Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / английский → турецкий / [ H ] / Have a good meal

Have a good meal перевод на турецкий

52 параллельный перевод
Have a good meal!
Afiyet olsun.
We'll have a good meal, we're gonna be in danger, get almost arrested, and spend all our money!
İyi bir yemek yeriz, riske gireriz, tutuklanmanın eşiğine geliriz. Ve bütün paranı harcarız.
YOU CAN HAVE A GOOD MEAL
Aklanıp paklanabilirsin Sıcak yemek yiyebilirsin
I just wanna have a good meal.
Ben iyi bir yemeğe yetecek kadar istiyorum.
Damn, I was just trying to have a good meal.
Kahretsin, sadece yemek yemeye çalışıyordum.
When the Chinese have a good meal, they do a huge amount of horrendous gurgling and burping.
Çinliler iyi bir ziyafet çektikten sonra, Çok aşırı miktarda çılgınca geğirirler.
That kind of dinner is not for fun, or to have a good meal. It's work.
Bu tür yemekler eğlence veya ziyafet için değil, iş içindir.
And I'm going to have a good meal and at least six hours of sleep so everybody can just stop worrying.
Ve ben de iyi bir yemek yiyeceğim ve en az altı saat uyuyacağım. Böylece herkes endişe etmeyi bırakacak.
All right, well, have a good meal.
Pekala, sana afiyet olsun.
Have a good meal
Afiyet olsun.
I'll bring the papers, we'll have a good meal, a couple of glasses of wine...
Kağıtları getiririm, güzel bir yemek yeriz. - Güzel bir şarap.
We'll go out. We'll have a good meal.
Dışarı çıkar, güzel bir yemek yeriz.
Have a good meal.
Afiyet olsun.
Did you have a good meal, sir?
İyi nöbetler efendim!
Did you have a good meal, sir?
İyi nöbetler!
- Have a good meal.
- Afiyet olsun.
Let's just relax and have a good meal.
Kesin de iyi bir yemek yiyelim.
Get warm, have a good meal.
Isın, birşeyler ye.
Wait a few days, have a good meal, and the resentment will disappear.
Bir kaç gün bekle güzel bir yemek hazırla bu dargınlığın ortadan kalktığını göreceksin.
Yeah, well... my plan is to have a good meal and take a nap in one of these lovely rooms.
Evet benim planım iyi bir yemek yemek ve daha sonra şu güzel odalardan birine gidip iyi bir uyku çekmek.
Have a good meal, gentlemen!
İyi bir seçim, efendim!
Get yourself clean, have a good meal,
Üstünüzü başınızı temizleyin, yemeğinizi yiyin.
Have a good meal.
- Teşekkürler.
You and I are going to go and have a good meal.
Sen ve ben birlikte gideceğiz ve iyi bir yemek yiyeceğiz.
- Have a good meal. - Welcome back.
- Afiyet olsun.
We're gonna go home now and you can... Have a good meal.
Şimdi eve gideceğiz ve sen de iyi bir yemek yiyebileceksin.
Have a good meal!
Afiyet olsuun!
Have a good meal.
Afiyet olsun sana da.
You'll have a good meal, meet some of the brothers... and there's no obligation to do anything else.
Güzel bir yemek yiyip, birkaç kardeşinle tanışırsın. Hiçbir şey yapma yükümlülüğün de yok.
But I still have room for a good meal.
Ama iyi bir yemeğe hayır demem.
We'll have a real good meal.
Güzel bir yemek yapalım.
Sure, give me the price of a good meal and a night's lodging and you can have this whole caboodle.
Tabii ki, İyi bir yemek ve gece konaklayacak kadar para ver Ve bütün takımı alabilirsin.
I shall take you to a good Inn, where you can have your first meal in Britain.
Sizi İngiltere'de ilk yemeğinizi yiyebileceğiniz iyi bir hana götüreceğim.
The most you could have hoped for was a good meal.
Sen, olsa olsa iyi bir yemek beklentisi içinde olurdun.
Well, I have to say, Poirot, I could do with a good, square meal.
Pekâlâ, Poirot, şöyle güzel, mükellef bir yemek fena olmaz.
You have just ruined a good meal.
Çok iyi bir yemeği mahvettiniz.
Everybody'd be able to afford a good meal a day and you'd have fit minds to do studying.
Söylemeliyim ki, bunun gücünü daha önce hiç fark etmemiştim, ve pamuktan kazanılan paranın da.
Ok, good, then you can have a delicious meal ready in ten minutes... and that was too gay a sentence, even for me!
Tamam, güzel, o zaman on dakika içinde nefis bir yemek hazırlayabilirsin... ve bu benim için bile çok eşcinsel bir cümleydi!
Ever since we got married Not once have I had a good meal with him Like a normal couple would usually do
Evlendiğimizden beridir onunla bir kez olsun, her evli çiftin yaptığı gibi güzel bir yemek yiyemedim.
I see you and a good meal have been strangers for some time.
Ama anladığım kadarıyla epeydir iyi bir yemek yememişsin.
I didn't trust elise to find anybody good enough for you, and rather than have you sit through some awkward meal with a complete stranger, and me at home with my laptop and take-out thai, I hijacked your date.
Sana yeterince iyi birisi bulması konusunda Elise'e güvenmedim ve... burada oturup tamamen yabancı birisiyle yemek yemendense ve... benim de evde bilgisayarımla oturup Tayland yemeği siparişi vermemdense randevunu gasp ettim.
To get a good meal they may have to dive to at least 1 2 feet five metres.
İyi bir yemek için en azından 5 metre derine dalmaları gerekiyor.
Have a good Russian meal.
Güzel bir Rus yemeği yiyelim.
Good. We'll have a nice meal waiting.
Bizi bekleyen güzel bir yemek var.
So, I have all the fixings for your favorite meal, and that's a good thing because baked potatoes are making a comeback.
En sevdiğin yemekler için gerekli her şeyi aldım. Hoş geldin yemeğin için fırında patatesler pişiyorlar.
Do you want to have a really good meal?
- Gerçekten iyi bir yemek yemek istiyor musunuz?
Auntie Lai, you should be on your way now after you have had a good meal.
Lai Hala yemeğini aldıktan sonra hemen evine gitmelisin.
I haven't had a good meal, and I don't have any clean underwear.
Güzel yemek yiyemedim iç çamaşırlarım temizleyemedim.
I figured it'd be good for us to have a meal, a drink, talk...
Yemek yiyip bir şeyler içmenin ve konuşmanın bizim için iyi olacağını düşündüm.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]