Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / английский → турецкий / [ G ] / Get it open

Get it open перевод на турецкий

711 параллельный перевод
- We've got to get it open.
- Açmalıyız.
Shut up and get it open.
Çeneni kapa, kasayı aç.
Come on, get it open.
Haydi, aç şunu.
You think you could get it open?
Sence sen açabilir misin?
You really think you can get it open?
Sence gerçekten açabilecek misin?
And he found the safe, but he could not get it open.
Kasayı da bulmuş ama açmayı başaramamış.
I can't get it open.
Açılmıyor.
Can you get it open?
Açabilir misiniz?
We'll never get it open.
Asla açamayız.
Let's get it open.
Öyleyse açalım.
- We can't get it open!
- Açamıyoruz.
Right, get it open.
Tamam, açın şunu.
But it's locked, also, and it's gonna take me some time to get it open, dear.
Ama kilitli, ayrıca açılması biraz zamanımı alır.
I'll get it open.
Onu ben açacağım.
Get it open?
Açık mı?
When you get it open, move towards the desk there... so I can watch you and the rest of them at the same time.
Kasayı açınca diğerlerinin yanına geç. Herkesi aynı anda görmek istiyorum.
I'll get it open.
Açacağım.
Firemen told me it would take a battering ram to get it open.
İtfaiyeci bana onu ancak bir balyoz açar demişti.
If we can get a video e-mailed out tonight of you guys disc jockeying or whatever it is, there maybe a slot open on this future tour, maybe.
Eğer bu gece maille bir vidyo gönderebilirsek siz bayların Dj'liğini ya da yaptığınız her neyse onu gösteren belki gelecek tur için bir yer olabilir.
I see I shall get no more work out of you until after it's open.
Kutu açılana kadar sizden doğru dürüst iş çıkmayacak anlaşılan.
I get little enough opportunity as it is to find out what's going on without you running away as if I had the smallpox or something every time I open my mouth.
Ağzımı her açışımda çiçeğe falan yakalanmışım gibi benden kaçmasan bile neler döndüğünün farkındayım.
Once that door's open, see it stays open till we get across.
Kapının, biz gelene kadar açık kalmasını sağla.
I hope you don't get the money to open it.
Umarım açacak para bulamazsın.
But, you're gonna die if we get to the gate and they don't open it.
Ama kapýya varýrsak ve onu açmazlarsa öleceksin.
We need... to get used to it and when the cafe is open again and there are lots of people everything will be much easier.
Buna... alışmamız gerek... ve kafe yeniden açılıp yine çok kişi olduğunda her şey çok daha kolay olacaktır.
Do you think a wild animal prefers walls, streets and people when it can get into open country?
Vahşi bir hayvanın girilecek koca bir şehir varken duvarları, sokakları, insanları mı... -... tercih edeceğini sanıyorsun?
If it ain't too much trouble, you could dust it off once in a while, and keep the kitchen door open a little so it won't get cold or damp.
Çok zahmet olmazsa, arada tozunu alıp rutubetten etkilenmemesi için mutfak kapısını açık tutabilir misiniz?
If that door should blow shut, I can't open it and get out of this room.
Şu kapı esintiyle kapansa, açıp dışarı çıkamam.
We're startin'out where it takes most marriages years to get... out in the open, no jokers, you'll see.
Çoğu evliliğin yıllar sonra ulaşabildiği bir noktadan başlıyoruz her şey açık ve yalansız, göreceksin.
- Yes, let's get it out in the open.
- Evet, şunu açıkça konuşalım.
If you open it again spouting about gooks you're gonna get none of this to pour into it.
Ve eğer Vietnamlıları sövmek için o çeneni acarsan bundan ağzına bir damla bile girmeyecek.
We had to get through the gate, and somebody had to open it.
O kapıdan geçmemiz gerekiyordu ve birisinin açması lazımdı.
It's about time for the... pawnshop to open there on South Rampart Street... and I'm going down there and get my guitar out of hock... and I'm going to split out of this city... and go for good.
Güney Rampart Caddesi'ndeki rehinci açılmak üzeredir... Oraya gidip gitarımı rehinden kurtaracağım. Sonra da bu şehirden gidiş o gidiş hemen ayrılacağım.
Why don't you open it while I get dressed? Okay.
- Neden ben giyinirken onu açmıyorsun?
It was predicated on getting the key to the exercise yard, which would at least allow the prisoners to get out in the open.
"Plan, mahkûmların açık alana ilerlemelerini sağlayacak olan..." "... volta avlusunu ele geçirme üzerine kuruluydu. "
Because the combination is twelve figures... it will take them two or three minutes to open it and get the dough out.
12 haneli bir şifresi var. İki-üç dakika içinde açıp parayı dışarı çıkarmamız gerekecek.
Open it before they get here.
Onlar buraya ulaşmadan aç!
So look, when you get home tonight, keep an eye open, and if you spot the guy, you let me know, it's very important.
Bak şimdi, bu gece eve gidince gözünü aç ve o herifi görürsen bana haber ver ; bu çok önemli.
Now, if you don't open that safe I'll get a search warrant and drill it.
Şimdi, eğer kasayı açmazsanız arama izni çıkarttırıp, matkapla açacağım.
Get back to it and keep your eyes open.
Yerine dön, gözlerini de dört aç.
But I can't get it to you until after our banks open tomorrow.
Fakat yarın bankalarımız açılana kadar sana veremem.
I get to open it.
Ben açmalıyım.
If we can get across that open ground without attracting the enemy fire... we can take it that the patrol encountered by Trevor's men has withdrawn... and we should be reasonably safe until we've penetrated into the jungle.
Eğer düşman ateşine maruz kalmadan o açık alanı geçebilirsek... bu Trevor'un adamları geri çekilirken onlarla karşılaşılacağı anlamına gelir... ve böylece ormana girene kadar büyük ölçüde güvende olabiliriz.
Which I really need it...'cause I plan to open up a business when I get back to Louisiana.
Asya'da sürdürmek için en iyi yol bu diyor. - Bahis mi?
Before you form any lasting judgment on me... it was the only way I could get Fraser out into the open.
Benim hakkımda hüküm vermeden önce şunu bil ki Fraser'ı açıkta yakalamak için başka seçeneğim yoktu.
So I went out to the Thriftymart - it's open 24 hours - to get Coury Brand cat food, and they were out of Coury Brand cat food, son of a bitch.
Hazırladığım mamayı yemek istemedi. O zaman dışarı çıkıp Thriftymart'a gittim. Biliyorsunuz, orası 24 saat açıktır.
It's open, you can get in.
Açık, girebiliriz.
Go get permission from Mr. Mahmut and I'll open it.
Gidin Mahmut hoca'dan izin kâğıdı getirin, açayım.
I want you to get up right now and go to the window open it and stick your head out and yell :
Hemen şimdi kalkın, pencereye gidin camı açın, kafanızı dışarı çıkarıp haykırın :
Then we'll figure out the depression and the inflation and the oil crisis, but first get up out of your chairs open the window, stick your head out and yell and say it!
Krizi, enflasyonu, benzin fiyatlarını daha sonra çözeriz ama öncelikle oturduğunuz yerden kalkın camı açın, kafanızı dışarı çıkarıp haykırın :
I'm sorry, but it's very important I get the box open.
üzgünüm ama, kasanın hemen açılması çok önemli.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]