Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / английский → турецкий / [ J ] / Just wait there

Just wait there перевод на турецкий

426 параллельный перевод
Now you just wait there or me.
Şimdi biraz beni bekle.
Just wait there half an hour.
Orada yarım saat bekle.
It'll take a few moments. Just wait there.
Bir kaç dakika alacak.
Just wait there a minute.
Burada bir dakika bekle.
No, you just wait there.
Hayır, sen oradan ayrılma.
- Just wait there
- Sadece orada bekle.
Wait. What just happened out there?
Orada ne oldu öyle?
Just you wait there for one moment.
Beni bir dakika burada bekleyin.
Just wait in there.
Sen şurada bekle.
Wait, there's just three things wrong with that statement.
Bir dakika profesör, bu cümlede tam üç hata var.
Just you wait there.
Burada bekle.
Just you wait there in your homes and I will eed you.
Evinizde bekleyin, ben sizi besleyeceğim.
Just wait there.
Ne yapıyorum...?
You just wait right there.
Orada bekleyin.
When you get there, wait and see, it'll just pour out.
Oraya vardığında, bekle ve gör, hemen dökülecek.
Just wait in there.
Burada bekleyin.
Would you just wait in there?
Orada bekleyebilir misin?
Just wait. There'll be a civil war... and in the very near future.
Yakında bir iç savaş patlak verecek.
Just wait right there.
Sadece orada bekle.
Just wait till I get up there and tell the judge how he treated me.
Sadece oraya çıkıp bana nasıl davrandığını anlatmamı bekleme.
Just go inside and wait there.
Sadece kulübeye girip bekle.
Well, I know that, Major, sir... but I just figured I'd sit there and wait till they come back.
Şey, biliyorum binbaşιm... ama orada oturup dönmelerini beklerim diye düşünmüştüm.
- Just wait over there.
- Şurada bekle.
If you get back to the opening before Willy gets there, just wait.
Willy oraya gelmeden başladığın yere dönmen gerekirse, sadece bekle.
I'm always at the Balto lf l'm not there, just wait 10 minutes
Ben her zaman Balto'dayım. Eğer orda değilsem sadece 10 dakika bekle.
We're not going to leave them there while we just sit and wait.
Burada oturup bekleyerek onları orada bırakamayız.
Mr. McCabe will be with you in just a wee minute so you wait right there.
Bay McCabe birazdan yanınıza gelecek. Siz burada bekleyin.
Just wait, I'll give you something when I reach there...
Bekle, oraya gelince ben sana bir şey vereceğim!
You just must wait there for me.
Orada beni bekle.
Just stand there and wait.
Sadece burada dur ve bekle.
Here you sit, and you want only to wait, just to wait until there is nothing left to wait for.
Burada oturup, sadece beklemek bekleyecek bir şeyin kalmayana kadar beklemek istiyorsun.
Just to wait, until there is nothing left to wait for.
Bekleyecek bir şey kalmayana kadar beklemek.
I can't just stand there and wait!
Böylece durup onları bekleyemem!
Oh, I just can't wait to get out there.
Oh, sahneye çıkmak için sabırsızlanıyorum.
We can't just wait here like sitting ducks, let's get in there first.
Burada öylece oturup bekleyemeyiz, oraya önce biz gidelim.
I can't just sit there on the couch and then wait for him.
Kanepede oturup onu bekleyemem.
BUT WOULD SHE PLEASE JUST WAIT UNTIL I GET THERE.
Benim için ona bir şey söyler misiniz?
You just wait right there.
Sen burada bekleyeceksin.
No, you just wait right there.
Sen burada bekle.
Well, what we'd do is just sit there and wait... for someone to have an impulse to do something.
Yaptığımız oturmak ve birisine bir şeyler yapmak için bir dürtü gelmesini beklemekti.
Just wait there.
Orada bekle.
Wait, there's just one more thing.
Bir dakika. Bir ayrıntı daha var.
You know, just wait till somebody is on the switchboard there.
Santralde birilerinin olmasını bekleyelim.
No, wait a minute, just stay right there.
Hayır, dur biraz, sen orada kal.
Some nights I just can't wait to get out there...
Bazı geceler oraya çıkmak için sabırsızlanıyorum...
Tommy, breakfast will be ready in a minute. You just wait right there.
Tommy, kahvaltı bir dakikaya kadar hazır.
Can't just stand there and wait for the ball, am I right?
Orada bekleyip durmak zor olmalı haksız mıyım
You're not gonna wait around out there, all day, for just anybody to come along.
Orada değildin, bütün gün orada bekleyecek değildik.
- Now, just wait for me there.
- Şimdi sadece orada beni bekle.
Well, if you would just... wait there for one moment- -
Peki, bir dakika... orada beklerseniz- -
There must be something else we can do beside just sit around and wait.
Burada kalıp beklemek dışında yapabileceğimiz başka şeyler olmalı.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]