Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / английский → турецкий / [ H ] / Have another

Have another перевод на турецкий

13,018 параллельный перевод
Before you do, uh, I have another, uh, magic trick to show Dr. Brennan. If you'll allow me to.
Bunu yapmadan önce izin verirseniz size başka bir sihir numarası göstermek istiyorum Dr. Brennan.
Okay, they got to have another room someplace else.
O halde kaldıkları başka bir oda var.
Don't you have another friendship to exploit so that you can advance your journalism career?
Yükselmek için, harcaman gereken başka arkadaşlıkların yok mu?
You could spend the rest of your life trying to prove half of it and never have another original idea of your own.
Ömrünün kalanını, bunların yarısını ispat etmeye çalışmakla geçirebilir ve hatta bir daha özgün bir fikir ortaya atamayabilirsin.
Can I have another one? .
Başka bir tane alabilir miyim?
I believe I'm going to have another child.
Sanırım başka bir çocuğa sahip olacağım.
Yep, it is. I have another option, though.
Elimde başka bir logo da var.
I don't have another place to stay.
Kalacak başka yerim yok.
I could have another go with her for that.
Bu paraya bunun gibi bir tane daha alınır.
We have another talker.
Bir çenesi düşük daha.
And I have another thing after that thing
Ve başka bir şey var O şey sonra
Do you have another option?
Başka seçeneğin var mı?
And you have another two years in the SSBI.
Ve SSBI'da iki yılınız daha var.
It's not, uh- - i have another place.
Yok, başka evim var.
Before long, we'll have another guest.
Kısa bir süre sonra, bir misafirimiz daha olacak.
- No, we're gonna have another one.
- Hayır, bir tane daha içeceğiz.
You must find the documents ; Destroy them, we'll never have another chance.
Belgeleri bulmamız gerek, onları yok etmekten... başka bir şansımız yok.
I've just been wandering from one department to another, trying to look like I have purpose.
Bir reyondan diğerine dolanıp... -... meşgulmüşüm gibi gözükmeye çalışıyorum.
We don't have time for another one of your long-winded bluffs.
Başka bir uzun soluklu blöfün için zamanımız yok.
He said they have another way out.
Başka bir çıkış yolu bulduklarını söyledi.
You're gonna have to find another place to live.
Yaşamanız için başka bir yer bulmanız gerekecek.
When their offspring have reached adulthood, they'll need to be moved to another reserve.
Yavruları ergenliğe ulaştıklarında onların da başka bir yaşam parkına taşınmaları gerekecek.
Just get'em thinking that there's another side to this they have not heard.
Olayın henüz duymadıkları başka yönleri de olduğuna ikna etmek istiyoruz.
I've been involved in cases where human cremains have been burned in one location and moved to another location.
Geçmişte kurbanların cesetlerinin bir yerde yakıldığı sonrasında da kalıntılarının başka bir yere taşındığı vakalar gördüm.
While we're on Steven Avery and your reports about him... that phone call, the phone call where a detective from another law enforcement agency told you you may have the wrong guy in jail? That one? Yes, sir?
Hazır Steven Avery ile ilgili yazdığınız raporlardan bahsetmişken şu telefon, hani başka bir emniyet teşkilatından bir dedektifin arayıp size yanlış adamın hapse atılmış olabileceğini söylediği telefon görüşmesi?
How many calls have you ever gotten from another police officer suggesting you had the wrong guy in jail?
Kaç defa yanlış kişinin hapse atıldığını öne süren başka bir polis memurundan telefon aldınız?
When we come back to them in the new series, we will have been honest to their relationship previously, but we now find them in another state.
Yeni diziyle ikilimize dönüp baktığımızda, ilişkilerine önce açık yürekle yaklaştık, ancak, artık onları farklı bir durumda bulmuştuk.
You have no chance to die another day.
Bugün hayatta kalma şansın yok.
I may have been another year older and still single... but I could always take consolation in my job as top news producer.
Bir yaş daha yaşlanmış ve hâlâ bekâr olsam da hep yeni haber yapımcılığı işimle teselli bulabiliyorum.
You're just gonna have to give me another chance to tell you- - another chance?
Sana anlatmam için bana başka bir şans vermelisin...
But many have interpreted it another way.
Fakat çoğu kişi farklı şekilde yorumladı.
In another time, another place, could it have been me?
Başka bir zaman, başka bir yer, Olabilir miydi?
Have you thought about another title?
Başka bir isim hakkında düşündün mü?
We have to physically withdraw it and put it in another account so there's no electronic trail.
Gidip kendimiz çekmeli ve başka bir hesaba koymalıyız ki elektronik iz kalmasın.
So, in another sense, you are here until I notify the court that your anger issues have been resolved.
Yani, başka bir anlamda, Eğer ben gelene kadar burada mahkemeye bildirmek öfken sorunları olduğunu çözüme kavuşturuldu.
Have you been looking forward to another summer...
Başka bir yaz için sabırsızlıkla bekliyordun...
I have set another on that path.
Bunun için başka birini görevlendirdim.
In another words, he doesn't have enough help.
Diğer bir deyişle yeterince yardımcısı yok.
- You're gonna have to find another way.
- Başka bir yol bulman gerekecek.
But there is another story, one you have not yet seen.
Ama henüz görmediğiniz başka bir hikâye daha var.
Have another drink. Jandice, I'm sorry I'm late.
Jandice, geç kaldığım için özür dilerim.
Well, the problem is, thanks to you, we have to spend tomorrow morning getting another car, so we'll have to hit two banks on Wednesday.
Problem şu ki senin sayende yarın sabah başka bir araba çalmamız gerek. Bu yüzden de çarşamba günü iki banka soymamız gerekecek.
Give another false prophecy, you'll not only have no eyes, you'll have no tongue.
Başka bir uydurma kehanet daha ver de gözlerini kaybetmekle kalmayıp dilini de kaybet.
I have come to another planet seeking a new start, a fresh start, a new start.
Yeni ve taze bir başlangıç aramak için başka bir gezegene geldim. Yeni bir başlangıç.
There's not gonna be another lawyer if you don't have any money, you stupid ginger!
Para yoksa yeni avukat da yok, seni aptal kırmızı kafa!
Maybe in another situation we could even have been friends.
Belki başka bir durumda arkadaş bile olabilirdik.
We're gonna have to do this another way.
Bunu başka türlü yapmamız gerek.
Okay, we have to find another way out of here.
Tamam. Buradan çıkacak başka bir çıkış bulacağız.
You don't have to take another step.
Bir adım bile daha atman gerekmez.
So, she could have spit it out, take another sip before you turn back.
Bu yüzden suyu tükürdü, siz dönmeden tekrar ağzını suyla doldurdu ve siz döndünüz.
Well, we're gonna have music in here, one way or another.
Öyle ya da böyle bu evde müzik çalacağız.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]