Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / английский → турецкий / [ M ] / Maybe later

Maybe later перевод на турецкий

2,035 параллельный перевод
Maybe later, grandpa is busy.
Belki sonra, Büyükbaba şimdi meşgul.
- So, you want to play dirty? - Maybe later.
- Demek benimle oyun oynamak istiyorsun.
Maybe later you can come jab an elevator button... a hundred times after I've already pushed it.
Sonra gelip yüz kez bastığım asansör düğmesine bir kere de sen basarsın.
Maybe later.
Sonra da alabilirsin.
Maybe later.
Belki daha sonra.
Maybe later.
Belki biraz sonra.
Maybe later.
Belki sonra.
Why don't you wait, maybe later we can both go out there.
Neden beklemiyorsun, belki birlikte gidebiliriz.
Um, maybe later, I gotta go into town.
Belki daha sonra. Kasabaya inmeliyim.
- Maybe later
- Belki sonra.
I don't know, maybe later.
Bilmem, belki daha sonra.
Maybe later. They can't get anyone to play right now.
Daha sonra belki.
- Maybe later, yeah?
- Belki sonra alırım, olur mu?
- Maybe later?
- Belki sonra mı?
You know what, I'm sorry, but I can't... Maybe later.
Üzgünüm ama yapamayacağım özür dilerim.
- Maybe, later. No, fuck you!
Hayır, siktir!
Maybe we should do this later.
Bak, bunu belki sonra konuşsak daha iyi.
Well, maybe I should come back again and see you later.
Belki de sonra gelmeliyim sonra görüşürüz.
Maybe, inshallah, later this afternoon if that wouldn't make you uncomfortable.
Belki, inşallah, bu öğleden sonra rahatsız olmazsan.
But maybe I'll see you later.
Hoşça kal... Belki sonra görüşürüz
- yeah, maybe we can do this later.
- Belki bunu daha sonra yapmalıyız.
A few days later, maybe a week later I suggested to the family that we hold a séance.
Birkaç gün sonra, belki bir hafta sonra aileye bir seans düzenlememizi önerdim.
Hey, uh, maybe we could get a bite to eat later or something.
Belki bir ara birlikte bir şeyler atıştırabiliriz.
You know, maybe I'll do that later.
Belki sonra.
Let's come back later, maybe the storm will have died down.
Daha sonra gelelim belki fırtına diner.
Maybe see you in the bar later.
Sonra barda görüşürüz belki.
Maybe. Later, bro.
Görüşürüz.
Maybe a cup of coffee or something later?
- Daha sonra belki birer kahve içeriz?
So... maybe i'll see you later?
O zaman... Belki sonra görüşürüz?
Um, maybe we should take a break, okay, and we'll pick this back up at Denise's later.
Belki ara versek iyi olur daha sonra Denise'de devam ederiz.
You wanna maybe grab a drink later?
Belki sonra bir bira kapmak istersin?
A bit later maybe.
Belki biraz daha geç.
I'll be at the bursar's office later, and maybe we could have dinner.
Muhasebe ofisinde gideceğim belki daha sonra yemek yiyebiliriz.
Maybe some time later.
Belki daha sonra.
- Maybe I could buy you a drink later.
- Belki sonra sana bir içki ısmarlayabilirim.
Maybe we could take you for a tour a little later. - Sure.
Belki seni sonra kısa bir tura çıkarırız.
I thought I would take her to some galleries and maybe go by the "Lez Girls" set later.
Sanırım bir kaç sergiye götürürüm. "Lez Kızlar" setine gideriz belki sonra.
Maybe we should think about this first before we do something we'll regret later, all right?
Pişman olacağımız bir şey yapmadan önce bunu düşünmeliyiz.
Maybe they didn't move here until later.
Belki de, buraya sonradan gelen biri değildir.
- Maybe I will a bit later.
- Belki birazdan alırım.
Maybe they're pack animals and they're marking me for later. I don't know.
Belki sürü halinde avlanıyorlar ve beni sonra yemek için işaretlediler.
I think we should talk later, maybe someplace louder.
Sanırım daha gürültülü bir yerde, sonra tekrar konuşsak daha iyi olacak.
Could I look at that later maybe?
Şuna daha sonra baksam olur mu?
Maybe we could talk later or something?
Belki sonra görüşürüz?
Maybe sooner rather than later. You guys talking about me?
Er ya da geç bulacaktır.
Maybe it'll clear up later.
Belki sonra hava açar.
You want to come over later, maybe?
Belki daha sonra gelmek istersin.
Maybe a little later if I get into some hand-to-hand combat.
Tabii eger alengirli bir gun olursa biraz daha gec.
Maybe we'll catch up later, huh?
Belki seni daha sonra yetişiriz ha?
Maybe I can run a station in the countryside like this later.
Belki, gelecekte bunun gibi bir köy istasyonunun başına geçebilirim.
Maybe we should have come along a little later. Given you and Clayre some time together.
Sana ve Clayre zaman tanımak için belki biraz daha geç gelmeliydik.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]