Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / английский → турецкий / [ I ] / Is something up

Is something up перевод на турецкий

1,460 параллельный перевод
Is something up?
Bir şey mi var?
If singing is something you wanna do, we should be boosting you up, not tearing you down.
Eğer şarkı söylemek istiyorsan... sana destek olmalıyız, köstek değil.
If we don't do something with that CO2, if you don't sequester it, then it's gonna be going up into the atmosphere, and CO2 is a global warming gas.
Eğer bu CO2 ile ilgili bir şeyler yapmazsak, eğer buna el koymazsak, atmosferde artmaya devam edecek, ve CO2 küresel ısınma yapan gazlardan birisi.
Howard, you're a chemist, and I would say that your ability to analyze a man's intellectual capacity is way beyond your powers or is this psychological deduction something your wife came up with considering Neil's been in therapy with her?
Howard, siz bir kimyagersiniz, ve bence bir insanın akli kapasitesini çözümleme yeteneğiniz güçlerinizi iyice aşar, yoksa bu psikolojik çıkarım karınızın, Neil'i tedavi ettiğini düşünerek ortaya attığı bir şey mi?
My guess is she knows him, or maybe they hooked up at a cheap motel or something.
Bence adamı tanıyor... ya da belki ucuz bir motelde beraber olmuşlardır.
You'll call me up to the stand. Say something like, "Who is this little friend?" And he'll say :
Sen beni kürsüye çağıracaksın ve "Bu küçük arkadaş kim?" gibi bir şey soracaksın.
But I have to come up with something fast because my deadline is tomorrow.
Ama bir şey bulmam lazım hemde hemen çünkü yarın son gün.
Because I can't say that I'm gonna wake up tomorrow and suddenly wanna do something that I swore my entire life I would never do. 'Maybe'is a very big step for me.
Çünkü yarın uyanıp, hayatım boyunca yapmayacağıma yemin ettiğim bir şeyi aniden istemeye başlayacağıma söz veremem. "Belki" bile benim için çok büyük bir adım.
The Sisterhood is up to something.
Rahibeler bir şeyin peşinde.
So, Kaitlin is up to something.
Şey, Caitlin birşeylere bulaşmış.
- Sorry? - Your son is up to something. And the sooner you tell us, the sooner we're gonna be able to find him.
- Oğlunuz bir iş karıştırıyor ve bunu bize ne kadar çabuk söylerseniz onu o kadar çabuk buluruz.
I know, that's why I thought this trip would be good for you, get you thinking about something else, but it's been cold here and Logan's been bugging you and the raccoon is noisy and the waves were keeping you up.
Biliyorum. Bu yüzden bu tatil sana iyi gelir diye düşündüm. Başka şeyler düşünürsün diye.
And Roy here, whose release we are celebrating today, has taught me that it is never too late to take up something new and to still master it.
Bugün Roy'un hapisten çıkarılmasını kutluyoruz. O da bana yeni bir şey öğrenip onda ustalaşmak için asla geç kalınmadığını öğretti.
And let me tell you something, even he knows this is fucked up.
Sana şunu söyleyeyim, o da bunun saçmalık olduğunu biliyor.
I don't know about that voodoo shit, man, but Chris is definitely doing something... get a nigger to walk up in there knowing he about to get capped, man.
Bu vudu işlerinden anlamam ama Chris kesinlikle bir şeyler çeviriyor adam üstüne geldiğinde sonunun geldiğini anlıyorsun, dostum.
Yo, you need to split that money up or something'cause time is a-wastin'.
Parayı bölüştür dostum. Burda zaman kaybediyoruz.
Fine. Just know in a couple days, when that thing is born, and you're gonna have to snuggle up with something with that face on it, don't come crying to me.
Birkaç gün sonra o şey doğduktan sonra, o yüze sahip bir şeyi kucaklayıp sarılmak zorunda kaldığında, ağlayarak bana gelme.
The light reminds me of Friedrich, the composition of Carter, the choice of objects is Newton, but I haven't given up all hope of seeing something original from you, Mr. Kreuzer.
Işık Friedrich'i,... kompozisyon Carter'ı, objelerin seçimi Newton'u çağrıştırıyor,... ama sizden orijinal bir şey görme umudumdan tamamen vazgeçmiş değilim, Bay Kreuzer.
It is possible to believe in something and still fail to live up to it.
Bir şeylere inanmak ve ona göre yaşayamamak mümkün.
My point is he finally worked up the nerve to do something about it.
Sonunda bu konuda bir şey yapacak cesareti toplamış.
Something is up.
Kesin bu işte bir şeyler var.
All I know is something isn't adding up, and I'd hate to see a lot of innocent people die and a lot of blood get spilled for no reason.
