It hurts перевод на турецкий
6,897 параллельный перевод
Of course it hurts.
Acır tabii.
But it is not really giving, unless it hurts.
Ama verdiğiniz şey canınızı yakmadıkça vermiş sayılmazsınız.
Alright, he comes the agony, but if it hurts too much, you punch me in the face, okay?
Pekala, işte ızdırap geliyor. Eğer çok fazla canını yakarsa suratıma yumruğu çak. Tamam mı?
It hurts so much. What?
- Çok acıyor.
It hurts.
Acıyor.
It hurts just looking at you.
Sadece sana bakmam bile yetiyor.
'Cause Silence of the Lambs is my favorite, and it hurts me that you haven't seen all of it, okay?
Çünkü Kuzuların Sessizliği favorim ve hepsini izlememiş olman beni incitiyor tamam?
Thanks. I hope it hurts.
- Umarım canın yanar.
Well, since Margaux's first act of office was to make him second-in-command... We hurt him, it hurts her, and then... I take over.
Margaux'nun görev başında ilk işi onu muavin seçmek olduysa adama zarar veririz, o da ablama zarar verir ve sonra İdareyi ele geçiririm.
- Oh, it hurts!
Canımı yakıyor.
you'll go up a lot, and the other big thing to say is, it hurts.
Üstelik havaya uçmakla da kalmazsın öyle bir yere çakılırsın ki, çok fena acıtır.
Making sure you learn your lesson. Ow! It hurts!
- Dersini aldığından emin oluyorum.
It hurts!
Bu acıtıyor!
It hurts... I can't.
- Arayamam ki, çok acıyor.
It hurts.
Çok acıyor.
Oh, it hurts.
Acıyor.
Oh, my God, it hurts.
Tanrım, canım acıyor.
When I'm bending those steel bars or I got a stack of three acrobats standing on my head, it hurts like hot lead in my fingers and shoulders.
Çelik çubukları bükerken veya akrobatlarla uğraşırken çok canım yanıyor.
If you shake it hurts the child.
Sen endişeye kapılırsan çocuğumuz da etkilenir.
It hurts!
Acıyor.
It didn't work out, and it... it hurts.
Yürümedi ve bu gerçekten acı verici.
Bet it hurts a little bit, huh?
Eminim biraz acıtmıştır.
Even when it's hard, even when it hurts, even when it comes at a personal cost.
Zorlayınca da, acıtınca da konu kişisel şeylere gelirse bile...
We do what we have to, Charlie, even if it hurts.
Acıtsa bile yaptığımız, yapmamız gereken bu Charlie.
Especially if it hurts.
Özellikle de acıttığında.
It hurts really bad!
Çok ağrıyor.
It hurts to die, first off.
Öncelikle, ölmek canını yakıyor.
But you say something like that to somebody, it hurts, especially somebody of her age, especially if you're you.
Ama birine böyle bir şey dersen kırılır, özellikle de onun yaşındaysan,... özellikle de söyleyen sensen.
'Cause it hurts like fuck.
Çünkü inanılmaz acıyor zaten.
Oh, it hurts. Make it stop.
Acıyor, durdur şunu!
Look, if it helps me make a sale with a physician, I don't think it hurts to flirt a little.
Bir doktora satış yapmama katkısı olacaksa biraz kur yapmanın bir zararı olmaz bence.
It hurts.
Acıtıyor.
Yeah, I'm trying to find something for my wrist. It hurts like hell.
Evet, bileğim için bir şey bulmaya çalışıyorum.
It hurts...
- Acıtıyor...
- It hurts!
- Acıyor.
If Lyle hurts somebody else, it's on me.
- Lyle birine zarar verirse vebali benim olur.
♪ Daddy's got a big surprise. ♪ Daddy, it hurts.
Babacığım, acıyor.
It hurts, right?
Acıtıyor, değil mi?
Painkillers. It barely even hurts.
Ağrı kesiciler.
You see, it's the beauty that hurts the most - -
İnsanı en çok acıtan güzellik.
It really hurts. Is that normal?
- Bu kadar acıması normal mi?
- My head hurts when I move it.
- Kıpırdayınca başım acıyor.
My head, the left side hurts so much, it's burning.
Başımın sol tarafı çok ağrıyor, yanıyor.
You know, first there's the nine months of agony, your body hurts, it's hot, it's cold, you crave pickles, and there's no words to describe whatever the fuck labor is.
İlk olarak dokuz aylık bir işkence dönemi acı çekersin, sıcaklık orta yeri bulmaz, turşu aşerirsin ve doğum sancısını anlatacak kelime yok bile.
It really hurts! My neck!
Boynum çok ağrıyor.
- It really hurts!
- Çok ağrıyor.
Oh, I'm sure, m'lady, but it never hurts to look your best, does it?
Eminim leydim, ama güzel görünmenin bir zararı dokunmaz öyle değil mi?
It really, really hurts.
Gerçekten acıdı.
It just hurts.
Sadece acıyor.
Let me know if it still hurts tomorrow.
Yarın yine acırsa bana haber ver.
It hurts!
- Acıdı!