Half the time перевод на турецкий
1,412 параллельный перевод
I can come, but only half the time and half as intense.
Gelebiliyorum ama yarı yarıya ve o kadar yoğun da değil.
Well, they're rough, and half the time, you bury the lead. But I see a glimmer of hope.
Şey, pürüzlerin alınması lazım, yazı zamanını iyi ayarlamalısın ve iyi bir araştırmayla sende umut ışığını gördüm.
Then he knows the stuff only works half the time.
O zaman o şeyin işini her zaman yapmadığını da anlamıştır.
Damn, I don't even believe in myself half the time.
Lanet, çoğu zaman ben bile kendime inanmıyorum.
I mean, half the time, he's on his phone, and he brings his own little TV, and it plays all day.
Günün yarısı telefonda zaten. Bir de kendi küçük televizyonunu getirip bütün gün izliyor.
I wish my parents played Mozart because half the time I don't know what anyone's talking about.
Keşke ailem de bana Mozart çalsaydı, çoğu zaman söylenenleri anlamıyorum.
I would get there in half the time and stop meddling with other people business
Ben oraya yarım zamanda gider ve insanların işlerine karışmayı bırakırdım
That's gonna happen about half the time
Bu da % 50 ihtimalle olur.
I couldn't tell half the time if he was talking... or you were reading his mind.
- İnsanların düşüncelerini okuyor gibiydi.
It doesn't work very well, so half the time they pick up the phone and dispatch gets static. They don't hear anything.
Genelde santral parazit yapar ve arayanlar hiçbir şey duymazlar.
Half the time, I couldn't tell them apart unless he had those on.
- Bazen, onları takmazsa ikisini ayırtedemezdim.
They don't even know who's driving these things half the time anyway, man.
Zaten taksileri sürenleri hiç bilmiyorlar.
You act like you're high half the time, but we got an ocean ten feet above our heads.
Yarım saattir yukarıdaymış gibi davranıyorsun fakat kafamızın üstünde 10 fit okyanus var.
Do you know, half the time I think those Angkatells know all about it.
Bazen bu Angkatell'lerin her şeyi bildiğini düşünüyorum.
"Sometimes I take the highway but if it's backed up, I got some side streets " that get me there in half the time. Check it out.
" Bazen otobanı kullanıyorum ama kapalıysa kenar mahallelerden gidiyorum...
You call this living, buried in this rat hole, sleeping half the time and making up stories the other half?
Sen buna yaşamak mı diyorsun? Kendini bir fare görerek mi? Zamanının yarısını uyuyarak, diğer yarısını da hikâyeler uydurarak mı?
You probably don't even know where she is half the time.
Muhtemelen günün yarısında onun ne yaptığını bilmiyorsunuz.
I was passed out half the time, but it wasn't me, so you do the math.
Ben sık, sık kendimden geçiyordum. Gerisini sen hesap et.
Half the time, it just pops off by itself.
Artık işin ortasında, kendi kendine açılıyor.
I don't even know what he's saying half the time.
Bazen konuşuyor mu anlamıyorum bile.
Half the time the guy doesn't know he did it.
Bunların yarısında, yapan yaptığının farkında bile değildir.
Oh, please, half the time, I can't even understand him.
Dinle, çoğu zaman onu anlayamıyorum bile.
Maybe half the time you're there, half the time I'm there.
Vaktinin yarısını orada geçirirsin, diğer yarısında ben giderim.
- So am I half the time.
- Ben de hep arıyorum.
Half the time you're all meek and "yes, ma," "yes, pa." And the other half, you are the most over confident guy I've ever met.
Bir bakıyorum kuzu gibisin sonra bir bakıyorum, kendinden asırı emin oluvermissin.
Your dad's tracking bail jumpers half the time... and yet, somehow, all the cases that come in here still get handled.
Baban sürekli kefalet ödeyip kaçanların peşinde ama yinede aldığınız bütün işler çözülüyor.
Your dad's tracking bail jumpers half the time and yet, somehow, all the cases that come in here still get handled.
Baban sürekli kefalet ödeyip kaçanların peşinde ama yinede aldığınız bütün işler çözülüyor.
Old Bruiser, he be blind behind that fortified half the time.
Yaşlı Bruiser, işin yarısında kördü sanırım.
Who comes to an Orioles game in a suit, spends half the time on a cell phone?
Orioles maçına takım elbiseyle gelip maçın yarısını telefonda kim geçirir?
His legislation is the main reason why half the men in here are doing twice as much time.
Onun sunduğu kanunlar yüzünden buradakiler yatmaları gereken sürenin iki katını yatıyorlar.
Then we'll get the blueprints and build our own ship in less time for half the cost.
Sonra planları ele geçirip daha az zamanda ve yarı maliyetle kendi gemimizi yapacağız.
A million and a half years before your time, this axe is the most sophisticated object on the planet.
