Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / английский → турецкий / [ I ] / I worry about you

I worry about you перевод на турецкий

2,512 параллельный перевод
I worry about you, that's all.
Endişe ediyorum hepsi bu.
I worry about you.
Senin için endişeleniyorum.
I'm just saying I see you doing this sketchy stuff and I worry about you.
Böyle tehlikeli işler yaptığını görünce senin için endişeleniyorum.
Yes, I worry about you.
Evet, senin için endişeleniyorum.
I see you doing sketchy stuff and I worry about you.
Tehlikeli işler yaptığını görünce endişeleniyorum.
I worry about you sometimes.
Bazen senin için endişeleniyorum.
You don't need to worry about Mosley.
Molesley'i merak etmemize gerek yok.
Anyway, did you find anything about my niece I should worry about?
Her neyse, yeğenimle ilgili endişelenmem gereken bir şey buldun mu?
I told you that there's nothing to worry about.
Korkulacak birşey olmadığını söylemiştim.
You worry about the fitting'. I'll worry about the shitting'!
Yerleştirmek senin işin, sıçmak benim işim.
Don't worry about it, I'll burn you a DVD.
Her şey DVD ye kaydedildi.
I just don't want you to worry about me.
Benim içim endişelenmesi istemiyorum, tamam mı?
You just get us there, and I'll worry about the rest.
Sen bizi oraya götür diğer mevzularla ben ilgilenirim.
I wish you wouldn't worry about it, Alicia.
Keşke bu kadar kafana takmasan, Alicia.
So, how can I leave you in control, Cesar, if I have to worry about you falling under the influence of your father?
Eğer babanın etkisi altında kayıp gideceğinden endişelenirsem, seni nasıl olur da babanın kontrolüne veririm?
Don't worry about what I'm doing, concentrate on what you're doing.
Benim ne yaptığımı boş ver, kendi yaptığına odaklan.
You let me worry about Mel.
- Sen Mel'i bana bırak, tamam mı?
I don't think you're gonna have to worry about that.
Bu konu hakkında pek endişe etmene gerek yok.
Don't worry, I'm sure she's writing you a text about skunks or something.
Endişelenme. Sana da kokarcalar hakkında - uzunca bir mesaj yazar eminim.
Oh, come on. I love that you worry about me.
- Hakkımda endişelenmene bayılıyorum.
Yes, I'm sure you have nothing more to worry about.
Evet, endişe edecek bir şey yok.
Look, I don't want you to worry about this.
Bak, bunun için endişelenmene gerek yok.
I don't think you need to worry about Archer getting married.
Bence Archer evlenir diye korkmana gerek yok.
And I wouldn't worry about me too much if I were you.
Senin yerinde olsam benim için bu kadar endişelenmezdim.
Also, it means that I have to worry about you, because no one else is.
Ayrıca bu yüzden senin için endişe etmek zorunda kalıyorum çünkü başka kimse etmiyor.
And I don't want to worry about you.
Senin için endişe etmek istemiyorum.
Look, Elka, you know, I marry young people all the time, but I worry about them.
Bak, Elka, Biliyorsun gençleri sürekli evlendiriyorum, ama onlar hakkında kaygılıyım.
Why don't you just worry about what you're gonna wear tonight - and I'll worry about Vince? - Okay.
Sen bu akşam ne giyeceğin konusunda endişelen Vince için ben endişelenirim.
Don't worry, I'm not gonna tell anybody about you.
Endişelenmeyin, sizden kimseye bahsetmeyeceğim.
You know, I worry about Lisa.
Lisa için endişeliyim.
You don't have to worry about Doug. No I'm not.
Gideceğiz ve Doug denilen adam kafamızı üteleyecek.
All I want you to worry about is having a happy birthday.
Kaygılanmanı istediğim tek şey bir yaş daha büyümek olmalı.
Besides, you have nothing to worry about, because now I'm the dusky half of Koothrapenny.
Hem endişelenecek hiçbir şey yok çünkü ben artık "Koothrapenny" nin esmer yarısıyım.
I mean, you don't have to worry about that stuff obviously, at this point.
Görüyorum ki sizin artık böyle dertleriniz yok.
I mean, I don't have to worry about that stuff for way down the line, but I just thought you might be able to help me,'cause I thought you might have some expertise in that, seeing that- -
Zaten o konuda hiçbir şikayetim yok ki. Sadece sorayım dedim çünkü.. ... sana bakınca bu konuda uzmansın gibi görünüyor.
I have, you know, plenty of time to worry about that.
Bu konuda endişelenmiyorum, önümde zaman var.
I can't worry about you with what I have to do.
Yapmam gereken onca şeyin yanında bir de seni düşünemem.
We worry about you, Dad and I.
Babam ve ben, senin için endişeleniyoruz.
But I don't want you to worry about that, okay?
Ama sizi telaşlandırmak istemiyorum, tamam mı?
And I'm sure there are, but you don't have to worry about it'cause I'm not seeing Patrick.
Eminim vardır. Ama artık benim için endişelenme. Patrick'le görüşmüyorum.
Well, I don't think you'll have to worry about that.
En azından bu konuda endişelenmene gerek yok.
Do I have anything to worry about with you and Cassie?
Cassie ile aranda endişelenmemi gerektirecek bir şey var mı?
I do... worry about you.
Endişeleniyorum... senin hakkında.
I've got them, too, don't you worry about that.
Onlar da elimde, endişelenme.
If you're concerned about the "do not disturb" signs, don't worry, I've left them alone.
"Rahatsız etmeyin." işaretleri için endişeleniyorsan merak etme, Onları rahat bıraktım.
Don't worry about it. I have no doubt that you and I will come in first and second!
sen ve ben birinci yada ikinci olacağız!
You know, I don't want you to worry about the bills, but they are stacking up.
Faturalar hakkında endişelenmeni istemiyorum ama birikip duruyorlar.
I've already made his lunches for the next two days, so you don't have to worry about that.
2 günlük yemeğini hazırladım, o yüzden bu konuda endişe etmene gerek yok.
I don't want you to worry about it, you know?
Bu konuda endişelenmeni istemiyorum, tamam mı?
I mean, of all the things I have to worry about, You having an affair is not one of them.
Yani endişelenmem gereken şeyler arasında beni aldatman yok.
You don't have to worry about me, I'm a lawyer.
Benden endise duymana gerek yok, ben avukatim.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]