In school перевод на турецкий
21,632 параллельный перевод
That's what I was taught in school.
Okulda böyle öğrettiler.
The girls are in school. Our lives are here.
Kızlar okula gidiyor, hayatımız burada.
Oh, hey, I thought you two were in school.
- Okula gitmemiş miydiniz? - Kovulduk.
Back in school when we used to beat him up, he would whiz himself, but he never told the teachers, why?
Okuldayken onu dövdüğümüzde, vızıldanırdı ama asla öğretmenlere anlatamazdı, neden mi?
Get the word out to every girl in school.
Haberi, okuldaki bütün kızlara yayın.
Every girl in school or it means nothing.
Okuldaki her bir kız katılacak, yoksa bir anlamı olmaz.
When I was in school, kids teased me, called me a midget even though I'm not.
Ben okuldayken çocuklar benimle alay etti. Cüce olmamama rağmen, bana cüce dediler.
I dissected a cat once in school.
Bir keresinde okulda bir kediyi kesmiştim.
I mean, you're the most popular girl in school now, right?
Şu an okuldaki en popüler kız sensin değil mi?
You didn't seem to mind when I bent them to get your son back in school.
Oğlunu tekrar okula aldığımda, kuralları esnetmem seni rahatsız etmemişti.
We had a tough time when he was in school, but we got him help.
Okuldayken zor zamanlar geçirdik, ama yardım aldık.
Did you know she was bullied in school because she was gay?
Okuldayken eşcinsel olduğu için onunla uğraştıklarını biliyor muydun?
Is Nick Stratos in school today?
Nick Stratos bugün okulda mı?
Now, I'm gonna take her to school, and I'll check in on her all day.
Şimdi, onu okula götüreceğim, ve gün boyunca onu takip edeceğim.
We'd like to ask you... How long was Taylor Blaine in attendance at Marshall before he shot another student at The Leyland School?
Size sormak istiyoruz Leyland okulunda başka bir öğrenciyi vurmadan önce
You're a smart man at a school in transition.
Sen geçişte olan bir okulda akıllı bir adamsın.
They expose the school to potential lawsuits and jeopardize not only the future of the school's capital campaign, but actually threaten the money we have in hand.
Bunlar okulu olası davalara maruz bırakır ve ne sadece okulun sermaye kampanyasınının geleceğini tehlikeye sokar aynı zamanda elimizdeki parayı tehdit eder.
The Leyland School is in danger of having to close its doors.
Leyland Okulu kapılarını kapatma tehlikesiyle karşı karşıya.
- To never being in high school again.
- Bir daha liseye gitmemeye.
My little brother's six years old, yeah, and he can't get into no fucking primary school in the borough because there ain't no fucking space.
Kardeşim 6 yaşında, bütün kayıtlar doldu olduğu için İlkokula bile gidemiyor.
I used to play volleyball in high school.
Lisedeyken voleybol oynardım.
Considering you were all-American in high school, and have a 4.59 GPA in your computer science doctoral program,
Lisede iken tüm Amerika'nın dikkatini çektin. ve bilgisayar bilimi doktora not ortalaman 4.59
What? I like stars, and I was very unpopular in high school.
Yıldızları severim ve lisedeyken hiç popüler değildim.
He taught at a public school, but he was represented by one of the best law firms in the state.
Bir devlet okulu öğretmeni olmasına rağmen eyaletin en iyi avukat firmaları tarafından savunulmuş. Faturayı başkası ödemiş.
I was gonna come forward in high school, but then Jones got me a full ride to Hudson.
Lisede parlayacaktım ama Jones bana tam Hudson bursu çıkardı.
Well, their football program brings in millions of dollars to the school.
Futbol programı okula milyonlarca dolar kazandırıyor.
I made the honor roll in high school.
Lisede onur belgesi aldım.
It seems like just yesterday we were in high school together, right?
Lise zamanlarımız daha dün gibi geliyor, değil mi?
And, baby girl, check school records for male students who were in Claire Westchester's class going back 30 years.
Ve bebeğim, son 30 yılda Claire Winchester'ın sınıfındaki erkek öğrencilere de bak.