Zamanımızdan bir buçuk milyon yıl önce....... bu balta gezegendeki en özel nesneydi.
You're obviously half-seas over most of the time anyways, so fair enough.
Çoğu zaman yarı sarhoş geziyorsun zaten.
It's not even the half time of our lives.
Hatta yaşamımızın yarı süresi bile değil.
Don't forget your half of the supplies next time.
Bir daha malzemelerini unutma.
In the next two and a half hours, the US players will go through perhaps the most difficult and demanding yet exhilarating time oftheir lives.
Gelecek iki buçuk saatte ABD oyuncuları muhtemelen... hayatlarının en zor zamanını yaşayacaklar.
What was the score at half-time in the NBA playoffs last night?
Dün geceki "NBA Play-Off" larında skor neydi?
Within half an hour. The time it takes to get there. Okay.
Tamam, yarım saat sonra orada olurum.
And right, I may be off my face half the fucking time but I know what I'm doing you know.
Ve doğru, çoğu zaman boynum bükük olabilir, ama ben ne yaptığımı biliyorum anlıyor musun.
Time has run out in the first half.
Devre bitti.
This is 0.5G, to be precise, which is half Earth gravity, and here we have Zoë Lessard making up for the time she spends in zero G by exercising three hours a day.
Burası yarım yerçekimi ortamı, göründüğü gibi, burası dünya yerçekiminin yarısı kadardır. Zoe'nin sıfır yerçekimi ortamında harcadığı zamanı günde üç saat egzersizle telafi ettiği yer.
Department of Public Works says this half mile of the pipe has been shut down this morning for construction, so it's a very good time to try it.
Bayındırlık, borunun 800 m'lik bölümünün bu sabah inşaat için kapatıldığını söyledi. Çalmayı denemek için iyi bir zamandı.
Each time you beat them up, they're half dead in the hospital
Onları hırpaladığın her seferde de, hastanede yarı-ölü oluyorlar.
By the time they come into the cutting room the first week... they're usually half the people they were when they started out.
Kurgu odasına geldiklerinin ilk haftası.. genellikle işe başladıklarının yarısı kadar enerjileri oluyor.
Somebody slurs the word hooters in a cab, half the time, they end up here.
Ne yapıyorsun?
When you repaired his leg a year and a half ago, you knew the wound was self-inflicted. And I knew it was only a matter of time before he tried again.
Bir buçuk yıl önce bacağını iyileştirdiğinizde, yaraya kendisinin. sebep olduğunu biliyordunuz.
Now making his entrance into the ring in the red corner... wearing gold with green... officially weighing in at 153 and one half pounds... the winner of 39 professional bouts... including 35 knockouts, a three-time world champion... the pride of Pomona, California... the reigning and defending...
Ringin kırmızı köşesine şu an giriş yapan altın sarısı ve yeşil mayolu resmi olarak 69 buçuk kiloda 39 karşılaşma galibi bunların 35'i nakavt. 3 kez dünya şampiyonu... Pomona, Kaliforniya'nın gururu unvan sahibi ve koruyucusu...
Coming up on half time and Ravens continue the lead.
Devre arasına yaklaşırken kuzugunların üstün oyunu sürüyor.
The ravens lead a close one by two as we come up on half time.
Kuzgunlar devreye girmemize az bir süre kala 2 sayı öndeler.
You're spending half your time drinking and moping. The other half sleeping and throwing up.
Vaktinin yarısını içki içip bunalarak, diğer yarısını da uyuyarak ve kusarak geçiriyorsun.
Half the country are separated. The other half are getting divorced for the second time.
Ülkenin yarısı boşanmış diğer yarısı da ikinci kere boşanmaya hazırlanıyor.
the times 79
the time has come 121
the time is now 61
the time will come 16
the time 110
the time masters 23
the time is 69
time 2517
times 1964
timer 243
the time has come 121
the time is now 61
the time will come 16
the time 110
the time masters 23
the time is 69
time 2517
times 1964
timer 243
timers 88
times square 22
time to die 52
time to go home 94
time flies 78
time is running out 68
time to wake up 54
time is money 74
time is of the essence 71
time is up 41
times square 22
time to die 52
time to go home 94
time flies 78
time is running out 68
time to wake up 54
time is money 74
time is of the essence 71
time is up 41
time travel 83
time to go 627
time to sleep 29
times are tough 45
time to eat 55
time's up 595
time is 18
times are changing 28
time will tell 62
times a week 28
time to go 627
time to sleep 29
times are tough 45
time to eat 55
time's up 595
time is 18
times are changing 28
time will tell 62
times a week 28
times in a row 26
times before 18
time for bed 134
times a day 121
times change 49
times over 33
times three 18
times are hard 26
times before 18
time for bed 134
times a day 121
times change 49
times over 33
times three 18
times are hard 26