I shouldn't wonder перевод на турецкий
87 параллельный перевод
"Listen Brother, I wonder... shouldn't we pray before we embark in such a bold enterprise?"
"Dinle kardeşim, merak ediyorum böyle cesur bir girişimde bulunmadan önce dua etmemiz gerekmez mi?"
No, but you'll be the mother of some, i shouldn't wonder.
- Hayır ama sen birinin annesi olacaksın.
- I shouldn't wonder.
- Neden olmasın?
I shouldn't wonder.
Bilmem.
I shouldn't wonder.
Şaşırmadım.
I shouldn't wonder, babe. - I'm serious.
- Hiç şaşırmadım bebeğim.
Yourn too, I shouldn't wonder.
Kendininkini kırsan da şaşırmam zaten.
Although I shouldn't wonder when you okay reverse charges on personal long-distance calls.
- Kapatalım mı? - Hayır. Billy amcayla konuşmak istiyor.
Well, yes, I shouldn't wonder.
Evet. Meraklanmayın.
You'll be captain next, I shouldn't wonder.
Yakında kaptan sen olursun.
He only stayed as long as he did on account of Miss Julia, I shouldn't wonder.
Miss Julia sayesinde kalabileceği kadar kaldı, Ne diyeyim.
But sometimes, Hum, I wonder shouldn't life be for the living?
Ama bazen Hum, merak ediyorum... hayat yaşamak için değil mi?
And I shouldn't wonder if you two have been exchanging confessions.
Sizi ikiniz sırlarınızı paylaşıyor musunuz diye merak ediyorum.
I shouldn't wonder if he was gonna create a fuss over the reception he got.
Acaba orada karşılanışı hakkında mı söylenecekti?
I shouldn't wonder.
Merak etmemeliyiz.
I'll be getting a new job shortly, I shouldn't wonder.
En kısa sürede yeni bir iş bulacağım. Merak etmeyin.
- Floating down the river, I shouldn't wonder.
Nehrin üstünde yüzüyor, demiştim ben.
Berlin, I shouldn't wonder.
Sanırım Berlin'e.
I wonder if we shouldn't wait a bit.
Acaba biraz bekleyebilir miyiz.
I shouldn't wonder if that's the way they got her.
Ona bu şekilde ulaşmışlarsa, hiç şaşırmam.
- l wonder if I shouldn't warn him.
- Onu uyarsa mıydım acaba? - Hayır.
Being in his cups again, I shouldn't wonder.
Kesin yine kafayı çekiyordur.
You'll be captain next, I shouldn't wonder.
Herhalde yeni kaptan sen olacaksın.
You'll find some pignuts, I shouldn't wonder.
Kesin birkaç küçük ceviz bulursunuz.
I wonder whether I shouldn't go back.
Geri dönmek zorunda kalacak mıyım, merak ediyorum.
Me, I shouldn't wonder.
Bense hiç etmedim.
Sometimes I wonder if I shouldn't just stay here and get a job or get married like everybody else.
Bazen herkes gibi burada kalamaz mıyım bir iş bulamaz mıyım ya da evlenemez miyim diye merak ediyorum.
I wonder if we shouldn't have got better musicians to back her.
Ona daha iyi müzisyenler bulabilir miydik diye merak ediyorum.
- Oh, I shouldn't wonder.
- Ah, şaşırmadım.
We'll be having more snow tonight, I shouldn't wonder.
Bu gece daha çok kar olacak, hiç şüphem yok.
We'll be having more snow tonight, I shouldn't wonder.
Bu gece daha da çok kar yağarsa hiç şaşmam.
Makes me wonder if I shouldn't...
Merak ettim de acaba ben...
And vice versa, I shouldn't wonder.
Siz de onlarsız elbette.
I wonder if we shouldn't have made it clear that Marbury is far and away our first choice.
Marbury'nin açık ara ilk seçimimiz olduğunu açıkça belirtmedik mi?
I shouldn't wonder.
Merak ettiğim budur.
And a better time of it too, I shouldn't wonder!
Ve belki daha fazla bile zevk alırsın. Hiç şaşırmam!
Spot of bother at the door. Well, I shouldn't wonder.
Şaşırmadım doğrusu.
Not yet 18 I shouldn't wonder.
On sekizinde bile değilsindir.
I wonder if we shouldn't concentrate our guests on the other side.
Bir taraftan da misafirlerle çok ilgilenemeyiz diye korkuyorum.
The kid, as well, I shouldn't wonder.
Muhtemelen çocuğa da.
Mind on other matters I shouldn't wonder.
Kafanda başka meseleler vardır sanırım.
I shouldn't wonder.
Bilmeliydim.
I shouldn't wonder if something's wrong?
Bir sorun olup olmadığını nasıl merak etmem?
I wonder if we shouldn't put the Pacific Fleet on full alert.
Pasifik filosunu tam alarm durumuna getirsek mi?
Well, I shouldn't wonder.
Bence de.
You know, I probably shouldn't be telling you this, but since you ask... I think certain people are starting to wonder where your heart is.
Muhtemelen bunu sana söylememem lazım ama madem sordun bence bazı insanlar kalbinin nerede olduğunu merak etmeye başladı.
George, I wonder if we shouldn't just get married.
George acaba evlensek mi?
I shouldn't wonder he don't have bread and dripping every night.
Her gece yiyecek bulamamasını ben dert edemem.
And you'll want a biscuit, Peggy, I shouldn't wonder.
Sana da bisküvi getireyim Peggy.
Trying to make a better life for themselves, I shouldn't wonder.
Daha iyi bir hayat için çabalıyorlar.
The most splendid fruit I've seen. Best in the county, I shouldn't wonder.
Annenize söz vermiştim, eğer yanlış bir davranışınız olduğunu bilirsem, size öğüt vereceğime dair.
i shouldn't have said that 115
i shouldn't have asked 40
i shouldn't have told you 34
i shouldn't 226
i shouldn't have done that 93
i shouldn't have done it 47
i shouldn't have brought it up 19
i shouldn't have come 77
i shouldn't have said anything 89
i shouldn't have come here 35
i shouldn't have asked 40
i shouldn't have told you 34
i shouldn't 226
i shouldn't have done that 93
i shouldn't have done it 47
i shouldn't have brought it up 19
i shouldn't have come 77
i shouldn't have said anything 89
i shouldn't have come here 35
i shouldn't have 150
i shouldn't have to 26
i shouldn't be here 110
i shouldn't be surprised 18
i shouldn't be doing this 23
i shouldn't say 22
i shouldn't be telling you this 32
i shouldn't even be here 29
i shouldn't tell you this 19
i shouldn't think so 29
i shouldn't have to 26
i shouldn't be here 110
i shouldn't be surprised 18
i shouldn't be doing this 23
i shouldn't say 22
i shouldn't be telling you this 32
i shouldn't even be here 29
i shouldn't tell you this 19
i shouldn't think so 29