It's possible Claire filed a complaint with the school against the parent, which resulted in the unsub being removed from his home.
Claire ebeveyni okula şikayet etmiş olabilir, bunun sonucunda da şüpheli evinden alınmıştır.
This is what you get when a TV show worships at the altar of youth, bimbos and himbos running around screaming, in a school where, apparently, shop class isn't the only place to see something wooden and poorly constructed.
Bir TV dizisi gençlerin kurban edildiği bir yeri kutsallaştırdığında bunu anlıyorsun. Erkekler ve kızlar çığlık atıp etrafta koşturuyor. Anlaşılan atölye sınıfı, kötü yapılmış ve ahşap bir şey gördüğümüz tek yer değil.
There was this boy in high school.
Lisede bir çocuk vardı.
On the last day of school in 11th grade, there was this big bash.
Sınıftayken okulun son günü büyük bir parti verildi.
Back in high school, me and Chet, man, we used to throw the most righteous parties.
Lisedeyken Chet'le en havalı partileri verirdik.
And, uh, apparently, there's someone trolling the school message boards and putting penises in people's mouths.
Görünüşe göre de birisi okul panosuna girip, insanların ağzına penis sokarak, milleti trollüyormuş.
After school, we're gonna go to my uncle's cabin in the woods.
Okuldan sonra dayımın ormandaki kulübesine gideceğiz.
The girls are still mad about being trolled on the school message board, parents are all freaking out about the election, and let me tell you, you're glad not to be living in this country right now.
Kızlar okulun mesaj panosunda trollendiklerine, halen çok kızgın ailelerimiz seçim diye kafayı yedi, demek istediğim, bu ülkede yaşamayı artık istemezsin.
The school's in trouble and, um... o-our friends are...
Okulun başı dertte, um... v-ve arkadaşlarımız...
I found my retainer in the school dumpster.
Vekalet sözleşmemi okulun çöp konteynerinde bulmuştum.
If I had known this was gonna happen, I'd have take Spanish in high school.
Bunların olacağını bilseydim lisede İspanyolca dersi alırdım.
[woman] I was a Pink Lady in my high school's production of Grease.
Lisede oynadığım Grease'de pembe kadındım.
Yeah, somebody called me that in high school, and the nickname just stuck.
Aynen, biri lisede öyle dedi. Lakabım olarak kaldı sonra da.
The school message board and then log in.
Okul mesaj panosunu aç ve sonra giriş yap.
Butters, butters. You expect people to believe that you went from being the biggest asshole in the school to a soft-hearted feminist like me?
İnsanların, senin okulun en büyük pisliğinden benim gibi yumuşak-kalpli bir feministe dönüştüğüne inanmalarını mı bekliyorsun?
Our school is in the heart of what they once called The Combat Zone.
Okulumuzun bir zamanlar savaş bölgesi diye adlandırdıkları bir yerin tam kalbinde.
Now, we're in the South Pole, so compasses don't work, so we'll have to rely on old-school navigation techniques.
Şimdi, Güney Kutbu'nda olduğumuzdan pusulalar çalışmaz mecburen eski yön bulma tekniklerine bel bağlamak zorunda kalacağız.
Where were you in middle school when we learned all of this?
Liseyi nerede okudun nerden öğrendin tüm bunları?
Hear me out. I did it at my old high school in Scarsdale.
Scarsdale'deki eski lisemde yapmıştım.
Ashley would never come to our parties in high school.
Eskiden partilerimize hayatta gelmezdi.
Oh, this is why I should've been talking to you in high school, instead of talking to jerks and dumb jocks.
Bu yüzden lisede o ahmak ve sporcularla takılmak yerine seninle takılmalıydım.
I wouldn't be in this situation if my dad would let me leave school, like I want to.
Babam, istediğimi yapıp okuldan ayrılmama izin verse bu durumda kalmazdım.
school 616
schools 68
schooled 38
school's out 28
school teacher 23
school sweetheart 16
school bell rings 101
school bell ringing 72
in science 16
schools 68
schooled 38
school's out 28
school teacher 23
school sweetheart 16
school bell rings 101
school bell ringing 72
in science 16