Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / английский → турецкий / [ G ] / Grandchildren

Grandchildren перевод на турецкий

1,296 параллельный перевод
As I looked around at all the memorabilia and f amily photographs... the f aces of brides and grooms, children and grandchildren...
Etrafa baktığımda her tarafta aile fotoğrafları olduğunu gördüm gelin ve damatların yüzleri, çocuklar ve torunlar...
From now on, everyone gets along. And if I hear one more word no grandchildren!
Şu andan itibaren herkes ayrılsın, ve tek kelime duyarsam.
A priest with grandchildren.
Torunları olan bir rahibim.
Four children, seven grandchildren.
Dört çocuk ve bir sürü torunumuz oldu.
This is going to be one to tell your grandchildren about.
Bu, torunlarınıza anlatacağınız bir şey olacak.
This is going to be one to tell your grandchildren about. Already is.
Bu torunlara anlatılacak bir şey olacak.
He is pleased that his grandchildren will be well fed.
Torunları iyi besleneceği için memnun.
My children and grandchildren are ashamed of me.
Çocuklarım ve torunlarım benden utanır oldu.
So you can understand I never had grandchildren,
Yani ki, benim hiç torunum olmadı.
We parents, need to be more responsible towards our children and grandchildren.
Çocuklarımıza vE torunlarımıza karşı daha dikkatli olmalıyız.
Why should the grandchildren be deprived of the love of grandparents?
Neden torunları büyük bir sevgiden yoksun olmalıdır?
Radio collars and telemetry are modern tools to help the Nez Perce do what is right for their children and grandchildren.
Uydu vericili tasma ve mobil göstergeler modern aletler, bunlar aracılığıyla, Nez kabilesinin çocukları ve torunları için doğru olan her neyse onu yapmalarına yardımcı olacağız.
Hi, we're the ghosts of grandchildren future?
Selam, biz torunlarının geleceğinin hayaletleriyiz mi?
That we have two wonderful boys together and three beautiful grandchildren.
... İki harika oğlumuzun olduğunu söylerdim. Ve üç güzel torunumuzun.
These must be her sons and daughters. Grandchildren.
Bunlar oğulları ve kızları olmalı.
Great-grandchildren.
Torun. Büyük torun.
Think about seeing your grandchildren again.
Torunlarını tekrar göreceğini düşün.
Or you, your kids, and your grandchildren will die in poverty.
Yoksa ; bizler, çocuklarımız ve torunlarımız fakirlik içinde ölürdük.
That even my grandchildren.
Bana olan güvenini gördün mü? Bu güveni torunlarımdan bile göremiyorum.
This is what it's all about, so he can see his grandchildren!
İşte hepsi bu! O torunlarını görebilecek!
He will see his grandchildren!
Torunlarını görebilecek!
- I have a flock and grandchildren.
- Benim bir sürüm ve torunlarım var.
Oh. And now her grandchildren... Bobby :
Sonra torunları geldi.
3 grandchildren.
2 tane de torun.
I can tell my grandchildren about that.
Bunu torunlarıma anlatabilirim.
But what I do know is... ... that if we do not act soon, our children and grandchildren... ... will have to pay the price.
Tek bildiğim harekete geçmezsek, bedelini torunlarımızın ödeyeceği.
Maybe I was being naive, but I believed... that we would grow old together in this house, that we'd spend holidays here and... have our grandchildren come visit us here.
Belki saflık ama bu evde birlikte yaşlanacağımızı düşünmüştüm. Tatilleri evimizde geçireceğimizi ve... torunlarımızın bizi ziyarete geleceğini.
There it is - a story to tell your grandchildren.
Bu, torunlarınıza anlatacağınız bir hikâye.
And when you grow old and your grandchildren ask you did in your heyday... you'll be able to say, with great pride... that you couldn't kill Mark Chopper Read.
Kucuk cocuklarin ne yaptigini sordugunda... onlara guvenle Mark Chopper'i olduremedigini soyleyeceksin.
they must have got a kick out of listening to me talk about my grandchildren.
Ben orun torun derken çok eğlenmişlerdir herhalde.
I too saw myself as a nice granny, surrounded with grandchildren.
Bende kendimi etrafımda bir sürü torunla nine olarak hayal etmiştim.
I look at my children and my grandchildren, and I know there was a purpose to my life.
Çocuklarıma ve torunlarıma bakınca biliyorum ki hayatımın bir amacı vardı.
Have grandchildren, just like you do? I don't want my child to be gay.
ben de torunlarimi gormek istiyorum cocugumun escinsel olmasini istemiyorum.
For what? You get married, You have grandchildren for us to look after.
Evlenirsiniz, bakmamız için torunlar yaparsınız.
He gave me two wonderful children, grandchildren, even a great-grandchild.
Bana iki evlat, torunlar ve hatta torunumun çocuğunu verdi.
Amy was gonna give me more grandchildren!
Amy bana daha fazla torun verecekti!
How about this, Marie? Your son doesn't want me talking to my own grandchildren. - Oh?
Marie, oğlun artık kendi torunlarımla konuşmamı istemiyor, buna ne dersin?
I anticipate sturdy grandchildren from you.
Senden gürbüz torunlar bekliyorum.
Gloria and Preston were almost ready to have children... my grandchildren.
Gloria ve Preston neredeyse çocuk yapmaya hazırlardı... torunumu.
You can blame me and Cyril all you want for not having grandchildren, but the truth is you're just fooling yourselves.
Torununuz olamayacağı için beni ve Cyril'ı istediğiniz kadar suçlayabilirsiniz, ama gerçek şu ki, kendinizi kandırıyorsunuz.
A brief affair I'll write about to my grandchildren.
Torunlarıma bunun hakkında yazdığım yazılarımı bırakacağım.
The grandchildren.
Torunlarım da var.
Okay, so we send a message to his great-grandchildren.
Tamam, o zaman bizde torunlarına mesaj göndeririz.
Maybe he had children or grandchildren.
Belki çocuklarına ya da çocuklarının çocuklarını.
The last time you went, you bought them too snug, and I want grandchildren.
En son alışverişe gittiğinde, o dar şeylerden almıştın. Ve ben torunum olsun istiyorum
Well, Eve, that's one for the grandchildren, huh?
Pek ala, Eve, bu torunlarına hatıra olsun olur mu?
Well, until we have grandchildren.
Torunumuz olmadığı sürece.
Grandchildren!
Torun!
Oh, I forgot about grandchildren!
Ben torunları unutmuştum.
Grandchildren's a whole lot easier... to live with than real kids is what I heard.
Duyduğuma göre torunlarla yaşamak çocuklarla yaşamaktan çok daha kolaymış.
- You're not taking my grandchildren.
- Torunlarımı götüremezsin.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]