I found him перевод на турецкий
3,392 параллельный перевод
I found him at the bottom of a well.
Onu bir kuyunun dibinde buldum.
I found him this afternoon.
Onu bu öğleden sonra buldum.
I found him like this.
- Onu bu şekilde buldum.
I found him a silly old bugger.
Aptal herifin teki işte.
You know, I found him face-first in the mud hiding like a coward.
Onu bir korkak gibi yüzünü çamura gizlemiş halde buldum.
Only a name - but I found him.
Bana sadece adını vermişti. Ama ben onu buldum.
That's where I found him.
Ben de onu orada buldum.
But I killed him when I found him trying to rape my wife.
Fakat karıma tecavüz etmeye çalışırken yakaladığım için yaptım.
I found him wandering around the marshes.
Bataklığın etrafında dolanırken buldum.
Just how my son was when I found him.
Tıpkı oğlumu bulduğumda onun olduğu gibi.
Which is where I found him.
Onu bulduğum yerde orasıydı.
But when I returned later that night to pick up some files, I found him laying on the floor, dead.
O gece bazı dosyaları almak için ofise geri döndüğümde onu yerde ölü şekilde yatarken buldum.
I found him last night outside the bar I work at.
Onu dün gece çalıştığım barın dışında buldum.
I found him, Red.
Onu buldum, Red.
I found him.
Onu buldum.
As soon as I found him, I fired off the flare and waited for you.
Onu bulur bulmaz fişeği ateşledim ve sizi bekledim.
When I found him again, he was on the streets, a dosser.
Onu yeniden bulduğumda, sokakta yatan bir serseriydi.
And I found him the way all attention-seeking narcissist slut-bags do.
Ve onu buldum. İlgi isteyen narsist fahişelerin yaptığı gibi.
I found him in the closet.
Onu dolapta buldum.
I found him already.
Zaten onu buldum.
The years I've spent, imagining I'd found him. Making him beg.
Yıllar geçirdim, onu bulduğumu yalvarttığımı feryat ettirdiğimi düşünerek.
I found him in Youngstown, Mama. And he told me all about you. And how you left him the second you joined that church.
Ve seni yalnız bırakan biriydi.. sen de kendini kiliseye adadın
But i promised myself that i would never let that happen again if i found someone like him.
Ama bunun bir daha olmayacağına dair kendime söz verdim, eğer sevecek birini bulursam.
I fucking found him down on the tree.
Onu ağaçta sallanırken ben buldum. N'aptın?
No, I sent him to listen to you one time, and then, he found out about the wall, and tried to get you talking about it, and this was his way of shutting you up.
Hayır, bir kez seni dinlemesi için gönderdim. Ama sonra duvar işini öğrendi ve seni konuşturmaya çalıştı. Fakat seni ancak bu şekilde susturabildi.
No, I've found his notebook, I'm trying to return it to him.
Hayır, onun defterini buldum da, ona geri vermeğe çalışıyorum.
So, I called up the Sheriff there and I asked him, had they found any dead bodies along the side of the highway?
Ben de şerifi arayıp, otoyolun kenarında ceset buldular mı diye sordum.
I asked him about the American teenager Who had been found dead... and he played dumb until I put a gun to his head.
Ona ölü bulunan Amerikalı genç çocuğu sordum. Kafasına bir silah doğrultuna kadar aptalı oynadı.
And I was the one who found him with her, remember?
Ve ben onu kızın yanında bulan kişiydim, hatırlasana.
I've found him.
Onu buldum.
I couldn't possibly comment. You found him.
Ben yorum yapamazdım.
Yeah, I've been thinking. We found him up on that billboard.
Düşünüyorum da, onu reklam panosunda bulduk.
Yet I may have found a way to deal with him.
Onunla baş etmek için bir yol bulmuş olabilirim.
I was the one who found him.
Onu bulan bendim.
I already found him, thanks.
Buldum bile, çok sag olun.
I already found him. Thanks.
Buldum bile, çok sağ olun.
I want him found.
Bulunmasını istiyorum.
THAYER : That phone I found exonerated him.
Bulduğum o telefon onu temize çıkarmış.
That phone I found exonerated him.
Bulduğum o telefon onu temize çıkarmış.
When Ruben found that death certificate in their files with Jake's name on it, that's when I realized that's what they were gonna do to Jake, but they couldn't because I took him and ran.
Ruben dosyaları arasında Jake'in adının yazdığı ölüm belgesini bulduğunda ona ne yapacaklarını fark ettim. Bunu yapamadılar çünkü Jake'i de alıp oradan kaçtım.
I'm glad she found him.
Onu bulmasına sevindim.
I, uh, found him chewing on a stereo cord.
Hoparlör kablosunu çiğnerken buldum.
But I found out where crazy Anna was for 9 months before we've found him.
Ama bu çocuğu bulmadan önce manyak Anna'nın 9 aydır nerede olduğunu sonunda öğrendim.
Marco found out that I really wasn't into him and that I ultimately was protecting you.
Marco onlardan olmadığımı ve seni koruduğumu anladı.
Yes, sure You didn't have any plan for him I've found something for him now
onu da onu katma ona hediyesini vereceğim vermemeni istesem
That's all that I found at him, an expert in alchemy, occultist and songwriter...
Onun hakkında her şeyi buldum, simya konusunda uzman, Ökült ve söz yazarı,
Do you remember that doctor that killed his children to spite his wife for cheating on him? Jury found him not responsible. I don't know how, but they did.
Hakem heyeti ceza ehliyetinin olmadığını söyledi, nedenini bilemiyorum fakat durum bu.
But I think he might have found out who sent him that love letter.
Ama bence aşk mektubu göndereni bulmuş olabilir.
I think this whole adoption thing has really helped humanize him, you know, like when we found out about Dave Thomas.
Bence tüm bu evlatlık olayı onu bayağı bi insanlaştırdı
I'm glad you found him.
Onu bulmanıza sevindim.
I found out and confronted him.
Bunu öğrendim ve Tommy ile yüzleştim.
i found you 161
i found it 701
i found 117
i found someone 17
i found out 58
i found them 110
i found her 202
i found myself 20
i found one 42
i found something 222
i found it 701
i found 117
i found someone 17
i found out 58
i found them 110
i found her 202
i found myself 20
i found one 42
i found something 222
i found a job 16
i found a 18
i found these 35
i found this 211
i found that 17
found him 88
himself 154
himura 39
him again 23
him too 56
i found a 18
i found these 35
i found this 211
i found that 17
found him 88
himself 154
himura 39
him again 23
him too 56