Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / английский → турецкий / [ I ] / I come here

I come here перевод на турецкий

15,916 параллельный перевод
All right. I come here to do business, offer my professional services.
İşimi yapıp mesleki uzmanlığımı sunmaya geldim.
When she didn't come home, I came here.
Eve gitmediğini duyduğumda buraya geldim.
I'm looking for a young man named Fong. He may have come through here in the past hour.
Fong adında bir delikanlı arıyorum Bir saat kadar önce uğramış olabilir.
You know, I remember when you first called me to come meet you here. Those scars were very new.
Biliyor musun, beni görüşmek için buraya ilk çağırdığında o yaralar çok yeniydi.
I didn't think I'd ever come back here after my father made me renounce my title and inheritance and, well, threaten to kill me if I didn't.
Babam, beni unvanımı ve mirasımı reddetmeye zorladıktan sonra buraya geleceğimi hiç sanmazdım... Ve etmezsem beni öldürmekle tehdit etmişti o da var.
Why would I come all the way here to kill Amberle when I had a million chances out there in the woods?
Ormanda milyon kez şansım olmasına rağmen neden Amberle'yi öldürmek için onca yolu geleyim?
I... I was supposed to go to sleep, but then he called me to come here.
Normalde uyuyacaktım ama beni arayıp buraya gelmemi söyledi.
I have a very special joke about family. - Come here, come sit down.
Buraya gel.
I didn't come here for that.
Buraya bunun için gelmedim.
No, honey, I won't be here, but you promise me you'll come to see me.
Hayır, tatlım. Burada olmayacağım ama beni görmeye geleceğine söz ver.
I said come back here!
Buraya dön dedim!
Coach, I think you don't come from here.
- Koç, sanırım sen burada büyümemişsin.
Poor fellow's penniless. I said he could come and stay here as long as he likes.
Beş kuruşu kalmamış zavallının, istediği kadar bizde kalabileceğini söyledim.
Gloria and I, we used to come here once a month.
Gloria ile ben ayda bir kez buraya gelirdik.
And johnny boy, if I were you, I'd come back here tonight later on.
Bir de Johhny, senin yerinde olsam bu gece buraya tekrar gelirdim.
I have come here to apologise.
Özür dilemeye geldim.
I didn't come here today to make a speech, but I will say this, these children are now safe.
Buraya konuşma yapmak amacıyla gelmemiştim ancak şunu belirteceğim. Bu çocuklar artık emin ellerde.
They funded my studies and when I left to come here, they felt let down.
Okul masrafımı karşıladılar. Ve buraya geldiğimde, onları yüzüstü bıraktığımı düşündüler.
I took risks to come here.
Buraya gelerek risk aldım.
You will leave Rudy alone. And if you come back here again, you'll have to deal with me.
Rudy'i rahat bırakacaksın, eğer buraya tekrar gelirsen karşında beni bulursun.
Oh, I shouldn't have come here.
Buraya gelmemeliydim.
I shouldn't have come here.
- Buraya gelmemeliydim.
Hey, Jake, come here. I got a question for you.
Jake, buraya gel, sana bir sorum var.
- You can't come here. I thought you'd died!
Öldün sandım!
The last time you were here... I said, I would've preferred you have come with nothing than another excuse.
En son buraya geldiginde sana... elin boş gelmeni, mazeretle gelmene tercih ederim demiştim.
How come I never walk in here and find you playing my shit?
Ben niye hiç buraya gelip sevdiğim müziği çaldığını duymadım?
- I was here, I was here, but then you sent that girl to come and get me.
- Buradaydım, buradaydım, Ama sonra sen o kızı gönderdin gelip beni almaya.
- I spent all my money to come here and have sex with you for 20 minutes.
Burada 20 dakika kalıp seninle seks yapabilmek için bütün paramı harcadım.
Every morning, I come down here for breakfast.
Her sabah buraya kahvaltımı yapmak için inerim.
I come out here and you're just gonna watch me go around one time?
Dışarı çıktık ve sadece beni izleyecek misin?
I saw your Instagram and I figured you might come here, so I...
Instagram'ını gördüm. Buraya gelebileceğini düşündüm.
And then you insisted that I come down here and I see something.
Sonra buraya gelip bir şey göstereceğini ısrar ettin.
I did not come here to assist a suicide.
Bir intihara yardım etmek için değil.
I made you fucking come here. I made you join this fucking fraternity.
Seni buraya ben getirdim.
Come here. I'll tell you where Anna is.
Gel buraya da Anna'nın nerede olduğunu söyleyeyim.
And, Father, I should like to invite Dolokhov to come and stay here for a little while.
Baba, Dolokhov'u bir süre burada kalması için davet etmek istiyorum. Müsaadeniz var mı?
Come here, I'll tell you the story.
Gel bakalım, ben anlatırım hikâyeyi.
I didn't forget my "white husband." Come here.
Beyaz kocamı unutmadım, gel buraya.
- Here I come.
- Geliyorum.
I'm gonna come here for all my medical needs from now on.
Bundan sonra tıbbi ihtiyaçlarım için hep buraya geleceğim.
I have come here to ask His Grace to reconsider his position.
Buraya mevkisinin tekrar gözden geçirilmesi rica etmeye geldim Ekselansları.
Okay, now, Frank, I need you to go talk to that gallery owner. Convince her to come to Paddy's for an art opening that we're gonna have here.
Frank, şimdi senden gidip, galeri sahibiyle konuşmanı istiyorum Paddy's'te yapacağımız bir galeri açılışı için onu buraya getirmeye ikna et.
I mean, like... like, if something went wrong, they-they'd come down here, they'd get us, right?
Bir şeyler ters gitmiş olsaydı buraya gelip, bizi çıkarırlardı değil mi?
I am the one they all come to here to make peace between them when no one else can.
Ben, insanlar anlaşamadıklarında başka kimse yapamazken, onları uzlaştıran kişiyim.
" Stephanie, here I come.
"Stephanie, geliyorum. Tekrar geliyorum."
I wouldn't have asked you to come out here and miss Christmas in Michigan for the first time ever, if he wasn't really important to me.
O benim için gerçekten önemli olmasaydı... buraya gelmenizi... ve Michigan'da ki Noel kutlamalarını ilk kez... kaçırmanızını istemezdim.
This is a big part of why I wanted you to come out here and meet Laird.
Buraya gelip Laird ile tanışmanı... istememin en büyük sebeplerinden biri buydu.
I mean we shouldn't have come out here in the first place.
Demek istediğim en başında buraya gelmemeliydik.
Yeah, I guess, uh, come by here and pick me up tomorrow - around 8 A.M.
- Sabah 8 gibi beni almaya gelirsin o zaman.
I didn't come here to work.
Ben de iş için gelmemiştim.
In two minutes, if you're still here, I'll come back out.
İki dakika içinde hâlâ burada olursan dışarı çıkacağım.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]