum.
Go get'em, champ!
Git getir onları şampiyon!
Go get'em pirate! Go get'em, yeah!
Göreyim seni be!
If you ever get'em untangled, you're gonna love'em.
Eğer çözebilirseniz çok seveceksiniz.
[rats squeaking ] [ screams] Get'em off me!
Beni almaya geliyor.
- Get'em off me!
Onları benden uzaklaştırın!
- [screams ] - [ screams] get'em off me!
onları üstümden alın.
You get enough of'em together... You cross into consciousness.
Yeterli sayıda nöronu bir araya getirirsen bilinç düzeyine geçebilirsin.
When you got'em, you come and get me, whatever I'm doing, okay?
Onları aldığınızda ne yapın edin bana getirin, tamam mı? Birkaç kan testi yaptım.
Get'em high and wide.
Yükselip uzaklaşsınlar.
Get'em out of harm's way.
Tehlike bölgesinin dışına çıkarın.
Come and get'em!
Gelin ve alın!
Let's get'em out on the street.
Adamları sokaklara dağıtalım bakalım.
Helping people, keeping'em safe so they could get home to their loved ones.
- İnsanlara yardım ediyorduk sevdiklerine, evlerine gidebilmeleri için onları güvende tutuyorduk.
I'm dealing with some pretty scary test results, that are at a clinic right now, and I have to get'em, but I'm at work.
Bazı oldukça korkutucu test sonuçlarıyla ilgileniyorum. Şu anda klinikteler. Ve onları almak zorundayım ama şu an işteyim.
You get the things you get, you sign'em, and you send'em back. She doesn't know, and she is mean.
- O da bilmiyormuş üstelik de kaba konuşuyor.
I can go get'em.
Gidip onları getirebilirim.
Well, I can get most of'em out of here.
Çoğunu buradan uzaklaştırmaya çalışacağım.
Save their ass, and get'em in the rig.
Kıçlarını kurtarıp, onları ambulansa bindirmek.
Get'em out, Gene.
Çıkar onları, Gene.
Bouncer called the kid's parents and everything so we're gonna need to get'em back.
Güvenlik görevlisi çocukların ailelerini aramış o yüzden geri almamız gerekiyor.
Go get'em, Jesus.
Hallet onları Jesus.
Whoo! Let's go get'em.
Göster onlara.
- WE SHOULD AMBUSH'EM, DO WHAT WE'RE GOOD AT- - HIT'EM FROM THE TREES, GET IN AND OUT
Pusuya düşürüp iyi olduğumuz işi yapmalıyız.
- GET'EM.
- Dövün onları.
IT'S BEST TO GET'EM IN THE GROUND QUICK.
Hemen gömmek en iyi çözümdür.
- You didn't get a look at'em?
- Sana vuranı görmedin mi? - Hayır.
- Get'em!
Çökün!
Get your samples ready to put'em in the ocean.
Numunelerini okyanusa bırakmak için hazırla.
I thought if you were dumb enough to rob Gould for'em, you at least wouldn't be dumb enough to get caught.
Gould'u soyacak kadar aptalsanız yakalanmayacak kadar aptal değilsinizdir sanıyordum.
But you got to get'em.
Ama sen almak zorundasın.
Check for a pulse and get'em - on o2 immediately.
- Nabızlarını ölçüp oksijen verin.
Let's help these people out of here. Get'em back to their homes.
Onları evlerine götür.
Get'em out!
Çık dışarı.
- Get'em out, both of'em!
- İkisini de alın, ikisini de!
Get'em back!
Arkaya götürün onları!
I called over there, but, I mean, how long do you think it's gonna take'em to get back to me?
Onları aradım ama bana dönmeleri ne kadar sürer sizce?
So, we get'em in the truck, but without Hot Rod's connection, how in the goddamn hell we supposed to get four bodies across the fence?
Bagaja yükleriz ama Hot Rod'ın bağlantıları olmadan nasıl sınırdan 4 ceset geçireceğiz?
Go get'em.
Haklayın onları.
I have a connection. He can get'em down on price.
Fiyatta indirim yaptırabilir.
Rosie, we're gonna get'em for ya.
Rosie, onlari alamaya gidecegiz.
get' em up 74
get' em off 36
get' em out 43
get' em out of here 34
get' em off me 23
emma 2859
emile 135
emily 3054
email 42
emilia 79
get' em off 36
get' em out 43
get' em out of here 34
get' em off me 23
emma 2859
emile 135
emily 3054
email 42
emilia 79