Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / английский → турецкий / [ I ] / I heard you

I heard you перевод на турецкий

20,562 параллельный перевод
I heard you won't talk to anyone but me.
Benden başka kimseyle konuşmak istemediğini duydum.
- I heard you.
- Seni duydum.
Kelly, I heard you were back in town.
Kelly, şehre döndüğünü duydum.
I heard you guys coming.
Sizin geldiğinizi duydum.
Yes, but with all due respect, sir, I heard you the first time.
Evet ama affınıza sığınarak söylüyorum efendim, ilk seferde duydum.
Well, Smithers, I got here as soon as I heard you wanted to meet.
Evet, Smithers, buluşmak istediğini duyunca hemen buraya geldim..
I heard you serve 10-year-olds.
10 yaşındakilere hizmet verdiğini duydum.
I heard you say something about maybe bashing your brains open, or whatever.
Beyin açıcı şeyler ile ilgili bir şeyler duydum,.
I heard you're giving a lecture or something.
Bir ders vereceğini duydum?
Now, I heard you the first time.
İlk seferinde seni duydum.
I heard you had Jim Jones over at your house last night.
Duyduğuma göre dün gece evinde Jim Jones'ı ağırlamışsın.
I had to come, as soon as I heard you'd been poisoned.
Zehirlendiğini duyar duymaz gelmem gerekti.
I heard you, uh... Heard you kids had your big shot at the title, and you missed it.
Duyduğuma göre sizin çocuklar büyük bir saldırı yapmışlar ve sen bunu kaçırmışsın.
- Kristin, I think I just heard you say?
- Kristin, ne söylemiştim?
I jumped on a plane the second I heard about you and that bomb.
Bombayı ve seni duyduğum an uçağa atladım geldim.
You know, I heard a rumor Shaw was training twins.
Shaw'ın ikizleri eğittiği dedikodusunu duymuştum.
I've heard a lot good things about you from Güero.
Guero'dan hakkında pek çok iyi şey duydum.
You heard Davis.
Davis'i duydun.
I have heard so much about you guys.
Hakkınızda çok şey duydum.
There's something I need to say, but before I do, have you ever heard of the bro code?
Sana söylemem gereken bir şey var ama ondan önce kanka kanununu daha önce hiç duydun mu?
Oh, from what I've heard, you didn't used to be, either.
Duyduğuma göre sen de öyle değilmişsin pek.
- I've heard about you.
- Seni duydum.
You want to know what I heard?
Ben ne duydum biliyor musun?
I heard that Alex told you how our garden grows.
Alex bahçemizdekilerin nasıl büyüdüğünü anlatmış sana.
I heard that in prison, if you got big tits, you can hide stuff under there.
Hapishanede eğer memelerin büyükse içinde bir şeyler saklayabildiğini duydum.
I'm sure you've heard of them.
Eminim ki duymuşsundur onları.
I heard what you said.
Dediğini duydum.
I still haven't heard from you.
Senden hâlâ haber alamadım.
I heard about what happened to you.
Başına gelenleri duydum.
Well, I was following you and then I heard the bells and then later got sick.
- Pekâlâ. Sizi takip ediyordum, sonra zilleri duydum. Sonra da hastalandım.
Especially during duck season. You know what I've heard?
- Ne duydum biliyor musun?
The whole way here, all I've heard from you is I need you with me, we need to be a united front.
Buralara gelene kadar senden tek duyduğum şunlardı : "Sana ihtiyacım var. Birlik olmamız gerek."
I don't know if you heard.
Bilmem haberin var mı.
- Thanks, babe. I don't know if you guys have heard, but right now, Denmark is trying to make trolling a thing of the past.
Haberiniz var mı bilmem ama şu an Danimarka trolleri tarihe gömmeye çalışıyor.
Because I heard if you stop doing drugs for a while, the first time you do them again, it's amazing.
Çünkü uyuşturucuyu bir süre bırakırsan tekrar başladığında muhteşem oluyor.
Look, Monica, I know you're lying about not using the beta, so why haven't I heard from you?
Betayı kullanmamanla ilgili yalan söylediğini biliyorum. Neden hâlâ senden bir şey duymadım?
Oh, it's been a while since I've heard from you guys.
Oh, sizden haber duymayalı baya oldu.
I did send you that proposal, but I never heard from you.
Size bir teklif sunmuştum ama bir geri dönüş alamadım.
But I can see you already heard.
Haberi duymuşsun bile.
Yes, I heard. I was looking for you.
Duydum, ben de seni arıyordum.
Just before you go, while I have you all here, you haven't heard from your dad, have you?
Gitmeden önce, hazır hepiniz buradayken babanızdan hiç haber almadınız, değil mi?
And I heard him yelling at you.
Hem sana bağırdığını da duydum.
Sorry to keep bothering, but I haven't heard back from you.
Kusura bakma rahatsız edip duruyorum ama aramalarıma geri dönmedin.
The way I heard, the way she spoke to you.
... duyduklarıma göre, seninle konuşma şekli.
My mom and I were at the supermarket this morning, and we heard someone say that you guys, like, brought people into your house from the tornado to, like, help them.
Annemle bu sabah süpermarkete gitmiştik de. Birinin, sizin kasırgadaki insanları evinize getirdiğinizden bahsettiğini duyduk. Yardım etmek için falan.
I heard Bill and Felicia can take one look at you and see your entire life.
Duyduğuma göre Bill ve Felicia sana bir bakış atıp tüm hayatını görebilirmiş.
So you're the rebels I've heard about.
O zaman sizler duyduğum şu asilersiniz.
Yeah, I've heard Doshi's methodology can be a little unorthodox, but you never told me what happened between the two of you.
Doshi'nin yöntemlerinin biraz sıradışı olduğunu duymuştum, ama aranızda geçenleri hiç anlatmadın.
I've never heard of you.
Yapmam gerektiğinde senden duymadım.
So, I just want to let you know I was thinking about it in the car and what if the bad guys felt really bad about what they'd done and-and they and they went and cleaned it up,'cause I've heard about that happening.
Şunu söylemek istiyorum. Arabada düşünüyordum da ya kötü adamlar yaptıkları şeye pişman olup etrafı temizledilerse? Çünkü böyle bir şey olduğunu duymuştum.
I haven't heard from you in a while.
Epeydir sesin çıkmıyor.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]