Maybe it should be перевод на турецкий

Or maybe it should be.

Ya da komik olmalı belki de.

Maybe it should be Bruce Vain.

Aslında ismi Bruce Vain ( kibirli ) olmalıymış.

Although maybe it should be me.

Belki de öyle biri olmalıyım.

All right, okay. If we have to leave the kids with somebody, then you know... maybe it should be your mom.

Pekala, tamam, eğer çocukları birisiyle bırakmak zorundaysak sanırım,

Maybe it should be "kid."

Belki "çocukken" demelisin.

Maybe it should be you up here instead of me?

Belkide burda benim yerime sen olmalısın

Maybe it should be in black and white.

Belki siyah beyaz olmalı.

Well, then maybe before either of us get too hurt maybe it should be today.

O zaman belki de, ikimizden biri çok fazla incinmeden bu iş, bugün olmalı.

Well, then maybe it should be sooner.

O halde erken öğrenmesini sağlayacağız.

- Maybe it should be : The later, the better.

Ne kadar erken, o kadar iyi.

Maybe it should be.

Belki de olmalıdır.

Maybe flying should just be restricted to 35,000 feet, and let it go at that.

Belki ucmak 35.000 fite kïsïtlanmalï.

As a matter of fact, it should be maybe an "A" - plus, don't you, Father?

- Bence A artı. Sizce?

And maybe that's the way it should be.

Belki olması gereken de budur.

Maybe you should be in it.

Belki de o bölümde olmalısın.

Maybe you sent it to the cleaners Oh, no It should be in the closet Where's that address book?

Belki onu kuru temizlemeye gönderdin. Hayır. Şu adres defteri nerede?

It's not a hanging matter to be young... but it maybe should be a hanging matter for a man of middle age... to try and steal the youth from a young girl.

Genç olmak suç değil. Ama orta yaşlı bir adamın bir kızın gençliğini çalmaya kalkması ağır bir suç olsa gerek.

What are you doing now, playing right tackle? Maybe it was a sound that should be there and wasn't.

Belki de aradığım ses, olması gereken ama olmayan bir sesti.

Maybe we oughta be asking ourselves should we even be trying to outrun it.

belki de kendimize oradan geçmeyi deneyip denemeyeceğimizi sormalıyız.

Maybe you should put a spot like this in your club. It will be big.

BeIki kuIübüne de böyIe bir köşe koyarsın.

See, I'm wondering if maybe I should have something I really love, or maybe it'd be better to have something I've never tried before.

Bak, merak ediyorum, gerçekten sevdiğim bir şeyi mi almalıyım ya da belki daha önce hiç denemediğim bir şey daha iyi olabilir.

- I just can't seem to find the right man. Maybe it's not a man you should be looking for.

- Belki araman gereken erkek değildir.

Maybe we should be paying more than $ 6 an hour. Hey, hold it.

Anlıyorum.

- Maybe we should order a pizza. - You do and it'll be delivered by the FBI.

- Ismarla, FBI tarafından getirilir.

And it's very nice that you're willing to consider the possibility that I may not be the worst person that ever lived, but I'm starting to think that maybe, um... maybe there's something I should clear the air about.

Ve benim yaşayan en kötü insan olmadığım ihtimalini göz önünde tutman çok güzel. Ama şunu düşünmeye başladım, belki um... belki bu havayla ilgili açıklığa kavuşturmam gereken birkaç şey vardır.

So maybe this should be it.

Belki de böyle olmalı.

Maybe we should... - It could be shock.

Kontrol edecek miyiz?

Maybe we should be looking at it from the point of view of true entrepreneurs.

Gerçek birer girişimci gibi düşünsek daha iyi olabilir.

If we can't be like Gareth and Matthew, then maybe we should just let it go.

Eğer Gareth ve Matthew gibi olamayacaksak, o zaman akışına bırakmalıyız.

Well, sir, I've been thinking maybe... it should be shut down.

Dinle bay... Belki de yapmalıyız.

Tamara, maybe I'm a traditionalist, but I've always thought it should be ladies before worms.

Tamara, gelenekçi biri olabilirim ama hep bayanların solucanlardan önce geldiğini düşünmüşümdür.

I'll always love it, but maybe I should be teaching it instead of practicing it out here in the world.

Herzaman da seveceğim, ama belki de avukat olarak çalışmak yerine, birilerine hukuğu öğretmeliyim.

[Camera Shutter Clicks] Come on, Edward, maybe it would be helpful ifyou gave Kitty... one reason why the two ofyou should stay together.

Hadi Edward, belki de Kitty'ye ikinizin beraber kalması için... bir sebep göstermen işe yarar.

Maybe, in physical terms, I'm a little cuter than you, But you should be much more popular than I am... it would be such a shame

Belki fiziksel olarak ben senden biraz daha çekiciyim ama sen benden daha popüler olmalısın.

I told her what a great friendship it was and how I thought, maybe, that we should be a couple. - She thought it my best joke yet.

Hayır, ona arkadaşlığımızın ne kadar güzel olduğunu ve belki bir çift olabileceğimizi söyledim.

Yeah, maybe we should think up a new name, because I tell you what it won't be Beacon Street Pizza no more!

Evet, belki yeni bir isim de düşünmeliyiz. Çünkü burası Beacon Caddesi Pizzacısı olmaktan iyice çıktı artık.

It should be for about three pounds or maybe more.

- Hem de çoktan. - Üzgünüm.

Maybe that's how it should be.

Belki olması gereken de bu.

We're just another father and daughter who don't communicate anymore. Maybe, maybe that's how it should be.

Sadece artık iletişim kuramayan herhangi bir baba ve kızdan biriyiz.Belki de olması gereken budur.

It should only be maybe 20 minutes.

En fazla 20 dakikaya gelir.

And I know it can be difficult but maybe you should back into it from somewhere else.

Ve zor olabileceğini biliyorum fakat belki başka yerde açıklamayı denemelisin.

Maybe I should be, but somehow... I know it's safe.

Belki de endişelenmeliyim ama bir şekilde güvende olduğunu biliyorum.

Maybe that's the way it should be.

Belki de olması gereken bu.

Then maybe it's your wedding we should be planning.

Belki de düğünü beraber planlamalıyız.

Well, maybe it's just me, but I'm of the opinion that a man should be more concerned about his family's well-being than figuring out a way to get his wife to let him go on a week-long golf retreat to Myrtle Beach.

Belki de bana öyle geliyor ama bence bir adam ailesini daha çok düşünmeli. Myrtle Sahili'ne golf turnuvasına gitmenin yolunu yapmamalı.

It's my money, so maybe I should be asking you where the money is.

Para benim, bu yüzden belki de paranın nerede olduğunu benim sormam gerekiyor.

- Maybe I should be more like you when it comes to parenting.

- Belki de mesele ebeveynliğe gelince senin gibi olmam gerekir.

Maybe instead of forgive and forget, it should be forgive and remember.

Belki unutmak ve affetmek yerine affetmeli ve hatırlamalı.

I'm thinkin', though, that since I lost a finger - and I mean literally lost it'cause of that fuckin'cat - maybe I should be excused from this thing.

Düşünüyorum da parmağımı kaybettiğime göre ve o lanet kedi yüzünden kaybettiğime göre belki beni mazur görebilirsiniz.

Maybe it should just be us.

Belki sadece biz olmalıyız.

If what's in the Rambaldi box is a danger to you, and these keys are the only way to open it, maybe they should be destroyed.

Rambaldi Kutusu'nun içindeki şey senin için tehlikeliyse ve kutuyu açmanın tek yolu anahtarlarsa belki de onları yok etmeliyiz.