Bir şeyler birbirini tutmuyor. Bir sürü masum insanın ölmesini, sebepsiz kan dökülmesini istemem.
Scofield and his boys- - they're up to something.
Scofield ve saz arkadaşları- - bir iş peşindeler.
He up to something?
- Bir iş mi çeviriyor?
This is something that I picked up for you.
Sana bir şey aldım.
If I sent a cab to pick you up, is that something you'd be interested in?
Seni alması için bir polis yollasam, bununla ilgilenir miydin? .
Something is eating you up inside. What is it?
Seni içten içe kemirip duran bir şey var.
What little food exists is so dispersed that these elephants walk up to 50 miles a day as they travel up the dry river channels searching for something to eat.
Var olan az miktarda besin de o kadar yayılmıştır ki... bu filler kuru nehir yataklarında. yiyecek bulabilmek için günde 80 kilometreye yakın yürürler.
There's something to be cleared up concerning the soldiers across the street.
Oturun. Merkezi aradım. Caddedeki askerlerle ilgili halledilmesi gereken bir iş var.
Marcus is up to something else.
Marcus başka bir şeyin peşinde.
Wait, I think something good is coming up.
- İlginç bir şey geliyor. - Caddeye sıçandan daha mı ilginç?
Frank, not only obviously acts, but even overacts. It is as if his ridiculously excessive gesticulating, shouting and so on, are here to cover up something.
Frank sadece rol yapmaz, bir şeylerin üstünü örtmek için tuhaf bir şekilde el kol hareketleriyle,... bağırarak ve benzeri hareketler yaparak bir şekilde rolünü abartır.
All you gotta do is turn something upside down to make it right side up.
Tek yapman gereken onu baş aşağı çevirip, doğru tarafı yukarı almaktır.
I'm wearing a skirt and heels, and my hair is up in a bun, and I'm pushing one of those really fancy British baby carriages that are called, like, Silver Surfers or something.
Şu süslü İngiliz bebek arabalarından var. Silver Surfer mı ne diyorlar.
I am just feeling bored and even though she is not up to standard, but she may bring something refreshing into the Palace.
Ben sadece sıkılıyorum ve kız standartlara uymasa da Saray'a bir tazelik getirebilir.
But when you're looking at something that you do not want and you shout no at it you're actually not pushing it away. Instead, you're activating the very thought of what you do not want and now Law of Attraction is lining those things up for you also.
İstemediğiniz birşeye baktığınızda ve ona "Hayır!" diye bağırdığınızda onu uzaklaştırmaz, aksine onunla ilgili düşünceyi harekete geçirirsiniz ve bu defa çekim yasası o düşünceyle ilgili şeyleri önünüze sıralar.
Something big is happening up there.
Buralarda gerçekten büyük bir şeyler oluyor.
That son of a bitch is up to something.
.. rospu çocuğu birşeyler çeviriyor.
Your boss is up to something, but we still don't know what.
Patronun bir şey bekliyor, Ama biz bunu hala bilmiyoruz.
Peggy, s fixed me uP With something.
Peggy bir iş çıkardı.
I think something is up with Paige.
Galiba Paige'in bir şeyi var.
Is that your way of beating me up, or is that just the price for sticking something in you?
Beni dövme anlayışın bu mu? Yoksa bu sana bir şey sokmanın ücreti mi?
I'm starting to feel like this murder is covering up something bigger.
Bu cinayet daha büyük bir şeyi örtbas ediyor bence.
Work presents always end up being something edible and bad for you, or something impersonal, like organic soap.
İş yerinde verilen hediyeler her zaman yenilebilir bir şeyler olur. İnsana kötü gelir. Ya da organik sabun gibi kişisel olmayan şeyler olur.
I am going to show something that you can be incooperative while your mouth is here different thing to do the scroll up this is also called the stepchildren named because they belong to someone else and they often get ignored
Şimdi size bir şey göstereceğim : Ağzınızı buraya kadar soktuğunuzda hemen yukarı kaydırmayın... biraz orada bekletin. Biz buna "üveyevlatlar" diyoruz.
Is getting worked up and going for the win something Kira would do?
Eğer kazanmaya çok çalışırsam, bu Kira gibi görünmeme neden olur mu?
I think something is up.
Bence bir haltlar dönüyor.
I think the "truth" is something that is covered up most of the time.
Şimdi bu sayede terfi alacak! Şartlar oluşturuldu.
I think that "truth" is something that is covered up most of the time.
Malesef senin bahsettiğin "hakikat" çoğu zaman karanlıkta kalıyor.
- You're up to something?
- Bir iş mi çeviriyorsun?
Besides, I'm really trying to lay in the stuff for Rory's party next week. I really want to get something special for that party and every item of clothing that I own is covered in spit-up. Please!
Ayrıca Rory'nin partisi için hazırlık yapmam lazım.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]