Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / английский → турецкий / [ L ] / Listen to the music

Listen to the music перевод на турецкий

314 параллельный перевод
So sit back and enjoy someone or something illicit if you can get it, and listen to the music.
Arkanıza yaslanın ve bulabilirseniz yasadışı şeylerin tadını çıkarın ve müziğe kulak verin.
So we can all be quiet and peaceable and have a few beers together... ... and listen to the music.
Sessizce ve sakince oturup birlikte bira içer ve müzik dinleriz.
Listen to the music.
Müziği dinle.
Listen to the music.
Müziği dinleyin.
Sometimes I just like to sit outside by a window and listen to the music.
Bazen sadece camdan dışarı bakıp, müzik dinlemeyi tercih ediyordum.
Let's listen to the music.
Şimdi müzik dinleyelim.
- Come on, let's listen to the music.
Hadi. Müzik dinleyelim.
Think what your country has done to these men as you listen to the music.
Ülkenizin bu adamlara ne yaptığını düşünün.
Well, I do get lonely, you know, but l- - Soon as I listen to the music, it just goes right away.
Şey, gene yalnızım tabi, ama- - müziği dinlerken, bu duygu kayboluyor.
The other thing was distracting from it, and I think he realized that... and wanted to get out of that, and get people to just listen to the music.
Ünlü olmak biraz kafasını karıştırıyordu, sanırım o da bunu fark etmişti. Bundan kurtulmak, insanlara müziğiyle hitap etmek istiyordu.
Listen to the music.
Müzüğü dünle.
I'd go for a ride with chicks who'd go And listen to the music on the radio
Yanıma alırdım piliçleri Açardım radyoda da müziği
Granny, listen to the music!
Büyükbaba, müziği dinle!
Okay. Just listen to the music.
Sadece müziğe ver kendini.
Listen to the music.
Müziği dinle. Ritmi takip et.
Why don't Echo and I just go in and have a beer and listen to the music?
Echo'yla ben de içeri gelip bira içsek ve müzik dinlesek?
Man, listen to the music, man.
Müziği dinle adamım.
We would sit around the fireplace and listen to the music of Wagner.
Şöminenin etrafına oturur, Wagner dinlerdik.
It's a racer! Listen to the music, you drive it by ear!
Motor sesine göre sürmen gerekiyor.
Listen to the music!
Müziği dinleyin!
Monsieur Danceny is one of those rare eccentrics... who come here to listen to the music.
Bay Danceny buraya müzik dinlemeye gelen... o nadir tuhaf kişilerden biri.
We'll listen to the music, and then we'll talk.
Müziği dinliyoruz ve sonra konuşacağız.
Listen to the music!
Müziği dinle!
Go listen to the music, huh? - You think Bleek's Elvis?
Git müziği dinle.
While the rest of you listen to the music, and drank cocktails and dance, to whatever is you get up to yes.
Müzik dinlerken, kokteyl içerken ve dans ederken veya bugünlerde partilerde ne yapılıyorsa artık.
Listen to the music of the traffic in the city
Şehirdeki trafiğin müziğini dinle
Listen to the music coming through your feet.
Ayaklarına kadar gelen müziği dinle.
Imagine going all the way to Europe just to listen to music!
Sadece müzik dinlemek için ta Avrupa'ya gittiğinizi düşünsene.
People who draw read books listen to the better music....
Resim yapan kitap okuyan daha kaliteli müzik dinleyen... Çok kitap okuyan bir kızla çıkmıştım.
MAYBE A SUMMER NIGHT SOMETIME, WHEN HE'LL LOOK UP FROM WHAT HE'S DOING AND LISTEN TO THE DISTANT MUSIC OF A CALLIOPE
Belki bir yaz gecesi, uğraştığı işten kafasını kaldırıp atlıkarıncanın uzaktan gelen müziğini dinlediğinde ve geçmişine ait yerlerin ve insanların seslerini ve kahkahalarını duyduğunda.
