Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / английский → турецкий / [ I ] / I said it's fine

I said it's fine перевод на турецкий

89 параллельный перевод
- Well - Well, it's all very fine, I said, expecting me to do this, that and that other... but what do I get out of it?
Pekala, sen benden şunu bunu yapmamı bekliyorsun ama benim çıkarım ne olacak?
It's fine to have you tell me that you love me but I'd be much happier if you said that you loved your mother as well.
Bana beni sevdiğini söylemen çok hoş ama anneni de aynı şekilde sevdiğini söylesen daha mutlu olurdum.
I said it's fine!
Bir sorun yok dedim!
Now, in retrospect, I shouldn't have done that. I should have just said, "Fine. Let it appear, because it ought to appear".
Bundan hep utanmışımdır.
I remember one said there were no sallets in the lines to make the matter savory nor no matter in the phrase which might indict the author of affectation but called it an honest method as wholesome as sweet, and by very much more handsome than fine.
Hiç unutmam, biri demişti ki, oyun boşa gitsin diye mısralara tuz biber ekilmemiş. Yapmacık sayılacak hiç bir şey katılmamış söze olgun bir eser diyordu. Hem sağlam hem güzel, süslü olmaktan çok soylu.
Mr. Coach Klein said I could. It's fine, fellas.
Valla koc oyle dedi.
I just said it's fine.
Tamam, dedim.
If it's the Burski autopsy, I called the family and they said fine, and to thank you, and I'm sorry.
Burski otopsisini diyorsan, ben aile ile görüştüm olur dediler, sana teşekkür ettiler ve üzgünüm.
She said it's fine, but that I still have to go to baseball practice tonight.
Önemli değil dedi ama bu akşamki beyzbol antrenmanına yine de gitmem gerek.
I'll be fine. What is it that you said back when I couldn't... fit into my white spandex pantsuit for my wedding?
Bana düğünümde dapdar beyaz kilotlu çoraba sığamadığımda ne demiştin?
I asked him if you could come and he said it's fine, and she said it's fine.
Annem gelebilir mi diye sordum ve tamam dediler.
- I said it's fine.
- Sorun değil dedim.
There. I said it. I refuse to sit here and pretend like this is all fine, because it's ridiculous. Do you hear yourself?
Burada oturup bunu konuşmak normal bir şeymiş gibi davranmayı reddediyorum.
He asked how his wife and daughter was and I said they were fine... and they were getting ready for sleep, and it wouldn't be long... till morning when they'd find him.
O, karısıyla kızının nasıl olduğunu sordu, ben de... ben de iyiler dedim uyumaya hazırlandıklarını ve bunun uzun sürmeyeceğini sabaha kadar onu bulacaklarını da söyledim.
And I said, "Yeah, yeah, yeah. " It's fine, it's fine, it's for Christmas. "
Doktor gerekli!
I said everything's fine, damn it! Leave us alone!
Bir sorun yok dedim, lanet olsun!
I said it's fine. Collins.
Sorun yok dedim, Collins.
I said it's fine if you stay.
- Kalmanda bir sakınca yok dedim.
It's fine even if I said it out loud
Sesli söylesem de sorun değil...
They said it was fine for her to stay here as long as I could prove she's had all her shots.
Tüm aşılarını olduğunu kanıtlarsam bir sorun olmayacağını söyledi.
On the plus side, the EMTs seem to think he's going to be just fine and, as you saw, they did admit that I did not cause the heart attack, even if they said it a bit begrudgingly.
Ve ayrıca, doktorlar da onun iyi olacağını ve gördüğünüz gibi, onun kalp krizine benim neden olmadığımı söylediler, bunu istemeyerek söyleseler de.
- I said it's fine.
- Sana iyi dedim.
- I said terrible things. - It's fine.
Ben... ben korkunç şeyler söyledim.
No. She said because I'm already a runner, it's fine.
Hayır, zaten eskiden beri koştuğum için problem olmayacağını söyledi.
- And, uh, I know you didn't want to go by yourself, and I said I'd take you, no, - really, it's fine.
Tek başına gitmek istemediğini biliyorum,... -... ve seni götüreceğimi söylemiştim. - Hayır, gerçekten, sorun yok.
Okay, those guys totally said that they would bring it back, and it's fine if someone borrowed my umbrella,'cause I don't need it today anyway.
Geri getireceklerini söylemişlerdi! Şemsiyemi ödünç aldılarsa sorun değil, bugün lazım değil zaten.
- I said it's fine.
- Sadece biraz ortalamalıyım.
I said I didn't want it. It's fine.
- İstemediğimi söyledim.
I said it's fine, Dad.
Sorun değil, baba.
You know, I said it's fine, okay? !
Sorun değil dedim ya.
'Cause i've been really scared to tell you. I know that you said it's fine, but i kind of still feel like it violates girl code somehow,
Sorun olmadığını söylediğini biliyorum ama sanki kız kurallarını bozuyormuş gibi bir his vardı içimde ve nişanlı ve mutlu olduğunu biliyorum ve hamile ve...
I said it's fine!
Ben tamamdır dedim.
Jade, I said it's fine, okay?
Jade, sorun yok dedim
I said it's fine.
Sorun yok dedim.
But it's fine, I mean, she never said goodbye.
Önemli değil ama. Bir veda bile etmedi.
I said it's fine.
İyiyim dedim.
Yes, the doctor said I'm fine, so it's fine.
Evet, doktor iyi olduğumu söyledi, öyleyse iyiyim.
No, it's fine. I said it's fine, Wyatt.
Sorun yok diyorum, Wyatt.
- I said it's fine. Just go!
- Tamam diyorum, gidin siz!
- I said it's fine!
- İyiyim dedim!
I said it's fine.
Sorun değil dedim ya.
I called your mom and she said it's fine.
Anneni aradım ve bunun sorun olmayacağını söyledi.
Fine. I said it's fine.
Peki, tamam dedim.
I said, it's fine.
İyi olduğumu söyledim.
No, I haven't. But it's cool, he said it was fine.
Görmedim ama babam gayet iyi durumda olduğunu söyledi.
Oh, well, I just got back from the hospital. The doctor said it was a mild heart attack, and he's gonna be fine.
Doktor hafif bir kalp krizi geçirdiğini söyledi.
Look, I don't know what Sam said to you, but it's gonna be fine.
Sam sana ne dedi bilmiyorum ama her şey düzelecek.
That's why I said it's fine.
Bu yüzden sorun değil dedim.
Uh, if you want, I... it's fine, I can just, you know, read a book, like you said.
Aa, eğer istersen, ben... Sorun değil, ben, bilirsin, kitap falan okurum dediğin gibi.
I know it says he had MRIs and the doctor said he was fine, but I see my dad off the rink.
MR çekildiğini, doktorların da bir şeyi olmadığını söylediğinin farkındayım. Ama ben babamı sahanın dışında da görüyorum.
I gave her a big hug and she said it was fine, and I should carry on with my evening.
Ona sımsıkı sarıldım ve sorun olmadığını söyledi. Akşamıma devam edebilirim.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]