Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / английский → турецкий / [ I ] / It's cold

It's cold перевод на турецкий

6,542 параллельный перевод
Yeah, it's pretty cold.
Evet, biraz soğuk.
But, ma'am, it's dead cold out,
Ama, hanımefendi, dışarısı aşırı soğuk..
It's hard to believe a couple hours ago, they were all out cold.
Bir kaç saat önce, hepsinin bilinçsiz olduğuna inanmak zor.
If it's not too hot or too cold, the molecules can slide and tumble past each other.
Eğer çok sıcak veya çok soğuk değilse moleküller birbirinin etrafından kayarak ve yuvarlanarak geçebilir.
I know. It's kind of cold.
Biliyorum biraz soğuk.
" It's going to be a cold winter.
Soğuk bir kış olacak.
It's cold out here.
Buz gibidir.
Now, if this kid is out there, chances are, he's hurt. Okay, he's gonna be caught up in something, and it will get cold tonight.
Eğer çocuk orada bir yerdeyse, yaralı veya bir yerde sıkışmış olabilir.
It's cold, though.
Biraz soğuk sadece.
it's a cold place without you.
çok soğuk bir yer olurdu.
Well, they took it right after you You left. That's cold.
- Onlar sen gittikten hemen sonra çıkardılar.
Ooh, it's cold.
Soğukmuş.
I know it's freezing, but at least the beers will be cold.
Hava buz gibi ama en azından biralar ısınmayacak.
It's cold.
Hava soğuk.
- Oh, it's so cold.
Oh, su çok soğuk.
It's cold!
Soğuk ama!
It's'cause it's cold.
Çünkü hava soğuk.
Why do you mention cold spots? That must sound strange, but it's been three days since... I'm sorry.
Neden soğuk yerlerden bahsettiniz?
I forgot my coat and it's gotten all cold out.
Montumu unuttum ve dışarda hava gerçekten soğudu.
Lowell, Lowell, don't. Come on. It's cold.
Lowell, Lowell Gerek yok hava da soğuk.
Eat, it's going cold.
Yesene sen de, yoksa soğuyacak!
Hey, it's way too cold to be playing outside, man, isn't it?
Dışarıda çalmak için hava çok soğuk dostum, değil mi?
Well, we can stand in line. You can tell me all about it over a warm cocoa, or we can go to Musso Frank's for an ice-cold Martini.
Ayaküstü sıcak çikolatalarımızı içerken ya da Musso Frank'te buz gibi martinilerimizi yudumlarken anlatabilirsin.
Yeah, arm still hurts when it's cold, and I lost the pain meds the doctor gave me.
Bir de doktorun ağrı için verdiği ilaçları kaybettim.
Well, it's a lot harder to catch trout when the water is really cold.
Su gerçekten soğukken alabalık yakalamak daha zordur.
- Yeah, when it's cold, their metabolisms drop and they're not as hungry.
- Aynen, hava soğukken metabolizmaları düşer ve o kadar çok açlık hissetmezler.
- It's cold!
Bu soğuk ya!
- Well, I... oh, it's cold.
- Bu soğuk.
It's actually kind of cold out.
Dışarısı biraz soğukmuş.
Um... It's been unseasonably cold.
Hava mevsime göre çok soğuktu.
It's cold.
Çok soğuk.
Let's eat this food before it gets cold.
Hadi şunları soğumadan yiyelim.
But he's only got a Vespa and it's too cold to ride this far.
Elinde bir Vespa'sı var ve buraya gelene kadar donar onunla.
It's cold out here.
Burası soğuk.
It's the cold I don't like. Idiot.
Aptal.
It's so cold on the plane, and the men, they just stare.
Uçağın içi çok soğuk ve erkekler hep seni süzüyor.
It was just really cold. Like a nun's heart.
Bir rahibenin kalbi gibi.
- It's cold. I'm knitting a hat for Lillian.
Lillian'a şapka örüyorum.
I-I don't want to sound cold, but it seems to me that the system did what it was supposed to do.
Mızıkçı görünmek istemiyorum bana kalırsa bu sistem yapması gerekeni yapmış.
It's said that when the cold war was ending, Its owner hid a list inside the effigy, A list of soviet spies.
Soğuk savaş bittiğinde, heykelin sahibinin Sovyet ajanları listesini bu heykelin içinde sakladığı söyleniyor.
It's common to get cold feet before a wedding.
Düğün öncesi bazı sorunlar yaşamak yaygındır.
Where the vice President of the United States shouldn't be able to murder her husband in cold blood and get away with it.
Ona göre USA Başkan Yardımcısı kocasını soğukkanlılıkla öldürüp bundan kurtulamazdı.
She meant that when you live in a place that is so cold your body can't heat all of itself, so it learns that there are parts you must keep warm... And parts that can do without.
Kastettiği, çok soğuk bir yerde yaşıyorsan vücudun bütün bedenini ısıtamaz ve mutlaka sıcak tutması gereken kısımlarla, olmasa da yaşayacağı kısımları öğrenir.
Baby, it's cold outside!
Dışarısı buz gibi!
Come, It's cold out.
Hava soğuk.
It's so cold!
Çok soğuk!
It's not cold enough.
Yeteri kadar soğuk yok.
- Yeah, yeah, it's cold- -
- Evet, evet, soğuk- -
Damn, it's cold.
Çok soğuk be.
What's the matter, guys? Can't wait until Greendale's corpse is cold before you put it on a 6-inch white bun?
15 cm'lik çöreğin içine koymadan önce Greendale'in cesedinin soğumasını bekleyemediniz mi?
It's getting pretty cold, huh?
Hava soğuyor, ha?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]