Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / английский → турецкий / [ I ] / I heard

I heard перевод на турецкий

66,444 параллельный перевод
- I heard.
- Duydum.
Yeah, I heard that, too.
Evet. Ben de duydum.
I heard you saved the day.
Günün kahramanı olmuşsun.
I heard you been looking for me.
Beni arıyormuşsun.
You were screaming. I thought I heard you screaming.
Çığlıklar atıyordun Seni duyduğumu sanıyordum bağıran.
I heard.
Duydum.
I heard so much talk.
Söylenenleri duymuştum hep.
Well, last I heard, Elmo's in jail.
Duyduğuma göre Elmo kodesteymiş.
When this kid started playing, Becky, I swear I heard the heavens open up.
Bu çocuk çalmaya başlayınca Becky, iki gözüm önüme aksın cennet yeryüzüne iniyor.
I heard it.
Duydum zaten.
And that's when I heard it :
Ve o zaman duydum.
I heard 100.
Ben 100 bin diye duydum.
Oh, I heard you.
Seni duydum.
I heard a cat.
Kedi sesi duydum.
I heard she fell out of a window and is in pretty bad shape.
Pencereden düştüğünü ve epey kötü durumda olduğunu duydum.
I heard a rumor he hurt you pretty bad a while back, both of you.
Sizi bir süre önce epey incittiği dedikodusunu duydum. İkinizi de.
Wait, back up, I-I thought I heard you say "clone."
Bekle, geri sar. Sanırım "klon" diye duydum.
I heard about Alfred.
Alfred haberini duydum.
I heard what happened.
Olanları duydum.
I heard enough.
- Yeteri kadarını.
I heard what you said.
Dediklerini duydum.
I've heard that shrieky shit in the bars.
Bu tiz çığlıkları barlarda duydum.
And I've been feeling incredibly guilty because she left, and I haven't heard from her, and I figured I've been giving her money to come see you four times a week, so you must know more than me.
Kendimi çok suçlu hissediyorum çünkü çekip gitti ve ondan bir daha haber alamadım. Haftada dört kez buraya gelmesi için para verdiğime göre benden daha çok şey bilmen lazım.
Yeah, I've heard the criticisms, but I'm trained to see what parents tend to want to gloss over.
Eleştirileri duydum ama ben ailelerin gizlediği şeyleri görmek üzerine eğitim aldım.
I never heard you wanted to be Cinderella.
- Külkedisi olmak istediğini bilmiyordum.
I've heard she beat the Hound in single combat.
Tazı'yı bir dövüşte yendiğini duydum.
I've never heard it before.
Daha önce duymamıştım.
And I've heard what she does to those who defy her.
Hem ona karşı çıkanlara yaptıklarını da duydum.
Heard she blew up the Great Sept.
Ben de Yüce Sept'i uçurduğunu duydum.
Now I done heard it all.
Bir bu kalmıştı.
Now I done damn heard it all!
Bir bunu duymadığım kalmıştı anasını satayım!
I've heard your name on the wind.
Rüzgarda adını işittim.
I just heard from our guy in the GCPD.
GCPD'deki adamımız aradı, yerimizi tespit etmişler.
Yes, I've heard that one.
Evet, duymuştum bunu.
Now tell me something I haven't heard.
Şimdi duymadığım bir şey söyle.
I heard what they were saying.
Söyledikleri şeyleri duydum.
I'm heading into the bullpen to see if anyone's heard from him.
Nezarete gidip ondan haber alan var mı diye bakacağım.
You saw me, you thought I'd heard about Barnes and I came to help?
Beni görünce, Barnes olayını duyup yardıma geldiğimi mi sandın?
And if I had heard I wouldn't have come.
Ve eğer duysaydım, gelmezdim.
Wow, you're not as dumb as I've heard.
- Duyduğum kadar aptal değilmişsin.
I've heard Lee wants to remove my pretty little head from my body.
Lee'nin şirin kafamı bedenimden koparmak istediğini duydum.
Well, we got a lot of stories about Kid Flash I can guarantee you've never heard.
Kid Flash hakkında daha önce hiç duymadığına emin olduğum bir sürü hikayemiz var.
I mean, no one's seen or heard from him since.
O zamandan beri haber alan olmadı.
That might be the most idiotic thing I've ever heard you say.
Bu bugüne kadar senden duyduğum en aptalca şey olabilir.
Now, I wanted to be sure that you heard what I said in there.
Dediğimi duyduğundan emin olmak istedim.
I hate to say it, Barry, but, after all my years of research, I've never heard or come across another box or Stone ;
Bunu söylemeyi hiç istemiyorum ama Barry, yıllarca yaptığım araştırmalarda bir kere bile ikinci bir sandık ya da taşa rastlamadım.
And nothing I've heard before.
Daha önce duymadığım bir şey olsun.
Do you know how many times I've heard that, Detective?
Bunu kaç kere duyduğumu biliyor musunuz dedektif?
Yeah, that's what I've heard.
- Evet, öyle duydum.
Um, so I totally heard that.
Konuşmanıza kulak misafiri oldum.
I think I've heard enough.
Bu kadar yeterli.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]