The same way you smile when you listen to some good music.
Güzel bir müzik duyunca yüzün gülüyor.
I don't understand how you can listen to music and write at the same time.
Nasıl hem müzik dinleyip hem yazabiliyorsun anlamıyorum zaten.
It's about what's happening now and if you listen to the lyrics and you listen to the, to the rhythm and, and what's in the music then you'll know what's, what's going on with the culture.
Şu anda olan biten bu, ve sözleri ve müziği dinlersen, o zaman ancak buradaki kültürü anlayabilirsin.
I read, listen to music, do the garden.
Okuyorum, müzik dinliyorum, bahçe ile ilgileniyorum.
A Queen of Spain does not listen to music when the King is out hunting.
İspanya Kraliçesi Müzik Dinlemez.... Kral'ın av şarkısından başka..
Maybe we can listen to some music on the stereo, or... watch some TV!
Belki biraz müzik dinleyebiliriz. ya da... biraz TV seyrederiz!
Black radio didn't want to play Jimi Hendrix's music because they said... not did only his music not relate, but the people that went... to see Jimi Hendrix was not the crowd that would listen to a black station.
Siyahlara hitap eden radyolarda Jimi Hendrix çalmıyorlardı, çünkü... bu müziğin kendi dinleyicilerine uzak olduğunu ve onu dinleyenlerin... siyahların radyolarını dinlemediğini düşünüyorlardı.
So we went into Clinton's room to listen to the stereo... and instead of getting mood music, we get you guys yakking on the intercom.
Biz de Clinton'ın odasına gittik ve stereoyu dinledik... güzel bir müzik yerine siz beylerin bağrışmalarına tanıklık ettik.
I couldn't listen to the same music all week.
Aynı şarkıları tüm hafta dinleyemezdim.
You'd listen to music in the cellar.
Bodrumda müzik dinlerdin.
You will be able to listen to all the music you want... and I will fix you a hearty breakfast.
İstersen müzik dinleyebilirsin.... ve doyurucu bir kahvaltı hazırlayabilirim.
jj YOU CAN'T BOOGIE NO MORE jj jj BOOGIE jj jj BOOGIE NO MORE jj jj LISTEN TO THE MUSIC jj EXCEPT FOR THE ASSHOLES AND THE FAGGOTS, I'M THE RICHEST SON OF A BITCH IN THIS COUNTY.
Üçkağıtçıların ya da hırsızların dışında bu ülkenin en zengin adamıyım.
It's the goddamn nigger music you listen to.
Bu, senin dinlediğin o zenci müziğinden daha iyidir.
The only time I listen to music is in my car.
Sadece arabamda müzik dinliyorum.
I listen to the same music as Marissa Cooper I think I have to kill myself and the best part is taking a band that wouldn't necessarily get a chance like this on a TV show or on MTV or on radio
Şarkıyı duyunca karakterlerin aklından neler geçtiğini anlayabilmem gerekiyordu. Neden? Sen ne seversin?
When I think I may never see the stars listen to good music, or talk to a beautiful girl like you.
Bir daha yıldızları göremeyeceğimi... iyi müzik dinleyemeyeceğimi... böyle güzel bir kızla konuşamayacağımı düşünüyorum da.
There are occasions when it is necessary to keep silent to be able to listen to music through the noise of rain.
Kimi zamanlar vardır ki, yağmurun sesindeki müziği duyabilmek için sessiz olmak gerekir.
It's the music you kids listen to today.
Bu seçtiğin müziği şimdilerde çocuklar dinliyor.
I just would really like to lay on the sand with a pair of headphones and listen to some music, maybe read a book.
Kuma uzanıp bir çift kulaklıkla biraz müzik dinlemek ya da kitap okumak isterdim.
How can you listen to four pieces of music at the same time?
Aynı anda, 4 farklı müzik parçasını nasıl dinleyebiliyorsun?
Listen quietly to the music.
Oturup, sessizce şarkıyı dinleyin.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]