I tell her перевод на турецкий
18,458 параллельный перевод
If I tell her the truth, he disappears into a government lab, and we never see him again.
Eğer doğruyu söylersem, bir devlet laboratuvarında kaybolur ve onu asla görmeyiz.
- But can I tell her that?
- Ama bunu ona söyleyebilir miyim? Hayır.
She deserves one last hurrah before I tell her she's lost everything.
Ona her şeyi kaybettiğini söylemeden önce son bir mutluluğu hak ediyor.
I believe you, and you've been in the game a lot longer than me, so I ain't gonna tell you how to run your business, but who's ever doing this in your organization is actually withholding the extra cash they're making by selling this diluted product.
İnanıyorum sana, benden daha uzun süredir bu işin içindesin, bu yüzden sana işleri nasıl yürüteceğini söylemeyeceğim sana ama bunu ekibinden her kim yapıyorsa, o su katılmış malı satarak eline geçecek ekstra paranın yoluna taş koyuyor.
And tell him I want everything and anything PDQ.
Ve ona her şeyi istediğimi söyle.
If you can tell me where he is, I can head her off and make sure she doesn't blow his cover.
Nerde olduğunu söylerseniz, gidip kontrol edebilirim kendisini.
I didn't tell her zip.
Ona hiçbir şey söylemedim.
Like I said, I didn't tell her zip.
Dediğim gibi, ona hiçbir şey söylemedim.
I want to tell the real story about abortion, show America what it's really about, which is why your girl Sextina Aquafina is gonna have her abortion live on television.
Kürtajla ilgili gerçekleri anlatmak ve Amerika'ya açıklamak istiyorum. Sevgili Sextina Aquafina'nız bu yüzden televizyonda canlı yayında kürtaj yaptıracak.
- I'll tell her, I'll tell her, I'll tell her.
Tamam söylerim, söylerim.
So... I'm going to go round this afternoon... Well, this evening, after work, and I'll get my stuff and... that's it, I'll tell her.
Bugün öğlen gideceğim yani akşamüstü, işten sonra ve eşyalarımı toplayıp bitireceğim.
I think he is trying to tell her how she makes him feel.
Bence kadına nasıl hissettiğini anlatmaya çalışıyor.
You walk out that door, I'll tell your mother exactly what you've been doing.
- Siktir git! O kapıdan çıkarsan annene her şeyi anlatırım.
I'll tell her that you're a whore!
Bütün orospuluklarını söylerim!
I can't tell her what she can or cannot do.
Ona ne yapıp yapmayacağını söyleyemem.
- You tell us everything, sweetpea. I could've really hurt you guys.
Bize her şeyini anlatıyorsun balım.
I'll tell you anything.
Her şeyi anlatacağım.
I will tell the world what you're doing here.
Tüm dünyaya her şeyi anlatacağım. Burada neler çevirdiğinizi de.
I'll tell you everything you need to know. But first, you must do something for me.
İstediğin her şeyi söyleyeceğim ama önce bir şey yapmalısın.
You tell her that I'm not Daddy.
Ona babam olmadığımı söyle.
You will not see her until I say, and then you will do exactly as I tell you.
Söyleyene kadar onu görmeyeceksin ve sana ne dersem onu yapacaksın.
Well, if your conscience pricks, say the word and I'll tell her the truth.
Peki öyleyse, vicdanın sızlıyorsa ona bütün gerçeği söylemem için tek kelimen kâfi.
Please give Amelia my love, tell her I'm sorry I missed her.
Amelia'ya sevgilerimi iletin. Kaçırdığım için üzgünüm.
I'll tell you everything.
Sana her şeyi anlatacağım.
If I'm gonna find this guy, it's because you tell me everything you know about him.
Eğer bu adamı bulacaksam bu ancak sen onun hakkında bildiğin her şeyi anlatırsan olur.
I can't tell you everything, but I can explain...
Sana her şeyi anlatamam, ama açıklayabilirim...
Today, I'm gonna be the smartest person in the room, and you are gonna tell me every single thing I want to know.
Bugün odadaki en zeki kişi ben olacağım ve sen de bilmek istediğim her şeyi bana anlatacaksın.
I don't have it all figured out, but there's a lot I need to tell you.
Her şeyi çözemedim ama sana anlatacak çok şeyim var.
But as far as I can tell, all that is completely legitimate.
Ama göründüğü kadarıyla her şey yasal.
