How you feeling перевод на турецкий
5,298 параллельный перевод
How you feeling?
Nasıl hissediyorsun?
You were a real tripper at the dentist, Nolan. How you feeling?
Bugün dişçide epey keyifliydin Nolan.
Hey... Baby bird. How, uh... how you feeling?
Selam yavru kuş.
Hey, so how you feeling about, uh, high school coming up?
Lise yaklaşıyor, ne düşünüyorsun?
Hey. How you feeling?
Nasıl hissediyorsun?
How you feeling, Baby-girl?
Nasıl hissediyorsun, güzelim?
( panting ) How you feeling?
Nasılsın?
How you feeling, old man?
Nasılsın, yaşlı adam?
How you feeling, huh?
Nasıl hissediyorsun?
How you feeling, sweetheart?
- Nasilsin hayatim?
How are you feeling?
Nasıl hissediyorsun?
- How you feeling?
- Nasılsın?
- How do you think I'm feeling?
- Sence nasılım?
You learn their vulnerabilities, but you don't let anyone know how you're really feeling.
Zafiyetlerini öğreniyorsun ama kimsenin nasıl hissettiğini bilmesine izin vermiyorsun.
You want to know how I'm feeling?
Nasıl hissettiğimi mi bilmek istiyorsun?
- How are you feeling?
- Nasıl hissediyorsun?
How are you feeling?
- Nasılsın?
- How are you feeling?
- Nasılsın?
How long have you had the feeling of not enjoying anything?
Ne zamandır hiçbir şeyden zevk almıyormuş gibi hissediyorsun?
Keep taking the vitamins. And let me know if there's any change in how you're feeling.
Vitaminlerini almayı unutma.Kendini iyi hissetmezsen haberim olsun.
So, how are you feeling?
Nasıl hissediyorsun?
How are you feeling today?
Bugün nasılsın?
How are you feeling, Dad?
- Durumun nasıl baba?
How are you feeling?
Nasılsın?
How are you feeling, love?
Nasılsın canım?
Listen, I can't imagine how alone you must be feeling right now, but I wanted you to know that I knew Marty Canfield very well.
Dinleyin, şu an ne kadar yalnız hissettiğinizi tahmin edemem ama bilmenizi isterim ki Marty Canfield'i iyi tanırdım.
I know how badly you want all three of us to be a family, and I want that, too, but I can't stand here and lie to you and tell you that I'm feeling something that I'm just not feeling.
Üçümüzün bir aile olmasını ne kadar çok istediğini biliyorum ben de istiyorum ama karşında durup yüzüne bakarak daha hissetmediğim bir şey hakkında sana yalan söyleyemem.
I think you should share how you're feeling with somebody.
Bence nasıl hissettiğini birileriyle paylaşmalısın.
How are you feeling?
- Nasıl hissediyorsun?
I know how badly you want all three of us to be a family, and I want that too, but I can't stand here and lie to you, and tell you that I'm feeling something that I'm just not feeling.
Üçümüzün bir aile olmasını ne kadar çok istediğini biliyorum ben de istiyorum ama karşında durup yüzüne bakarak daha hissetmediğim bir şey hakkında sana yalan söyleyemem.
How are you feeling?
- Merhaba, nasıl hissediyorsun?
H-How are you feeling right now? Guilty?
Şimdi nasıl hissediyorsun?
Hey. How you feeling?
Kendini nasıl hissediyorsun?
So... How you been feeling?
Nasıl hissediyorsun?
Linda, how are you feeling about Raj from H.R.? Huh?
Linda, Raj hakkında sen ne hissediyorsun?
How are you feeling today, Max?
- Tamam ben hallederim. - Depresyonda mısın? - Siz kimsiniz?
How are you feeling, my love?
- Nasıl hissediyorsun canım?
- How are you feeling?
- Sen nasılsın?
Consul. How are you feeling?
Konsolos nasılsınız?
Rach, how are you, er, feeling about Dale?
Rach, Dale için ne diyorsun? Ne?
Hey! How you feeling?
Nasıl hissediyorsun kendini?
[Overlapping chatter] How are you feeling?
Nasıl hissediyorsun?
Well, h-how are you feeling?
- Nasıl hissediyorsun?
'How have you been feeling? ' 'Good.
- Nasıl hissediyorsunuz?
_ The shoe metaphor basically boils down to empathy, but in order to appreciate how other people might be feeling, you have to be able to understand your own feelings.
Ayakkabı metaforu esasında empatiyi özetliyor fakat diğer insanların duygularının kıymetini bilmek için kendi duygularınızı anlamlandırmak zorundasınız.
I can't afford to think of him as a friend. I don't think you can afford not to. Damon... how are you feeling?
ben bu olayı bu şekilde düşünemem sanmıyorum bence yapabilirsin.
Now, when I do this, no matter how upset you are, try to remember that feeling of going out on the lake with your grandpa.
Şimdi, bunu yaptığımda, ne kadar üzgün olursan ol, Dedenle göle gittiğinde hissettiklerini hatırla.
So how are we feeling today? ( mutters ) Yeah, you look trashed, like you were out all night guzzling alcohol and killing all your brain cells.
Bugün nasıl hissediyorsun? Sanki bütün gece dışarıda alkolün dibine vurup bütün beyin hücrelerini öldürmüş gibi görünüyorsun.
I just hated reading that book because I hated feeling like that's how you saw me.
Beni nasıl gördüğünden nefret ettiğim için kitaptan nefret ediyordum.
Just tell them what you're thinking, how you're feeling.
Onlara ne düşündüğünü söyle, ne hissettiğini.
How have you been feeling the last few weeks?
Son birkaç haftadır nasıl hissediyordunuz?
how you doing 4787
how you doin 691
how you doing today 66
how you been 322
how you guys doing 70
how you've grown 36
how you going 21
how you like that 16
how you've changed 16
how you like me now 47
how you doin 691
how you doing today 66
how you been 322
how you guys doing 70
how you've grown 36
how you going 21
how you like that 16
how you've changed 16
how you like me now 47
how you holding up 309
how you're doing 25
how you 33
how you feel 59
how you doing there 63
how you doing in there 26
how young 16
how you feelin 71
how you know 20
how you say 63
how you're doing 25
how you 33
how you feel 59
how you doing there 63
how you doing in there 26
how young 16
how you feelin 71
how you know 20
how you say 63