Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / английский → турецкий / [ I ] / I asked them

I asked them перевод на турецкий

979 параллельный перевод
- I asked them.
Onlara dedim.
I asked them to give me a six-letter word meaning embezzlement, and she said, "Prison."
Zimmete para geçirme anlamında 5 harfli kelime sordum o da, "hapis" dedi.
Surely you understand why I asked them not to let you sing tonight.
Neden sana izin verilmesin istedim, anlıyor musun?
They didn't look right to me, so I asked them a few questions.
Bana pek tekin gözükmediler, ben de birkaç soru sordum.
I asked them to be sent by air mail special.
- Uçak postasıyla gelecekti.
I asked them what the trouble was, and they told me the drums said the soldiers was rounding up their people and marching them off and burning their villages so they wouldn't have no homes to come back to.
Onlara ne olduğunu sordum. Davulcularının dediğine göre, askerler insanlarını sürüp geri dönememeleri için köylerini yakıyormuş.
So I asked them to look after him.
Yani ona bakmak istedim.
- If I asked them.
- Eğer onlara sorarsam.
- I asked them to leave.
- Gitmelerini istedim.
I asked them, but they wouldn't tell me on the phone.
Sordum ama telefonda söylemediler.
I asked them to hold and they did.
Dayanmalarını söylemiştin.
I asked them downstairs in the lobby to find a cot.
Aşağıda lobide, portatif yatak bulmalarını istedim.
I asked them very simply, why I was arrested... And what was the answer of your self-styled inspector?
Ne cevap verdiler dersiniz?
I asked them what they knew about it, and they told me.
Ne bildiklerin sordum. Onlarda cevapladılar.
When I asked them to step forward, even Posey joined.
Posey bile onlara katıldı.
I admit I never asked for these powers, but if I can save even one person by using them, then I'm going to accelerate without a second thought,
Kabul ediyorum, bu güçleri ben istemedim. Ama bunları kullanarak bir insanı bile kurtarabileceksem o zaman bir an bile düşünmem hızlanırım!
Ms. Marquise, I could not collect all the money which you asked, but tomorrow the 500,000 francs will be avaible for your disposition and I take them to you as soon as possible.
Sevgili markiz, daha henüz istediğin miktarı toparlayamadım ama yarın 500 bin frank hazır olacak ve ben getireceğim. Sevgilerimle, L. Deslange
I've asked them.
Onlara sordum.
Charles and Wade asked me to eat with them, but I told them I promised you.
Charles ve Rafe barbeküde onlarla yememi istemişlerdi ama ben onlara yapamayacağımı, çünkü sana sözüm olduğunu söyledim.
I asked her if she stole them, too, and she said "no".
Sordum anneme çaldın mı diye, hayır dedi.
I had asked Mademoiselle Maillard to bring them by.
Matmazel Maillard'dan onları getirmelerini istemiştim.
Would you mind very much if I asked you to pull them up now?
Paçalarınızı yukarıya kaldırmanızın şimdi bir mahsuru olur mu?
When I was a reporter, we asked them quicker than that.
Başka bir soru? Biz muhabirken soruları daha hızlı sorardık.
I asked her to tell them Laura had let her the apartment while she was away.
Onlara, Laura'nın, dairesini kullanmasına izin verdiğini söylemesini tembihledim.
I've never asked them anything, because I never felt I could judge them.
Hatta hiçbir şey sormadım bile çünkü hiçbir zaman onları yargılayabileceğimi düşünmedim.
No, I just asked them to let me stay there and they did.
Göstermedim, sadece orada kalmama izin vermelerini istedim, onlar da izin verdiler.
" I am sought of them that asked not for me ;
" Beni sormayanlara göründüm ;
In January 1 942... and a marine colonel asked me if I'd put on an exhibition for them.
Bir denizci koloneli onlar için sergi açıp açamayacağımı sordu.
When the end was near and I asked him to get them out... he said he had no further interest or concern... in the Afrika Korps.
Muharebeyi kaybetmek üzereyken ondan kuvvetlerimi geri çekmeyi talep ettim... Bana Afrika Kolordusu'nun.. artık umrunda olmadığını söyledi.
Who asked me for my opinion? And suppose I told them... that what they're doing is stupid to the point of imbecility!
Farzet ki onlara yaptıklarının... embesillik ötesinde aptalca şeyler olduklarını söyledim.
The papers know, but I asked them to lay off.
- Gazeteler biliyor, fakat işten çıkarmasını istedim
Had I known, I wouldn't have asked to hear them.
Bilseydim onları duymayı istemezdim.
Which when I saw, I reprehended them... and asked the mayor what meant this willful silence.
Bunun üzerine önce onları kınadım, sonra da Belediye Başkanına sordum : "Bu kasıtlı suskunluk da ne oluyor?" diye.
I just asked them to wait.
Beklemelerini istedim.
I asked if a white girl was with them.
Yanlarında beyaz bir kız olup olmadığını sordum.
They never asked me if you were there the night of the murder... so I didn't think it was wrong not to tell them anything.
Onlar bana cinayet gecesinde orada olup olmadığınızı sormadıkları için ben onlara bir şey söylememekle yanlış bir şey yapmadım
- I've asked them to stay.
- Onlardan kalmalarını istedim.
I haven't asked for any of them.
Bunu ben istemedim.
I suppose that's why they asked us to register them.
Sanırım bu sebepten ötürü onları kaydettirmemizi istediler.
I have asked them to adorn Mati.
Onlardan Mati'yi süslemelerini istedim.
I asked Father what would happen to them íf anyone found out they were hídíng us.
Babama, bizi sakladıkları ortaya çıkarsa onlara ne olacağını sordum.
The men have done everything I've asked them to do.
Adamlar istediğim her şeyi yaptılar.
Not sure I've asked them to do the right thing at the right time.
Ama doğru zamanda doğru şeyi istediğimden emin değilim.
I've asked them to help me find Karen's father. Yes, the girl.
- Karen'ın babasını bulmak için yardım istedim.
It's as if they found me, asked me to come, and so I am on a train going to see them,
Sanki onları buldum, gelmemi istediler, ve bu yüzden aynı saatte giden trene bakıyorum,
They could have asked me, and I would have told them.
Bana sorabilirlerdi, Ve ben de onlara söylerdim.
They asked me to work for them... but refused me an advance, so I said to go to hell.
Onlar için çalışmamı teklif ettiler... ama ilerlememi reddettiler, ben de cehenneme gidin dedim onlara.
Why do you think I asked for them?
Neden onları istediğimi sanıyorsun?
I asked if you knew them.
Ben sana sordum ama.
I've just asked them to stay for dinner.
Onlardan akşama yemeğe kalmalarını istedim.
I asked did you love them.
Onları seviyor musun dedim.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]