I want you to tell me everything.
Her şeyi anlatmanı istiyorum.
I want you to tell me... everything.
Her şeyi anlatmanı istiyorum.
♪ You'll do everything I tell you to do ♪
# Yapacaksın sana dediğim her şeyi #
What? Carl told her a secret, and then she told me the secret knowing that I can't keep any secrets, so now I'm gonna tell you the secret.
Carl ona bir sır verdi, o da bu sırrı tutamayacağımı bilerek bana söyledi.
When I attempted to tell her the bad news, she had a stroke and slipped into a coma.
Ona kötü haberi vermeye çalıştığımda bir kriz geçirdi ve komaya girdi.
This morning I had to tell her all about her favorite athlete, Bruce Jenner.
Bu sabah ona en sevdiği sporcudan bahsetmek zorundaydım, Bruce Jenner'dan.
"Give mummy a big lick from me and tell her I'll be home soon."
"Anneciğimi kocaman yala benim için ve yakında evde olacağımı söyle"
I better call Roger, tell him it's all over.
- Roger'i arasam iyi olur, her şeyin bittiğini söyliyim.
Tell him to let her go, and I promise you I will kill you.
Söyle ona kızı bıraksın. Söz veriyorum seni öldüreceğim.
I told her to tell him. No wonder she's not texting me back.
Cevap yazmamasına şaşırmadım.
And I will tell the people everything through my newspaper.
Ve gazetemde her şeyi ortaya dökeceğim.
I want to tell you everything.
Sana her şeyi anlatmak istiyorum.
Well... Tell whoever it is I can't speak.
Her kimse ona konuşamayacağımı söyle.
I had to tell her, I'm..... I'm married.
Ona evli olduğumu....... söylemek zorundaydım.
I tell you everything.
Ben sana her seyi anlatiyorum.
But, what I can tell you is we don't get a weather warning like this every day.
Ama böyle bir hava durumu uyarısı her gün gelmiyor.
I said to tell her that I needed a minute.
Bir dakika içinde geleceğimi söyle demiştim.
Each instance carries a nine-month sentence, and to tell you the truth, I am too tired to do the addition.
Her biri 9 aylık ceza gerektiyor, ve doğruyu söylemem gerekirse, toplamayı yapmak için çok yorgunum.
So don't bother me with this again, or I may just have to tell them everything I know.
Yani bir daha beni rahatsız etme, veya onlara bildiğim her şeyi söyleyebilirim.
Maybe you won't. But if you do, I'm here to tell you everything that's gonna happen on the outside.
Ama eğer girersen... olacak her şeyi sana söylemek için buradayım.
But I was ready to tell you that night anyway, so I might as well tell you now.
O gece her şeyi söyleyecektim zaten, o yüzden şimdi de söyleyebilirim.
Do you think that I don't know that all your problems are solved if I tell them that Harvey did this?
- Eğer her şeyi Harvey yaptı desem bütün sorunların son bulacağını bilmediğimi mi sanıyorsun?
i tell you something 30
i tell you what 741
i tell you everything 18
i tell you now 16
i tell you 1650
i tell you this 29
i tell you that 25
i tell him 39
i tell myself 23
i tell them 18
i tell you what 741
i tell you everything 18
i tell you now 16
i tell you 1650
i tell you this 29
i tell you that 25
i tell him 39
i tell myself 23
i tell them 18
i tell ya 118
tell her 685
tell her you love her 17
tell her i said hi 28
tell her i love her 31
tell her the truth 75
tell her what 68
tell her i'm sorry 31
tell her how you feel 16
tell her yourself 20
tell her 685
tell her you love her 17
tell her i said hi 28
tell her i love her 31
tell her the truth 75
tell her what 68
tell her i'm sorry 31
tell her how you feel 16
tell her yourself 20
tell her that 38
here 35434
hermes 98
here we go 9033
hernandez 57
hermano 85
here you go 5858
heroes 83
hero 275
heroine 19
here 35434
hermes 98
here we go 9033
hernandez 57
hermano 85
here you go 5858
heroes 83
hero 275
heroine 19
hertz 45
herring 17
here we go again 374
heroic 33
here goes nothing 99
here comes the sun 21
here comes the bride 39
here it comes 620
hermann 78
here we are 2264
herring 17
here we go again 374
heroic 33
here goes nothing 99
here comes the sun 21
here comes the bride 39
here it comes 620
hermann 78
here we are 2264